- 2479 Okunma
- 9 Yorum
- 1 Beğeni
OSMANLIDA HADIM
Çocuğun göbeğinin hemen alt kısmı ve bacakların baldır kısmı, beyaz bandajlarla sarılır. Sırt üstü yatmış olan çocuğun, üzerinde operasyon yapılacak olan bölgeleri acı biber karıştırılmış su ile üç kez yıkanır. Orak benzeri bir kesici ile hem testisler hemde penis mümkün olduğunca dipten kesilir. Hadım etme işlemi yapıldıktan sonra penis kökündeki kanala gümüş bir iğne veya metal çubuk sokulur. Daha sonra yara soğuk su içine yatırılmış kağıt ile dikkatlice sarılır. Bandajlama sonrası çocuk, iki adet bıçakçı yardımıyla birkaç saat yürütülür ve daha sonra yatırılır. Çocuk tuvalet ihtiyacını gideremeyeceği için 3 gün boyunca sıvı verilmez. Üç gün sonra bandajlar açılır ve tüp çıkartılır. Çocuk idrarını yaparken kanama olmaz ise sorun kalmamış demektir. Aksi takdirde kanallar şişmiş demektir. Ve çocuk ölür.Yapılan bu işlemlere tutulan her yüz çocuktan ise sadece bir kaç tanesi hayatta kalmayı başarabiliyordu. Her yıl osmanlı sarayının, toplumun yönetici sınıfının hadım gereksinimlerinin karşılanması için binlerce siyahi afrikalı ya da beyaz Avrupalı çocuk İstanbul’a getirilerek bu işleme maruz bırakılıyordu. İşte harem ağaları dediğimiz acılı yaşamın başlangıcı böyleydi, hani 600 yıl gittiği yere medeniyet götürdüğü iddia edilen osmanlının uygulamalarından sadece bir tanesi bu kayıp çocuklar.
Kaynak isteyenler (N. M. Penzer’in "Harem" isimli eserinden.
YORUMLAR
Bu sadece Osmanlı'ya has değil. Osmanlı öncesinde de vardı ama bu kadar yaygın değildi. Muaviye döneminde de vardı. Öyle sanıyorum bize araplardan geçme bir olay.
Batıda benzer hatta daha beter uygulamalar vardı.
Bu Osmanlı'yı aklar mı...asla.
Güç, insanı insanlıktan çıkarıyor. Padisahlarda bunu aleni görüyoruz.
Ben bunu bir insanlık suçu olarak görüyorum.
DEVRİM DENİZERİ
Asla dahil olmadığım şu kahrolası toplumun diline doladığı ve benim nefret ettiğim cümlelerden biri de "yalnız biz de değil diğer ülkelerde de vardı!"
Yahu arkadaşımız kendini köprüden atıyor veya olmadık haltı yiyor bizde mi aynısını yapacağız?
En önemlisi asırlardır kendimizi yere göğe sığdıramadılk tüm dünya Ülkü'lerini yerden yere vurduk kimden geçmişse geçmiş bu korkunç durumu sürdürmek zorundamıyfılar?
Peki ya şimdi?
Bir annenin oğluna babanın amcanın abinin kızıına yeğenine kardeşine 'Şehvet'
Duymasının 6 7 yaşındaki kız çocuklarının evlenmeye elverişli olduğunun erkek çocukların'Bademleme' bu her ne ise islam dininde çok normal olduğunu bizzat diyanetten her an her yerde duymuyor muyuz?
Ne zaman Ki bu müslüman alemi ortadan kalkar Dünya o zaman huzura kavuşur!
8 kitap yazdım bitiremedim!
Zaman bulursanız burada da var yazılarım..
Buranın idarecileri ve üyelerin hemen hepsi bu iğrenç bozuk düzenin insanları sanıyorum Ki?!!
Selamlar esenlikler.
Ethem_Namık
Eğer nicelikse ölçü, bir dönem onlarca kitaba imza atmışımdır. Ve kitap yazdığım için soruşturma da geçirdim ama bu beni bağlar ve paylaşarak fayda saglama düşüncem olmadı hiç bir zaman.
Okuduk... hatalı ya da eksik bilgilendirmenin olmaması için katkı sağlamaya çalıştık hata mı ettik.
Yine de teşekkürler. Cevap vermenize gerek yok.
Ethem_Namık
Eğer nicelikse ölçü, bir dönem onlarca kitaba imza atmışımdır. Ve kitap yazdığım için soruşturma da geçirdim ama bu beni bağlar ve paylaşarak fayda saglama düşüncem olmadı hiç bir zaman.
