- 548 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ANIN BÜYÜSÜ
“Gel benimle.”
Adımları sıklaşırken kızı da peşinden sürüklüyordu.Ne kadar öyle yürüdüler bilmiyordu,elleri ellerindeyken zaman ve mekan kavramı yitmişti.Muntazam yapılmış bir binaya girdiler,merdivenler dönerek yükseliyordu. Trabzanlar ahşap,zemin taştandı,kızın ayağı çıplak,öyle güzel hissediyordu ki pürüzsüzlüğü.Merdivenler onlarla birlikte yükseliyordu sanki.En sonunda karar vermişti genç adam,burada duracaktı.Demir bir kapıyı geçtiler,binanın zirvesine ulaşmışlardı.Her yanı çiçeklerle bezenmiş bir bahçeydi adeta çatı katı.Güneş son demlerini yaşıyordu artık,usul usul batıyordu.Kızıl gökyüzü eşlik ediyordu bu güzelliğe.
“Bu gün batımında,kızıl gökyüzü eşliğinde dans etmeye var mısın?”Derin bir nefes aldı genç adam,heyecanın kıskacına bir kere kapılmıştı.Kızın da ondan farklı olduğu söylenemezdi.
“Evet genç adam,gecenin doğumuna eşlik etsin ruhlarımız.”
Kızıl kahve saçlarını geriye aldı hafifçe,elleri beline kaydı.Kızın elleri adamın göğsündeydi. Sığınma ihtiyacı doruklardaydı o an.Elleri göğsünden boynuna kaydı,saçlarını narin parmaklarına esir kıldı.Uzun,kumral ve dalgalıydı adamın saçları.Tam da tahmin ettiği gibi,ipek yumuşaklığındaydı.Elleri yaramaz bir çocuk gibi dalgalarında kıvrıldı.Tebessümü yanağındaki o küçük izde gizliydi.Adamda aksini seyretmek hoşuna gitti.
“Bak bana.Ne hale getirdiğine bak.Darmadağın oluyorum kollarında.En çok da bunu seviyorum,karşılık bulmamı.”
Nefesleri sıklaştı her ikisinin,tutkunun dönüşü yoktu.Genç adamın elleri uzun, gür ve en sevdiği kızıl kahve saçlarında gezindi kızın.Arkaya aldı bir tutamını,yanağındaki izin üstünden geçti parmak uçları.Genç kızı tutuşu sıkılaştı.
“Bunun dönüşü yok,farkındasın değil mi?”
“Öyleyse tam da bu vakitte,şu anın tadını çıkaralım.”
Yumuşak dudaklar dudaklarını bulurken,kız derin bir iç çekti.Bir daha öptü,sonra bir daha.Karşılığını bulunca öpüşü derinleşti,bu sefer daha sertti.Saçlarına asıldı kız,arzudan ve daha fazlasını istemekten.Ayrıldılar nice zaman sonra,serin bir rüzgar dudaklarını yaladı.Arzudan derinleşmiş gözleri aralandı ikisinin.Adam kendine geldiğinde arzudan kısılmış bir sesle:
“Yaşanmışlıklar zamanda kaybolsun,biz hep bu anda kalalım.Bir nefes ötemde kal böyle,sonsuza dek.”
YORUMLAR
aşkın gerçekliği tutku ile başlar aynı bu yazı gibi devam eder oluşlar ve bitişler iki insan iki yürek ve sevdanın tutulamaz gidişi her bir yol aşka dönüşür bakış anlam ve konuşmalar hep sevginin bütünlüğüne . yaşamak için aşkın kolları yürütmek için sevginin saygınlığı lazım, ve aşk o kadar büyük bir hastalıktır başka bir duygu onu yönetir oda düşün renkleridir.
emeğine yüreğine sağlık yazar kardeş.
sevgi ile