- 664 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Ejder Krizi 7
Lili ve adamlarının yardımı ile Abel kurtulduktan iki hafta sonra Federico’nun infazına sıra gelmişti artık.
- Ah şimdi sıra bende Federico ne demiştin hatırlıyor musun. Biri ölecek ama bu ben olmayacağım ah be yaşlı kurt planların tam tutmadı galiba. Beni orada hemen öldürsen belki şu an bu halde olmazdın. Biliyor musun beni bu hale getirmen beni öldürmüş olmandan farklı değil aslında ve bende sana bir iki şirin hikaye anlatıp öldürmeyeceğim.
Yanındaki iki köpeğe gelince onları adamlarıma verdim artık nasıl fiziksel acılar çekerek ölürler bilemiyorum.
Sen ise biraz fiziksel hasar sonrası yaşaman için tedavi edileceksin.
Bilirsin kolunu bacağını hatta bütün uzuvlarını kaybedip yaşayanlar olabiliyor.
Ah bide akıl kaybı var biliyorsun değil mi onu bile kaybettirebileceğimi bana sen öğrettin.
Ne yapacağım biliyor musun. Abel’in gözleri ve gülüşü bir şeytanı andırıyordu. Yakalanmış olmanın ve biraz dayağın yorgunluğu altında ki Federico bu işin hızlıca biteceğini umarak yüksek perdeden konuşmaya başladı.
- Kes sesini velet iyi ki oruspunu öldürdük bana acı çektirsen ne olacak sanki, peşinde koca bir krallık olacak. Her ülkede ödül avcıları seni arayacak elinde sonunda biri kelleni kralların önüne atacak yahut bir kent meydanında yağlı kazık da yakılacaksın.
- hmmm beğenebilirim bu tip düzenli ölüm şekillerini hoşuma bile gidebilir, neyse önce sana yapacaklarımı bir anlatayım da sonra bana hiç sıkıntı çıkarma. Öncelikle Lili’nin özel olarak hazırladığı hafızanın bir on yılını silen ilacı içeceksin. Bir saate ne var ne yok koca on yılın bir anda yok olacak , ve ben ardından senin dilini keseceğim, gözlerini dağlayıp, parmaklarını teker teker koparacağım. Ve sen hiç tanımadığın birinin neden sana işkence ettiğini düşüneceksin, masum olduğunu düşüneceksin Tanrılara yakaracak bana küfürler edeceksin. Ama dilin kesik olduğu için bunlar birer homurtudan ibaret olacak. Acıya ne kadar dayanabilir bir insan hiç merak ettin mi. Hah diğer konuya gelirsek tüm bu işlemlerden sonra seni bir kasaba yada köyün yakınlarına atacağım. Ah insanlar ne çok korkacak ama sen bunları sadece duyacaksın. Ben seni öldürmeyeceğim ancak sonrasında ölüp ölmemek sana kalmış.
- hahaha biliyordum benim aradığım varis sendin
- elbette Federico ama bir farkla ben senin gibi para için değil zevk için yapıyorum bunu.
Federico’nun kendini kandırmak için herhangi bir bahanesi kapmamıştı. O mükemmel çocuğun içinden mükemmel bir şeytan çıkmıştı. Aslında bu sefer ki planı tutmuş olsa terk edecekti bu ülkeyi ve hatta iyi bir insan olarak yaşayıp insanlara yardım edecekti. Sonra aklına Abele attığı nutuklar geldi çirkinlik ile yaşayan çirkince ölür ve o bunu biliyordu. Ancak Abel’in yaptıkları onun kötülük mantığının bile ötesine uzuyordu. Bir ihtimal Abeli en azından kendini direk öldürmesi için ikna etmeyi denese miydi.
