- 660 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
CADDEBOSTAN
Bir zamanlar, kentin dokusunu tehdit eden en büyük tehlikelerden biri de veba hastalığıdır. II. Mahmut döneminde, kentte her gün bin insanın ölümüne neden olan veba salgınının bekar odalarından yayıldığına inanılınca, ünlü Melek girmez Mahallesi yerle bir edilir. Halk sağlığı gerekçesiyle sokakları yıkan II. Mahmut ki, herkesin evinin önünü süpürmesi ve çevresini temizlemesi yönünde ferman çıkaran padişahtır.
Bizans’ta,Osmanlı’nin İstanbul’u alması halinde, hipodroma geldiklerinde gökten kılıçlı bir meleğin inerek, onları İran’ın ucuna kadar süreceği inancı yaygındır. Melek, bunu yaptıktan sonra geri gelecek ve kılıcı sütunlardan birinin dibinde oturan yaşlı bir adama verecek...Böylelikle kent, dünyanın kraliçesi olacaktır yeniden!
Aleksander Pope’ya göre, insanlar melek, melekler ise Tanrı olmak isterler. İngiliz şair, tanrılara özenen meleklerin düştüklerini, meleklere özenen insanların ise isyan ettiklerini belirtir.Bu duruma göre, Bizansliların beklediği melek, Tanrılar katına uçmak isterken düşüp kırılan kanatlarına bakarak bir köşede ağlamaktadır. İstanbul’u ele geçiren Osmanlının kentin bir mahallesine ’’Melekgirmez’’ adını vermesinin nedeni Bizans’a ironik bir gönderme yapmak mıdır acaba?
Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçmak için kendisini Üsküdar’a götürecek bir rüzgarın estiği günü tercih etmesi de bu yüzdendir. Haliç’in karşı kıyısına doğru uçacak olsa, Melekgirmez Mahallesi’nin çatılarına düşecektir gölgesi..Bekar odalarıyla nam salmış bir semtin üstünden geçerken , kadın melek sanılma riskini göze alamaz Hezarfan. Erkek olduğu anlaşılsa bile , bekarlar arasında ’’oğlancı’’ların olduğunu çok iyi bilmektedir. Bu yüzden , meleklere özenen isyancı, Haliç aşırı değil, daha uzun ve yorucu olan Boğaz’a karşı bir güzergah çizer kendine...
Melekler arasına karışan Hazerfen, Tanrı katına çıkmayı denemez bile. Çünkü o, bir meleğin kanatlarıyla ancak insanlar arasında bir özellik kazanabileceğini düşünecek kadar zeki bir bilim insanıdır. Hatta,sayfa aralarına kuş tüyleri koyduğu kitabina şiirler yazan bir şairdir.
İstanbul’un bir yakasında ’’Melekgirmez Mahallesi’’ varken, öbür yakasında ’’Cadıbostanı’’ bulunmaktadır. Cadıbostanı’nın adı zaman içinde Caddebostan’a dönüşür. Anlayacağınız ’’Cadde’’ sevdalilarıyla cadılar bile baş edemez İstanbul’da.