Uçurtmalar

• 16 Temmuz 2019 Salı 23:20:56

Ay/ın donukluğu
bir çocuğun başı gibi oynarken
terinde kurak bir rüzgarın
kısımlığında dolarken bahar ,
sessizce kınalı güneşle ışıldarken etrafı
temiz bir sessizliğin.
Ulu caminin güvercinleri Yeşil’de bir zemzemin dokunduğu
kış masalından daha erken bir gök yüzü sadeleşirken bir
güneş hasretle geçerken mazi dilenirdi saatleri

Çam ağaçlarının sakladığı ceylanlar, Gök sılasında ,bir demlenmiş gök çeyzi
sunuyorken elleri gözlerinde bir doluluk beklerken
sadeleşmişken bulutlar her zemin ötesinde salkım bulutların gök yüzü kirazlarını beklerken

Osmangazi Köprüsü tünelleri, geçişlerindeki gök gözlerin dolu kalsa salma aşağıya eğertilmiş ipim uçurtmalar uçsun orada...

Hey uzak bulutlar rüzgarın kamçıladığı pervanesiz yağan yağmurların sılasına haber salsan hasret var gözlerimde yerinden kaçmış bir rüzgarın siması uçurtmam uçsa...

Bahtiyar kınalı güneş çekmeden sıcağına ılık esen bir merdiven açsan dilediğin yere ne kıskanç bir rüzgar, bi haber çocuk ruhundan...!

Kuşların omuzlarında bir kıvılcım ,beyaz güvercinin kanatlarında da , salınsa mavi gök yüzünün kınalı güneşine, kaçak rüzgar haber salsan , bu gün ağlamasın gök tenin uçurtmam ıslanmasın...

Bir kuş olsaydım serçeler gibi uçsaydım, dalmadan mavi denize; göğe selam salsaydım ya da saklansam bir çınarın gölgesine izlesem uçurtmaların renklerini daha gök kuşağı çıkmadan evvel...Yumaklamadan iplerini...