- 242 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜM SENİ BEKLİYOR BÖLÜM- 10
ÖLÜM SENİ BEKLİYOR BÖLÜM- 10
Ben önde, Serra arkada Esenler otogarına geldik. Zorlukla park yeri bulup, arabaları bıraktık. Bu sırada telefonum çaldı. Hemen açtım, arayan oydu.
‘’ Geldin mi?’’
‘’ Tam otogarın girişindeyim.’’
‘’ Yalnız mısın?’’
Bir an düşündüm ve doğruyu söylemeye karar verdim.
‘’ Çok düşündün bu şartlarda buluşmayı unut.’’
‘’ Bekle bir arkadaşımla beraberim. Sende kabul edersin ki sana ne kadar güveneceğime henüz karar vermiş değilim.’’
‘’Peki, arkadaşında gelsin. Zemin kata in, kullanılmayan (F) koridoruna gir, ben dur deyinceye kadar yürümeye devam edin.’’
Hemen Serra’yı yanıma çağırdım, beraber zemin kata indik. (F) koridorundaki mezbelelikler arasından geçerek içeri doğru yürümeye başladık. Telefonumu hala kulağımda tutuyordum.
‘’ Durun, sağındaki kapıyı aç içeri girin ve kapıyı kapatın.’’
Kapıyı kapattığım anda içerisi ışık huzmesine boğuldu. Karşımda silahını bize doğrultmuş kara bir adam duruyordu. Ortadaki masanın üzerinde, detaylı bir İstanbul haritası vardı. Oda dışarıya ışık sızdırmaması için, camlar siyah renkle izole edilmişti.
‘’ Adın ne?’’
‘’Biliyorsun.’’
‘’ Tekrar et.’’
‘’ Ben Narkotik Şubeden Cahit Baş komiser. Ortağım da Asayiş şubeden, Serra Komiser.’’
Elindeki silaha baktıktan sonra yavaşça masanın kenarına bırakarak, ‘’ tanıştığımıza memnun oldum Cahit Baş komiser.’’
Karşımdaki genç adam gülümsedi, ama sadece gülümsedi. Gözlerinden yaş yerine sadece keder akıyordu. ‘’ Orçun benim ağabeyimdi’’
‘’ Ama sen?’’
Bilmediğin çok şey var arkadaş diye devam etti.
‘’ Ben siyahım diye mi şaşırdın? Hiç şaşırma, bundan yıllar önce, Orçun’un annesi bir hastanenin kadın doğum bölümünde hemşire olarak çalışıyordu. Annem beni doğururken hayatını kaybetmiş. Siyahım diye kimse sahiplenmemiş. Tuvana Annem de beni sahiplenmiş. Orçun’la beraber büyüdük. Benim siyah olmamdan hiç gocunmadılar. Orçun şimdi mezarda ama kanı yerde. Sana yardım etmem için neden mi arıyorsun? Al sana sebep, bu kanı yerde bırakma.’’
Elimi kara adama uzattım,
‘’ Kardeşin kardeşim, yerdeki kanı el birliği ile yerden alıp, hak ettiği yere bırakacağız.’’
Kara adam cevap verdi, ‘’ O zaman oyalanmadan işimize dönelim. Bu arada adım Olgun.
Haritanın üzerine eğilen Olgun, ‘’ Silahlar Fenerin yaklaşık beş yüz metre doğusundan karaya çıkartılacak. Ahmetli ile sahil arası bir kilometre kadar. İki tırla Ahmetli’nin içinden geçtikten sonra en son villanın bahçesine indirilecek. Ona göre tedbirini alırsınız.’’
‘’ Villada kaç adam var?’’
‘’Yedi, sekiz kişi olacak. Bir de Davut Bey.’’
‘’ Uyuşturucular nereye indirilecek?’’
‘’ Uyuşturucular, Sofular köyündeki depoya nakledilecek.
‘’ Depo nerde bulunuyor?’’
‘’ Ormanın hemen yanı başında bulunuyor.’’
‘’ Depoda kaç adam var?’’
‘’ Onu bilemiyorum.’’
‘’Öğreneceğimizi öğrendik. Sende bizimle geliyorsun.’’
‘’ Gelemem size bahçe kapısını ben açacağım. Şimdi sizi diğer çıkıştan çıkaracağım. Yarın gece görüşürüz.’’
Serra,
‘’ BU kadar mı?’’
‘’ Çok bile kaldınız, hadi çıkalım.’’
Bize, merdivenlerden otogarın çıkışına kadar refakat ettikten sonra, ‘’ Ben inime dönüyorum’’ diye söylenerek gerisin geriye merdivenlerden inmeye başladı.
‘’ Sen bundan bir şey anladın mı Cahit?’’
‘’ Bizimle ortalıkta görünmek istemiyor. Haklı da sayılır değil mi? Şimdi ne yapıyoruz, onu söyle sabaha kadar vaktimiz var.’’
‘’ Bana kahve ısmarlasana? Canım şekerli bir kahve çekti.’’
‘’ Tamam, beni takip et. Arabayı park ederken kafeye benzer bir yer görmüştüm.’’
Kafeden içeri girdik ve en dipteki masalardan birine oturduk. Gelen garsona, siparişlerimizi verdikten sonra, ‘’ Bir şeyler yemek ister misin?’’
‘’ Birkaç tane tart yesek hiç fena olmaz.’’
Kahvelerimizi getiren garsona, tartların da siparişini verdik. Cahit,
‘’ Bak tatlım, garson tartları getirdikten sonra, tadına bakıp, yok taze değil bunları geri götür tazelerini getir muhabbetine girersen, seni sandalyeye kelepçeler giderim.’’
‘’ Bana bak! Sen beni tehdit mi ediyorsun? Kimse bana bayat bir şey yediremez.’’
‘’ Hadi öyle olsun.’’
‘’ Dur, duur kim seni zor durumda bıraktı, merak ettim Anlat bakayım?’’
‘’ Anlaşıldı elinden kurtulamayacağım. Canımdan çok sevdiğim bir arkadaşım vardı, bu tatsız durumu onunla beraber yaşadık.’’
Allah’tan tartlar tazeydi geri çevirmedik. Eve döndüğümüzde, hemen üzerime rahat bir şeyler giydim. Bahçeye çıkıp çimenlerin üzerine oturduk. Kısa bir sessizliğin ardından, gözlerimi Cahit’in gözlerine dikerek, ‘’bu işi bitirdikten sonra, biz ne olacağız? Sen Narkotiğe döneceksin, ben de Asayişte işime devam mı edeceğim?’’
‘’ Başka yapabileceğimiz bir şey var mı?’’
‘’ Ben özel hayatımızdan bahsediyorum?’’
‘’ Seni bırakacağımı sanıyorsan,
aldanırsın Serra. Sende, bende işimize devam edeceğiz. Ama iş bittiği anda evine geleceksin. Yani buraya. Bu konuda hemfikir miyiz?’’
Yerimden kalkarak Cahit’e sarıldım. ‘’Yaşlanıncaya kadar yakandan düşmeyeceğim. Benden öyle kolay, kolay kurtulamazsın. Ha birde yatağın duvar tarafı benimdir.’’
‘’ İşte bunu düşünmeliyim. En iyisi bu konuda yazı tura atalım aşkım.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.