Lili elinde yeşil bir şişe ile neşe içinde odaya girdi, üzerinde çiçekli bir elbise bedeninin tüm tazeliği orta yere serilmişti.. Bir kaç saat içinde bu odanın bir mezbahaneye döneceğini bilmiyormuş gibi elindeki şişeyi Abele uzatıp
- her şey hazır tam istediğin gibi hem onun hafızası silinecek hem de onun aşırı kan kaybını azaltacak şekilde hazırlandı karışım.
Biraz düşündükten sonra göğüslerinin arasından bir şişe daha çıkarıp Abele uzattı
- bu da benden fazlalık olsun ona bunu da içir acı karşısında bayılmasını geciktirecek bir ilaç bu. Ne kadar bilinç o kadar zevk sonuçta.
- sen harika bir detaysın Lili bu yolda hep yanımda olacaksın
- sen nerede olmamı istersen orada olurum yatağın dahil
Abel sıyrılmış benliği ile Lili’yi düşündü ilk zamanlar tanıdığı Lili de böyle miydi yoksa şu an ki hali mi gerçekti, neyse fazla düşünceye gerek yoktu. Bedeni şu an bir kadın istemiyordu ama isterse Lili en iyi tercih olabilirdi.
- nerede olman gerektiğini ben yeri gelince söyleyeceğim, git çocuklara söyle planları gözden geçirsinler öncelikle hastalıklar yayılacak unutmadım kimse
- gidiyorum o zaman
- yani
Lili ayrıldıktan sonra Federico’nun konuşmasını beklemeden iki şişeyi de zorla içirdi
İlk dakikalar sadece küfreden Federico ilk önce annesinin adını sayıklamaya başladı ardından birilerine küfretmeye devam etti ve en sonunda hafızasının on yılı yok oldu.
" Ellerim ve ayaklarım bağlı nasıl buraya düştüm ben daha dün baş şövalye olmuştum. Sanırım bu bir rüya.
Bu da kim elinde ki hançer ile pek tekin durmuyor. Ancak burada ki durum ile ilgili bir bildiği olabilir ve ben gerçekten rüyada değilim sanki. Ah en iyisi sormak
Hey genç adam neredeyiz biz ve sen dost musun düşman mı "
- ah demek uyandın şövalye Federico yada baş şövalye mi demeliyim
- demek beni tanıyorsun o zaman beni kurtaracaksın değil mi, burada tutsak isek bile beni çözersen ikimiz buradan çıkabiliriz. Hem kurt krallığına döndüğümüzde seni çok iyi ödüller bekleyecek emin ol.
Federicoya yaklaşan Abel sol el bileğindeki ipi kesmeye çalışır gibi görünerek sordu
- mesela nasıl ödüller soylu şövalye
- altın , unvan ve hatta bir kraliyet şövalyesi bile olabilirsin
- anlıyorum efendim
" oh bu çocuk iyi biri gibi neyse buradan kurtulunca onu krallığa götürmek iyi olur "
- bay Federico size bir şey soracağım
- evet evlat
- sizin anneniz Oruspu Marja değil mi önceki kralın kapatması olan
- ne diyorsun sen çocuk
- efendim ben ne dostunuz ne düşmanınızım ben sizin şeytanınızım
Federico bir anda sırtında soğuk terler hissetti aynı anda hançer serçe parmağına indi..
Çığlık ve inilti odaya yayılırken
- Biliyor musun bay Federico aslında senin dilini kesecektim ancak vazgeçtim bundan senin sorularını , küfürlerini ,yakarış ve iniltilerini duymak eğlenceli olacak gibi
Hop bu ikinci parmak
Hop bu üç
Hop bunun neyi eksik
- ben sana ne kötülük yaptım lanet olası kahrolası adi şerefsiz, fahişe evladı
Hop bak bunun da kesilesi gelmiş
Yardım et tanrıça yardım et bana yok olsun bu şeytan bu bir rüya hayır hayır
Hop hop baş parmak biraz zor kesildi ya neyse
Az daha bağır canımı sıkma benim eğlendir beni eğlendir
- öldür öldür beni yalvarırım öldür ölmek istiyorum dayanamıyorum bu acıya
Neyse parmaklar bitti şu kulakları alalım bu iki kulağın birini ebedi kış krallığına birini de kurt krallığına göndereceğim.
