Sinir savaşları
Kelimenin verdiği anlamın içinde, cennette hep bel altı müjdelerden iğrenen, değerli ruhdaşların çilekeş mısraları, tapılması gereken en yüce somut gerçek...
Bir lüzumsuz hayatın fakir ve fukarası, değil belki fetvada nokta kadar değerli, nicedir aranılan iki kaşın arası, bir kurşun uzaklığı kadar dost eksikliği...
Edebiyat parçala cımbızla ve ayıkla, çıkardan başka ne var kurulu dünya düzeni, hayallerin sultanı kan deryası içinde, boğazına insanın keskin bıçak darbesi...
Tanrılara adanmış çocukların alnına, bir parmak kan dokundur imanlı dindar denil, çok bilmiş eski kuşak umursamaz yenisi,
Görülen bir kaossun toparlanamayan, duyulsa da çığlığın balina kulaklarıyla, vahşi burunu izle ganimet peşindeysen, okuyup neyleyecek kabadayılar sultan
Cinnet evveli deprem sel yıldırım kuraklık, ne varsa yaşanacak sürülecek mazlumlar, daha bitmemiş bu yol doğudan hep batıya..
Dinleri geri kalmış sistemi çöken dünya, plastik çöpleriyle ihtalatın zengini, bir coğrafya içinde toprak sahibi ölü, yaşayanın fanisi kadar değersiz insan.
Son imparatorluklardan miras kalan köhne, yetiştirdiğin çocuk yalanın boyu kadar, erişmiş ve yetişmiş babasının boyuna, sıçratılan çamurun en pisi saray menşei..
En orospu insanlar genel evlerde değil, ve günümüzde temiz denilen makamlarda, cübbeleri düğmeli allahı para olan, ve hala bin yalanı pazarlayan mabette.
İnsan kalabilmenin imkansız devri gibi, bir döngüde her nefes alıp veren fikirler, insana ve doğruya en yakın olan kişi, yaşamak için neden arıyorsa kıyamet..
Dehre ayak uyduran düşünceler deryası, fırtınalı bir hayat bitmeyen isteklerde, huzur bulunmaz yaşam cahiller en yakının, bilginler sükuta ram yiğitler intihara.
Yakında manşet manşet şimşeklerin düştüğü, insanların kafası ve bedeni iki şak, geliyor nerelerden öteden berilerden, acının en büyüğü çocukları yakacak..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.