- 920 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
YAŞAMAK ŞANSTIR ÇOĞU ZAMAN
Gece yarısı sarsıntıyla uyandığımda her nedense savaş oluyor ve bombalanıyoruz diye düşündüm. Anlamlandıramadığım durum beni adeta felç etmişti. Ne oluyor? Ne oluyor? diye bağırmalarıma eşimin “deprem oluyor” cümlesi yanıt oldu.
Dualar dilimden dökülürken olduğum yerde kalakalmıştım, yatağımın içinde. Aklıma dışarı çıkmak gelmiyordu. Eşim henüz iki ay sonra iki yaşına girecek olan oğlumu kucakladı dışarı çıkalım dedi. Ben “yürüyemiyorum” dedim zangır zangır titriyordum.
“Siz çıkın.”
8 yaşında olan kızım, “Ben de annemle kalacağım” dedi. Hep birlikte beklemeye başladık. Apartman merdivenleri hareketliydi. Bir müddet sonra kesilen ses, yerini kapımıza vurulan yumruk seslerine bıraktı. “Hocam çıkın artçılar yıkıcı olabilir.” Biz şanslı kişilerdik. Binamız dimdik ayakta duruyordu. Adeta emekleyerek doğruldum ve dışarı çıktık. Bir mahşer yeriydi sokak. Karanlık kızıla bürünmüş, ürkütücüydü.
Oradan çocukları uzaklaştırmak için arabamıza bindik boş bir araziye geldik. Fazla sürmedi bekleyişimiz, büyük bir gürültü ve sarsıntı daha oldu. Yüreğimizdeki yangı kat be kat arttı. Binlerce kişi kaybedildi. 8 - 10 katlı binalar bir iki metrelik toz yığını halini aldı. Çığlıklar kulaklarımızda hala… Ve o koku…
“SESİMİ DUYAN YOK MU?”
Unutmadık, unutamayız, unutturmamalıyız…
Kayıplarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.