Sesin çıkmıyor bayıldın demek oysa ben kızgın demir gözlerine gelirken onu görmeni isterdim. Neyse belki kızgın demir gözlerini dağlarken uyanırsın.
Sıcak demirin ucu Federico’nun gözlerini erittiğinde acı vücudu tekrar debelenmeye zorladı ancak faydasız halde, titreyerek yeniden acı etkisi ile bayıldı beden.
Abel tasarladığı tüm işkence yöntemlerdi sonunda adına mutluluk deneyemeyecek bir tür huzur içinde idi.
Aklını kaybetmiş bir şeytan olduğunun farkında idi ancak bir insanı böyle öldürmeden işkence etmek.
Kapıda kendisini bekleyen Lili’nin kalçalarına bir şaplak indirip
Adamlarına bağırdı bunu en yakın kasabaya bırakın boynuna da ey insanlar bu kötülüğü siz hak ettiniz yazan bir şeyler asın. Nöbetçiler harici herkes sarhoş olsun bu kıta bizi öldürenlere bizi kandıranlara bizi yok sayanlara. Aptallıklarını iyilik sayanlara dostlarımızı yakanlara cehennem olacak... Bundan sonra bizim adımız kan ordusu ve yapacağımız şey. Bu güne kadar
dökülmüş kanın miktarına eşdeğer kan dökmek ve hatta fazlasını dökmektir. Bunu istemeyen herkes ayrılabilir. Söz veriyorum hainlik edip yerimizi birine söylemediğiniz sürece size bir şey olmayacak asla ve asla. Ama diri diri yakılan dostlarınızı unutmayın karar verirken. Gitmek isteyen herkes binbaşıya bildirip sabah ayrılsın bu gece için.
Abel uzatılan mataradaki şarabı kafasına dikip Lili yi tutup öptü. Bir şeylere acı çektirmiş olmak içinde bir kadına olan isteği uyandırmıştı.
Küçük İsabel sabah erken kalkıp annesine bir sürpriz yapmak için evlerinin yakınında ki papatya tarlasına koşmuştu. Teker teker en güzel çiçekleri ararken uzakta bir hareket hissetti bir şey tarlanın içinde yuvarlanıyordu sanki. Bunun bir köpek olduğunu düşünüp eline bir taş alıp karaltıya yaklaştı. Karaltıyı daha yakından gördüğü anda çığlıklar içinde
Evlerine doğru koşmaya başladı.
O sabah Dik Yokuş kasabası her zamankinden daha endişeli idi . Küçük İsabel’ in gördüğü şeyi yakalamak için köylüler den kendine güvenen üç beş erkek hazırlanıp papatya tarlasına girdi. Kendin den emin güçlü erkeklerin bile karşıladıkları manzara karşısında dilleri tutulmuştu.
Korka korka da olsa bu şeytana benzeyen ancak insana da benzeşen. Parmaksız, kulaksız, gözleri akmış olan varlığı kasaba meydanına getirdiler. Aslında asıl korktukları bu kişini boynunda asılı olan yazı idi.
Köyün yaşlıları ne yapacaklarını konuşmak için hemen toplandı.
Kimse başkente haber göndermeyi düşünmüyordu zira krallık bunu duyarsa bu köydeki işler bozulabilir di. O yüzden bunu köy içinde sessizce halletmeye karar verdiler.
Tartıştıkları mesele bu varlığı nasıl yok edeceklerinden başka şey değildi.
Yakmak
Gömmek
Yabani hayvanlara atmak dan başka bir şey.
En son verdikleri karar bu varlığı köyün yakınında ki ölüm çukuruna atılması oldu, zira o çukura zaten telef olan hayvanları çöpleri, köy neyi saklamak isterse onu bu çukura attıkları bir tür gayya kuyusu idi, daha önceden de buraya insanların atıldığı da olmuştu elbet.
