2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
668
Okunma
yağmur, sesinle düet yapmayacaksa kulağımda
ve camlar
sessizliği yalıtıp
hayale kurulmayacaksa saatler
sıradaki şarkı
adıma gelmeyecekse
çenesi düşecekse sessizliğin
gök gürlediğinde korkmayacak kadar büyüdüyse içindeki çocuk
ve bütün korkular
karga kovmaktan dahi aciz korkuluk gibiyse içinde
artık şişeden içmek suretiyle çıkarıyorsan o cin’i
kartları yeniden karıyorsa ellerin
sıfırı tüketip
borç batağına sapladıysan umudu
ve mazgalda yaş bırakmadıysa şehrin
itfaiye sireni
düşün,
rüzgar
saçlarını uçurum bilip ceketini ilikler mi bir daha
ben uçmayı sende değil
kanatlarınla öğrenmişken
giderek yükselen bir irtifanın bulut üstü seyrinde
gözlerin bozulup
fır fır dönerse o muazzam basınçta
ve biz ikimiz
tek paraşüte bakıp
gelir isek göz göze
söyle,
hangimizin eli uzanır
yaşamak hevesiyle..
sen şimdi o şehrin turaya bakan yüzüsün
ben, beş parasız cüzdan misali
çalınıp hırsızlarca
sinirden deliye dönülen
ya da boş ver bütün bunları
senaryom nasıl
sence olur mu
son durak 6..