Mucizelerin Başlangıç Dönemleri
Eski çağlara göre mucizeler çağındayız. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki anlatıların, hikayelerin,destanların, efsanelerin dilden dile aktarıla aktarıla gelen, her ne kadar değişiklik olsa da özünü kaybetmeyen olayların veya hayallerin gerçekliklere döndüğü çağlardayız.
Anlaşması zor olduğu kadar, birbirinin düşünce yapısının da değiştirilmesi gün geçtikçe zorlaşan bir dönemdeyiz. Bu dönemi okuyamayan her toplum ya tarih sahnesinden silinecek ya da köle olacak yeni çağda. Bu köleliği ister teknolojik kölelik, ister tarımsal kölelik, ister sistemsel, ister dinsel veya ideolojik kölelik diyelim, adı önemli midir sizce.
Telgraftan, radyodan, televizyondan, telefondan, internetten adım adım günümüzde gelindiğinde akıllı telefon dizaynları ve sosyalleşmelerini insanlık tarihinde geçirilen başka bir çağda göremiyorsak, bu çağın toplumlar üzerindeki etkisi de düşünülenlerden çok farklı olacağı kesin diyebiliriz.
Çiftlikbank olayını veya dosyasını duymayan var mıdır? Her ne kadar yolsuzluk üzerinde durulsa da, ürettiği fikir bile z kuşağının adım adım geçeceği bir alandır. Bu devirde çocuklar sanal uygulamaların gerçekliğe uyarlandığını göreceklerdir. Telefonda çiftlik oyunu oynayarak aile ekonomisi yöneten veya harçlığını, maaşını kazanan bir toplum çıkacak karşımıza. Bu toplumun dünya hayatını kendinden önceki kuşaklar gibi görmeyeceği de açıktır.
İş bulma ve daha fazla refah, eğitim ve sağlık vb için kırsaldan kente göçlerin son dönemlerindeyiz. Terse göç zor olsa da istisnalar kaideyi bozabilir mi hiç? İnsanlar evde otururken para kazanacak, eline kürek almadan bahçe sulayacak, markete gitmeden ihtiyaçlarını alacak ve evine getirilecek, devlet düzeni içindeki bir çok aboneliklerini evinden çıkmadan açıp kapatacak, belki ileri de düğünlerini sanal merasimler üzerinden gerçekleştirecek ve nikah defterlerine imzalarını elektronik olarak atacak gibi daha bir çok konuda bir değişim yaşayacağız.
Dindar ebeveyler daha önce sorulmamış sorular ile karşılaşacak ve fetva mercileri de daha önce örneği olmayan konular üzerine din sosyolojisi ve birikimini karıştırarak kıyas yoluyla değişik fetvalar yazmak mecburiyetinde kalacaklar. Belki bir çok ibadetin, seranominin sanal uygulamalar üzerinden yapılıp yapılamayacağı da karşımıza mutlaka çıkacak.
Mesela evden çıkmadan bilgisayar ve internet üzerinden hac umre nasıl yapılır, cuma namazları veya kiliselerdeki pazar ayinleri evden çıkmadan nasıl yapılabilirin fetvalarını okuyacağız bu dönemde. Cami ve kilise özelinde sanal camiler ve kiliseler bile kurulacak belki de.
Yukarıda yüzeysel bir şekilde değindiğim her şey olacak, gelen, gözüken, görülen köy kılavuz isteyecek mi aslında sorulması gereken soru bu?
Öz soru bu olacak:
Benim, benden önceki kuşağın rehberliğine ihtiyacım yüzde kaçtır? Bu rehberliği nasıl bir biçimde, kimden alabilirim?
100 Biner kişilik iki ordunun yaptığı savaşı ve doğan tahribatı gelecekte tuşlar ile ve belkide 10’ar kişi verecek.
Çocuk sahibi olunması, neslin devamı konusu da şimdilik aklımıza gelmeyecek şekilde gerçekleşecek belkide. Sıvı transfersiz nesil devamı mümkün müdür, bu sorunun cevabı da aranacaktır.
Teknolojinin geldiği noktayı hafife alarak düşünen herkesin, her toplumun kaybedeceği bir dönem olacaktır bu çağ.
Teknolojinin elbette çok eksiği var, bir anne babanın teknolojiden beklentileri ile şimdiki kuşakların beklentilerini aynı kefeye koyanlar hayretlikler içinde kalmıyorsa şimdiden, okumuyor, düşünmüyor, görmüyordur.
Koku tranferi, katı,sıvı ve gaz transferleri gerçekleşip (belkide gerçekleşti haberimiz yok) tabana, yani halka yayıldığında sistemin ve dünya hayatının neye dönüşeceği düşünmeye çalışmak delilik midir sizce? Gerçeklerden kopuş veya hayaller aleminde yaşamak mıdır, bir cevap bulabilir misiniz?
