- 437 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ŞİİR DİLLENİR ANSIZIN...
Bir şiir dillenir ansızın, uyumsuz o bilindik tezahürün, gel-geç aklına hürmeten rutin sanılan döngünün de itibarına toz kondurmazken.
Bir lanet peyda olur belki de yine de hükmeden kaderin gidişatına ayak uyduramaz.
Delişmen coğrafyalarda hüzün ırmakları kana boyanır; kan çanağı surlarında şehrin gözlerine elem değer ve nazarında imgelerin nazar boncuğu çatlar yine habis bir belada, korunaklı dünyalarımızda çıtkırıldım faaliyetler gösterirken bilip bilmeden.
Tonunda renkler saklıdır hâşâ, derken ve evrenin çakıl taşlarında düşüp de dizlerimiz kanarken.
Tınısı yoktur seslerin nazarında sessizliktir kıbleye dönük yüzünde bilinmezin, bilip bilmeden sevmeyi şiar edindiğimiz kayıp ritminde bir şiir olmaya talip o sıradan kelimeler kemirirken kalemini yazana ve kendini aşka adayan yüreğin.
Bir deli rüzgâr gelir ve çalar kapısını umudun aslında gecikmiş bir misafirdir az evvel buyur ettiğimiz yine de utana sıkına gelir kapımıza: oysaki kapımız her daim açık değil midir yine kozasındaki o muhteva en çok da inancına sadık müminin nefesindeki sevgi ve hüzün kadar gerçek.
Dolu dolu yaşamak neymiş görürüz zaman zaman bazen doluya tutulduğumuz bazen aşka bazense yorgun fıtratın beyit hükmündeki bir hikâyesidir dinlemeye doyamadığımız.
Göğün gümbürtüsünde şimşekler çakar oysaki sevdanın kızgınlığıdır göğe yansıyan belki de mahşerin çağrısı hani un ufak edilesi bir benlikten sızan o yaş’a müdahil ettiğimiz yası dahi kıskanırken masumiyetin yorgun ve telaşlı çağrısı.
İnsandır insanı kendine yakın kılan ve yine insandır insanın zehrini alan.
Hangi nifak örtüşür de yalanların kıvamında gerçekler hep mi çıkacaktır gün yüzüne?
Zaman daralırken yürek sıkışır belki bir sıkımlık canı olan o nazenin kuşun da özlemi hep özgür kalmaktır yine de sevmekten caymaz tehdit edilse de özgürlüğü, kısar gözlerini ve kanat açar aşkın ufuk çizgisinde yarım yamalak bir mutluluğu kıskanmaktan da yorgun düşer.
Hayatın tema’sında saklıdır tüm olup biten.
Bir iç’in neşriyatı bir de için için sevenlerin maruzatı.
Ne içindir hayatın idamesindeki sür-git kaos?
Derviş zikri ile peyda olur o düşünce:
Aşk içindir hayatın hüzünle ittifakı ve yine erdiğimiz nokta aslında başlangıç noktamızla aynıdır.
Aynı biz!
Aynı sür-git sancı.
Hep o rutin döngü lakin vakıf olduğumuzda içimizdeki hazineye zaten açılmıştır kapısı cennetin.
Dirlik karşıtı kim ise arkamızda ve sırtımızdan vurulup hala ümidi elden bırakmadığımız.
Teninde aşkın kayıtlıdır her bir sızı. Göğün telaşlı seyrüseferinde bizler ki kuşbakışı seyrederken evreni, aslında bizizdir içimizdekini dışa vurup bir şekilde zikrettiğimiz gerçekler ve İlahi Aşk.
Kazan kaldıran kimi tanıdık duygu ve bizler her tövbe ettiğimizde yeniden kurulur çatısı hidayetin ne de olsa aşkımızla var edilen bir ömrün tebaasıdır en sadık aşkına.
Bir kelamdan çıkıp da yola, selam verdiğimiz müridi kim ise aşk denen deryanın, beşeri aşkın uzamında görürüz ki daha alacağımız çok yol var.
Ne cefası caydırır bizi inanmaktan.
Ne özlemi yok sayarız yansa da canımız muradımız illa ki zuhur edecektir.
Yaralı ceylanın başını okşarken melekler bilfiil bizler de eşlik ederiz bu acıya.
Dili olmayan bir yürektir ne de olsa cefasını dahi sabırla yaşayan ve nice inilti er geç düzene ayak uydurup teslim edecekken içindeki nefsi öldürüp büyük bir tevazu ile evrenin merkezine şerh düşen o asaletten gayrisini de tanımazken yine Hakkın yolunda.
Zaman asil bir kuştur her geçen saniyeyi şuur dışı bir idrakle kendine ve evrene tebliğ eden.
Hayat bir yanlı gölgedir aslında içimizdeki öze biat, şakıyan bir bülbülün gönül koyduğu ne ise bilfiil insanın kendini kendine sunduğu aşkın dilinde hicran olsa da kimi zaman sesi kısık o yalvarış, her daim tezahür edecektir İlahi Adalet, bir nebze de olsa geri durmadan ve mücadele etmekten vazgeçmeyen tüm insanlığın nail olduğu güzelliklerden yana da umudunu yitirmeyen.
Bir şehrin ışığı belki de.
Bir inancın ışığı her anda asılı.
Aşkın rutin işlevselliği bilfiil atan nabzına sirayet eden evrenin de en yakın tanığı iken melekler.
Bir şiirin muhtevası, yine yaşanmadık ne kaldıysa bilfiil yaşamış kadar muktedir iken gerçeklere insanoğlu; ne de olsa kulvarında hep acı ve aşk vardır bilfiil sorgulandığı evrenin merkezinde bir şiiri bir de aşkı yüreğinden eksik etmediği inancı ile dünden beri süregelen umudun da illa ki tecelli ettiği fıtratında, kayıpları kadar kazandıklarına sahip çıkan bir müminin yolundan asla sapmadığı…
YORUMLAR
Öyle bir taşkına sebebiyet veriyor ki hayat zaman zaman ve sınır ihlali ile düşlerin gerçekleri zor zapt ediyoruz.
Boynu eğilmeden yazılan her sözcük aslında kaldırım taşlarına denk düşüyor yeter ki takıldığımız ve düştüğümüz vakit kalkmasını bilelim yerden.
Hani, diyorum ki...
Gülüm Çamlısoy
Çok çok sağ olun.
Selam ve dua ile ağabeyim.