Lili Abel’in koynunda geçirdiği gecenin ardından artık daha bir deli ve bu delilikle mutlu idi. Elindeki
Abel için özel hazırladığı taze pişmiş et ve püre ile gülerek Abel’in olduğu çadıra girdi.
O çadırdan çıkarken uyuyan Abel kalkmış ve çoktan giyinmişti.
Ah giyinmese onu tekrar koynuna alsa ne güzel olurdu
bu düşler ve gecenin taze anıları Lili’nin suratında şuh bir ifade oluşmasını sağladı.
Abel bunun farkında olsa da açlık şu an arzudan daha baskın idi.
Getirilen yemeği yerken ayakta duran Lili ye bakarak
- sen yemek yedin mi Lili
- yedim sayılır atıştırdım bir şeyler
- neden atıştırdın otur sende ye
- ikimize yetmez o sen ye ben sonra yerim
-otur dedim sana açlık her şeyden önemlidir
Abel in sözünü dinleyen Lili ufak ufak bir iki parça yerken bir anda aklına geleni söyledi
- sence Federicoya ne olacak, ya askerlere haber verirlerse
- korkma o köylüler benden daha cani sırf kendi rahatları için o halde yardıma muhtaç birini umursamadan öldürecekler
- bundan nasıl bu kadar eminsin
- insanlar için önemli olan şey adalet yada iyilik değildir. Rahatları bozulmadığı sürece o insanlar kim ölmüş kim kalmış kimin hastalığı varmış umursamayacaklar. O rahatı korumak için kolu kırıp içinde bırakacaklar. Onlar bir yaşamak için bin ölüme çıt dahi çıkarmazlar ve dünyada ki insanların çoğu böyledir. Herkes kendi dostunun ahbabının yada çıkarı olduğu yerin acısına koşar ama onlara yabancı bit köydeki tüm insanları öldürsen dahi acımazlar buna sadece korkarlar. Krallar ve devletler zulüm ve korku ikilisi ile yönetir bu dünyayı. Önce bir kurban seçilir ve ezilir geriye kalanlar o kurban onlar olmadığı için Tanrılara şükredip huzur içinde uyurlar böyle böyle o toplum çürür. Böyle böyle iyilik görünümü kötülük herkesin kalbine işler , toplumun içerisinde iyilik denilen çoğu şey aslında kötülüğün kendisidir.
İnsanları düşünmemeye, hak aramamaya, kabile haline gelmeye, korkmaya iter. Aç birine yemek vermek güzeldir ama ikinci ve üçüncü o aç insanı dilenci haline getirmekten başka işe yaramaz gibi. O yüzden içini ferah tut. O çoktan ölmüş bile olabilir
- Sanırım anladım peki sırada ne var
- sırada bu küçük kötülük çukurlarını ateşe vermek var tatlı Lili
- her zaman peşinde olacağım...
YORUMLAR
Tsukuyomi
Zaten hayatta aynı değil mi
Kimisi uydu olur kimisi gezegen kimisi güneş kimisi galaksi
Pikachum tişikkir ederim yorum için
Şeytan olduğunu düşünemiyorum tatlı küçük Abel'in adalet gibi göründü gözüme benim. Garcia'ya yaptıkları düşünülünce ne büyük acı yaşamıştır. İnsanları böyle can alıcı şekilde işleyebilmek harika. Abel Lili ile gönül eğlendirip amaçları için kullanıyor, Lili Abeli kurtardığı için mutlu ama sevgisi anlamsızlaşıyor. Acı bu denli anlamsız kılabiliyor ise Abel acısını daha ne kadar devam edecek. Babası ile nasıl karşılaşacaklar Lili'de krallığın başka bir hainimi çok merak ediyorum.
8 iple bekliyorum kaleme saygıyla...
eskiolan tarafından 8/8/2019 9:48:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
Tsukuyomi
Teşekkür ederim saygı ile yoruma ve takibe