Okuduk... hatalı ya da eksik bilgilendirmenin olmaması için katkı sağlamaya çalıştık hata mı ettik.
Yine de teşekkürler. Cevap vermenize gerek yok.
İşte saray işte padişahlik işte şeriat işte zulüm başka örneğe gerek varmı
DEVRİM DENİZERİ
Elbette Yok!
Bir tek altıimzalamak kaldı!
Osmanlı döneminde sadece saray eşrafı önemliydi diğerleri insan yerine bile konmuyordu kullanılıp atılan esirdiler sadece.
DEVRİM DENİZERİ
Sonunda parçalanıp gitti.
Sağolun. Ömrünüze bereket.
Merhaba Deniz Hanım.
Paylaşımı ilgiyle okudum ve not olarak düştüğünüz kitabı da en kısa zamanda edineceğim. Ben de size başka bir kitap öneriyorum.
Harem ağası- Ahmet Haldun Terzioğlu
Habeşistan'dan Osmanlı'ya uzanan bir Kara ağanın öyküsü.
Küçük yaşında ailesinden koparılıp hadım edilen Guba'nın çektiği acıları, yaşadığı bunalımları ve kararsızlıkları yüreğinizde hissedeceksiniz...
Tebrikler ve sevgilerimle.
DEVRİM DENİZERİ
İçin çok teşekkür ederim.
Bizzat tanıklık etmemiş olsakta
Bu çok acı gerçekleri okurken insanlık adına
Kahroluyoruz...
Gerçi aynı konuyu her tarihçi yazar farklı bir biçimde yazmış okuyucu da
İstediğine inanmış olsa da
Yaşananlara ve gelinen noktaya bakıldığında
Her konuda gerçeği görmek hiçte zor değil
Tabi görebilen..
Selam ve Sevgilerimle
İnsanın taşıdığı genler önemlidir
Çünkü maya bozuksa insan olması imkansız kadar zorlaşır
Şu Avrupa birliğinin bize dayattığı ve bizim direnç sergilediğimiz insan hakları vs mevzularına güya Türk olduğunu düşündüğümüz yönetenlerin nasıl ısrarla oyalama taktikleri kullanmalarına üzülsem mi gülsem mi bilemiyorum
Ya kardeşim bu bildirgeler TÜRKLÜĞÜN EVRENSEL SİMGESİ VE DEĞERİDİR bunu bizden siz çaldınız diyen bir babayiğit çıkmadı ya henüz yanarım da buna yanarım
İşte değerli Devrim hanım
nereden nereye derler ya
OSMANLI DA MAALESEF GEN HARİTASI DEĞİŞTİ KARDEŞİM DEĞİŞTİ
neyse fazla uzatmayayım
çok teşekkürler
saygılarımla
DEVRİM DENİZERİ
Benim yıllardır anlatmak istediğimi siz iki cümlede anlatmışsınız
Ki benim için varolmanın anacı budur!
İnsan olabilmek ve gen meselesi!
10 yıla yakındır bu sitedeyim dokunmadığı konu kalmadı
Ayrıca naçizane 8 kitap kızıma yegane mirasım..
Anadan doğma bir SOSYALİSTİM❤
Hiç kimse benim kadar bu toplumu tanıyamaz!
İslamiyetmiş /Türkmüş!
Gelinen şu son noktaya bakıldığında nasıl utanç verici
İğrenç rezil bir Ülke/ Toplum olduğumuz ortada!
Yabancı düşmanı kompleksi barbar cahilller topluluğu!
Onca övünülen koskoca Osmanlı İmparatorluğu
Yok oldu!
Cumhuriyetten eser Yok!
İslamiyet sapıklığın adresi!
TC her yerden her şeyden silindi!
Ülke elden gitmiş!
Hala "Allah yalnız Türkü yarattı!"
"İslamiyet insanlığın en güzel ve tek dini!"
Gel de gurur duyma!!!😡
Sayfama uğramakla şeref verdiniz
Selam sevgi ve esenlikler😊
Serhat BİNGÖL
Samimiyetime inanacağını düşünüyorum doğrusu aklımın ucundan bile o kişi geçmemişti.
Sevgili Devrim hocam, siyasal anlamda Osmanlıcı değilim. Ancak Osmanlının etnik köklerimiz olduğu kültürel ve siyasal tarihimizi oluşturan bir süreç olduğu gerçeğini inkar etmem.