Bireyden, aileye, toplumdan devlet yönetimlerine kadar bir çeşit değişikliklerin yaşanacağı çağı öngörememek, bir fiil çağın gerisinde kalmak olacaktır.
Bu yüzden y kuşağı olarak adlandırılan çağdaki bireylerin düşüncelerini, hayallerini ve anlatılarını küçük görenler lütfen gölge etmesin. Ya çağı yakalasınlar ya da nesillerin paçasından tutup kendilerine benzetmeye çalışmasınlar lütfen.
Mucizeler çağına her yıl biraz daha ancak son sürat yaklaşıyoruz. Sonu elbette ya hüsrandır ya da bambaşka bir medeniyetin giriş kapısı olacaktır.
Saygılarımla..
Esen kalınız.
YORUMLAR
Çok ilginç ve ayrı bir dikkatle okunması gereken 'uyarı' gibi bir yazı.
Çok hızlı bir çağda yaşadığımız bir gerçek. Bu hız, her zaman bir gelişmem midir, sonu insanlık için hayırlı mıdır... bunu zaman gösterecek. Ama yazıda söz edilenlerin bir kısmı gerçekleşmeye başladığına göre diğerleri için de 'kapıda' dememiz mümkün.
Yazarın serzenişi, bu gelişmeleri algılayamayanların yönetimlerde olmalarına ve yeniliklere açık olmadıkları için ilerleyen toplumlar karşısında kendiliğinden 'geri kalmayı' getirdiklerine dair.
Aynı şeyi ben eğitim için de düşünüyorum. Servislerle özel okullara giden çocuklar ve bu şansları çocuklarına sağlayan veliler, torunlarına bunu anlatmakta belki zorlanacaklar bir süre.
İnternet üzerinden istediği dersleri, istediği zaman alabilecek öğrenci, ödevlerini de öyle yapacak, sınavlarını da öyle olacak... Defter, dosya, kitap... kullanmayacakları için bu dönemdeki sistemi çok geri bulacaklar, aileler de belki buna uymakta zorlanacak.
Her kuşak, bir öncekinden ileridedir. Hemen her bakıma... Bunu olumlu karşılar ve yardımcı olmaya, onların yolunu açmaya çalışırsak bundan herkes kazançlı çıkar...
'Bizim zemanımızda...' nutukları sadece eskiye özlemdir. Oysa yaşam gelecektedir.
Yazınız güzel bir beyin fırtınası... Umarın okuyup yararlanan çok olur.
Ben keyifle okudum, şahsım adına çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Yinsani
Siz yağ kuyruklarını görmediniz..
Biz 24 ay askerlik yaptık. Sırtımızda ter boşalırdı.
Bizim köyün bir hoca vardı yasini çok güzel okurdu hakket. nerde şimdiki hocalar nerde eski hocalar?? bizimkiler cumaya bile gitmiyor eşşoğlular, bunlara maaş verme namaz bile kılmazlar ... ey ey.. Bırak namazı caminin önünden geçmezler..
ihtiyarlar çok acımazsız oluyor, biz de öyle olacağız acep?
Devamlı bir yargılama, aşağılama, hor görme yeni nesli..
Hep böyle miydi acep hocam?? diğer tarihlerin arasındaki kuşaklarda da??
değerli katkılarınızdan ve ilginizden dolayı teşekkür ederim.
eksik olmayınız serap hocam.
Serap IRKÖRÜCÜ
Yazınızla yağ kuyruklarını nasıl bağdaştırdınız bilemedim ama orta yaş grubundaki herkes ya yaşamıştır ya görmüştür ama bu dönemi yaşamıştır.
Kuşaklar arası farka gelince: Gelişmişlik düzeyiyle ırantılıdır yeniliklere açık olmak.
Zar zor hayatında birkaç doğru edinmiş bir kişinin bunlara ne kadar sıkı sarılacağını hepimiz az çok biliyoruz çünkü çevremizde bunun örnekleri hâlâ vardır.
Oysa kendini eğitimiyle, mesleğiyle, sosyal yaşantısıyla ispatlamış kişiler her zaman daha hoşgörülüdür çünkü kendiler elde ederken geçirdikleri evrelerin yaşanması gerektiğini bilirler.
Sosyla geçişler her zaman sancılı olur. Bizim gibi sosyal yönden tam geçiş yaşayamayan, sürekli savrulan toplumların bazı kesimlerinde 'yaşlılar' gençlerden daha modern ve ileri görüşlü.
Bir de işin bu boyutu var.
Yani sözün kısası: Bu toplumun sağlıklı nesil geçişlerine daha çoook var.
Yinsani
üzerinde düşünmek lazım lakin gökyüzündeki yıldızlar gibi dağılmış herşey..
bir arada bir bütün olarak değerlendirmek, bağdaştırmak asıl üzerinde durmamız gereken sanırım.
saygılarımla..