İç dökümhanesi
Ruh darlığından ölür mü insan?
Kim bilir. ..
Geldim.
Aslında sana yazmaktı niyetim. Bakma öyle arabesk bir giriş yaptığıma. .
Uzun zaman var ki yazmaktan korkuyorum. Evirip çevirip eskileri yazıyorum her yere. Yenilere gücüm mü yok, Nefesim mi, bilmiyorum.
Aslında ben yeni bişey sevmem bilirsin. Yeni hep bi heyecan, bi telaş, bi korku hatta. . Ben ben gibi olamammış gibi hani. Ayak uyduramammış gibi. ..
Gülme!
Sen her yere ayak uydurur, her yerde bir yer bulursun kendine diyorsun biliyorum ama, artık korkuyorum. Bunu da sen bil. ...
Sigaram bitiyor, kahvem bitiyor
Herşey bitiyor ya hani, onun gibi. Ben ikisinin de bitmesinden nefret ediyorum.
Yine melankoli, geçelim.
Neyse, ne diyordum?
Hıh, sen.
Sen
Sen
Sen
Sen hangi sensin bu ara?
Özlediğim mi ?
Aşk yokluğum mu ?
Bencil adam mı ?
Bilmiyorum.
Aslında sen kimsin?
Var mısın?
Beni tanıyor musun?
Şiir misin, masal mı?
Rüya mısın, gerçek mi?
Kimsin ve nerdesin?
Ufff! Çok pis duygusalım bu gece. .
Küfretmeyi öğrenmek iyi gelir mi sence?
Gelmez, biliyorum.
Şöyle çiçekli böcekli yemyeşil birşeyler yazmak istiyorum. Valla bak!
Ama içim mayın tarlası gibi, ne yana dönsem infilak!
Sağ çıkamıyorum ki bir türlü. Hep eksiler eksikler. ..
Daha kendime laf anlatamazken, seni bulsam ne olacak ki ?
Ne çok soru işareti var ruhumda. .
Ne çok saçmalama hissi.
Gidip sigara alayım en iyisi.
Bitmeyecek bu gece belli ki.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.