- 454 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
YENİ GÜNE UYANIRKEN
Kız yatağından güneş doğarken kalktı. Kollarını iki yana açtı, yeni günü tüm içtenliğiyle kucakladı. Çeşmeye doğru ilerledi, buz gibi suyun tenine değmesi hoşuna gitti. Ahşap dolabın kapağını açtı, gün güzel karşılanmalı diye düşünüp kıyafetlerini özenle seçti. Beyaz, vanilya desenli bir elbisede karar kıldı, ayakkabısı göz kamaştırıyordu. Aynaya bakıp nedensizce kendine gülümsedi. Dalgalı saçlarını kelebek tokasıyla tutturdu. Evden sessizce ayrıldı, evdekilerin uyanmasını istemiyordu.
“Hazır mısın?” Kızın yüzü mutluluktan parlıyordu.
“Sen varsın ya, her şey güzel olacak. Yeni günden tek dileğim bu.”
Harfi harfine içinden tekrarladı. Noktasında derin bir nefes aldı. Kendine ışıltıyla bakan gözleri seviyordu. Ela gözlerinin içindeki ışıltıyı seviyordu, duygularının saflığı tam da orada can bulmuştu.
Neden sonra, genç adamın burnunun ucuna bir damla düştü. Bir başka damla genç kızın kirpiklerine dokundu. İkisi de birbirlerine gülümsediler ve kafalarını gökyüzüne kaldırdılar.
“ Bu gidişle sırılsıklam olacağız, farkındasın değil mi? “ Bu cümleyi kurduktan sonra kızın yüzünde bir tebessüm belirdi.
Bu cümle gencin cümle kurmasına bile fırsat bırakmamıştı. Tam da bu kelime:
“Sırılsıklam.”
Yanlarından yaprakları süpüren bir adam geçti, bir kedi gözlerini kısıp onları izledi. Adam sokağın köşesinden dönüp gözden kayboldu, kedi yıkılmış duvarın üstünden atladı. Her ne olduysa işte, şiddetini arttıran yağmurun altında gerçekten de sırılsıklam olmuşlardı.
“ Bu sefer götüreceğim yer hoşuna gidecek.”
Derin bir uçuruma gelmişlerdi. Yükseklik korkusu hiçbir zaman olmamıştı, aksine tepelerde olmaktan büyük keyif alırdı. Ormandaki sık ağaçların içinden geçerek gelmişlerdi. Etrafı bir süre inceledi. Uçurumun kıyısına doğru ilerledi, yüksekliğin verdiği hazzı iliklerinde hissetmeliydi. Arkasını döndü, adamın yüzündeki huzuru gördü.
“ Nasıl hissettiğimi görmek için buraya getirdin.” Karşılığı içini ısıtan gülümsemeydi.
“Asıl sen benim nasıl hissettiğime bak. Bu uçurum seni hatırlatıyor, tıpkı bu uçurumun kenarındaymış gibi hissediyorum. Her an seni kaybetme korkusu içimde, her defasında bu yükseklikten kendimi bırakıyorum. Tıpkı altımızdaki deniz gibi, her seferinde tekrar kucaklamaktan usanmıyorsun.”
Gözlerinin içine kaybolmasından korkar gibi baktı.
“Biz beraber büyüdük, duygularımız birlikte filizlendi. Bu topraklarda kök salıp yetiştik. Hep birbirimize aittik, bunu sakın unutma.”
Nefesleri yettiğince birbirlerinin adlarını haykırdılar. Zaman, ruhlarını gökyüzüne kazıdı.
YORUMLAR
:)
aşkın gözleri korkmaz , içinde yaşadığın hafif alevler yorar bazen ama tadı hep güzeldir , duygu insanın iç düşüncelerini acar bu yazı bu roman gibi , yol gibi her yerde bir anı ve umut dolu güzellikler vardı , acaba devam eder mi sevgi aşkı bulur mu sence yazar ...
sevgi ile efenim.
yüreğine sağlık özge.