8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma
Okullar tatil oldu ya. Büyükler ister. Torunlarda gelirler dedenin, ninelerin yanlarına.
“Gönder” dedim kızıma.
“Gönder. Yanımıza gelsin. Bize şenlik olsun”
Sağ olsun çocuklarım kırmazlar beni en küçük torunumu gönderdiler bana.
Tuttum elinden marketlere götürdüm.
“Al oğlum ne istersen al. Çikolatalardan da al.”
Bir süt bir de meyve suyu aldı.
“Tamam dede. Başka bir şey istemiyorum”
Geldik eve.
Ama bir huzursuzluk, bir telaş var torunumda.
Ben evde hangi oda ya girsem peşimden geliyor. Bir yandan da anneannesini kolluyor.
Yalnız yakaladı beni.
“Dede” Dedi.
Yüzü kızardı. Dolan gözlerini yere indirdi.
“Bana saat alsana. Sınıfımızda bütün arkadaşların saati var.”
İlkokul dörde gidecek bu sene torunum. Benim çocukluğumda saat bir değerdi.
Şimdi öyle mi?
İşlevi zamanı göstermek olan o kadar süslü saatler var ki. Ne istediğini bilmiyorum. Saatçilerden gördüğüm ona uygun olanın resimlerini gönderiyorum. Bunaldı, sıkıldı.
“Dede zamanı göstersin yeter.”
En iyisini aldım torunuma. Çok güzel hediye paketi de yaptırdım. Paket onun hiç ilgisini çekmedi.
“Dede ne kadar dayanacak bu?”
“Oğlum askere gidinceye kadar.”
Mutluydu. Elimi öptü teşekkür etti.
Her ne kadar umutsuzluğa düşsek te gelecekte umut var. Böyle bir nesil yetişiyor. Onlar bizlerden daha iyi görüyor. Tasarrufu onlar bizlerden daha iyi biliyor. Belki de-ne alaka- diyorsunuz.
Haklısınız. Sizlerle paylaşmak istedim işte…