Hayranlık duyduğum Muazzam devlet yapısına sahip olan Osmanlıyı naçizane eleştirdiğim en önemli olayların başında yayılmacı politikaları ve uygulamaları gelir. Bunun nedeni tabasına aldığı toplumların çarpık ve sapkın yaşam kültürlerinin Osmanlıya fatura edilmesidir. Bunun başında da sizin yazınıza konu olan hadım meselesi gelir daha doğrusu iftirası.
Hocam. Günümüz de nasıl ki, çocuk pornosu gayri müslim toplumlarda sektörel bir boyut almışsa bu gün olduğu gibi o günde erkek çocukların istismarı gayri müslim toplumlar içerisinde sapkınlık boyutunda yaşanıyordu. O toplumlar içerisinde hadım uygulanıyor ve hadım edilen o çocuklar belli bir maddi bedel karşılığı sapık insanların fantezilerine sunuluyordu. Yani o çocuklar bir tür ticari meta haline getirilmişlerdi. Bir biçimiyle saraya getirilen o çocuklar istismara uğramasınlar diye haremlik selamlık uygulaması olan sarayda kadınların hizmetine verilip orada kadınlara hizmet etmesi sağlanıp bir tür himaye altına alınıyordu. Ama evet değil mi ki hadım olayı Osmanlı devleti sınırlarında yaşanmıştır bu bağlamda Osmanlı devletine mal edilebilir. Ancak insani ve vicdani ölçülerde Osmanlıya ve Müslüman toplumlara mal etmek haksızlık olur.
Osmanlı Türk devletinin tarihi çok derinlikli bir süreçtir öyle art niyetli çala kalem ele alınmış söz de tarihçilerin kitaplarındaki iddialarla sınırlı bir süreç değildir. Osmanlıyı eleştirmek için bile çok önemli kaynaklardan istifade etmek gerekir. En azından viyana üniversitesinde olduğu gibi Osmanlı başlı başına ders konusu olarak işlenmeli ve akademik düzeyde ele alınmalıdır.
En azından art niyetli insanlara ben yazdım oldu kabilinden yalan ve iftira içeren uyduruk tarih oluşturmalarına fırsat vermemek için prof unvanı almış hocaların hocası olan doğru kalemlerin eserlerinden istifade etmek gerekir….
Saygı ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL tarafından 7/17/2019 2:12:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Güzel hocam, yorumumda kısaca şunları söylemek istemişim ve istiyorum; Birilerinin sistemli olarak bizlere dayatmaya çalıştığı gibi utanmanızı gerektirecek siyasi bir tarihimiz yok. Kısacası Sizin gelenek anlam da başınızı öne eğmenizi gerektirecek kültürel bir geçmişiniz yok. Yani birilerinin yalan ve iftiralarıyla dedelerinize atalarınıza saldırdığı gibi iğrenç dede ve atalarınız yok. Aksine dünya da zalimliğin kol gezdiği çocuk istismarının zirvede yaşandığı bir dönemde sizin ceddiniz dünyada ilk kez darüll şafaka adıyla korunmaya muhtaç çocuklar için bakım ve sığınma evleri oluşturmuşlar. Üstelik dünyada ilk olarak sosyal devlet bilinci oluşturup bu ünitelerin her türlü ihtiyacını da devlet güvencesi altına almışlar. Daha sayacak çok şey varda uzatmayayım. Ama siz ısrarla tarihinize dönük atılan iftiraları savunur ‘’yok benim çok iğrenç bir devlet geçmişim vardır. Benim devlet adamlarım çocukların ırzına geçerdi diyor. Atalarınıza ve dedelerinize dönük kanı ve sütü bozuk insanların yalan ve iftiralarını savunuyorsanız o da sizin bileceğiniz iştir. Bu nokta dan sonra Siyonizm’e şapka çıkarmaktan başka yapacak bir şey yoktur. Söylenecek söz de olmaz.
İyi geceler.
Türk kültürü ve töresindeki tek eşlilik, İslamiyet'le Araplardan aldığımız bir erkeğin çok eşliliğinin neredeyse kutsanması, saraydaki HAREM'le gerçekleştirilmiş.
Türklerde Hanım, bir erkek için 'hayat arkadaşı' demekti. Bu sözcük ilk kez Mete Han tarafından kullanılmıştır.
Bir kurultay sırasında savaş için oyu sorulmuş, o da:
- "Ben sizin hanınızım, bu da benim 'Han'ım" diyerek savaş kararını eşiyle birlikte alacağını belirtmiştir. O günden sonra Türk erkekleri eşleri için hanım sözcüğünü kullanmışlardır.
Kaynak linki: https://www.gundemturkiye.com/tarih/turklerde-kadinin-yeri.html
O güne kadar devlet yöneten hanlar dahi tek eşli yaşam götürürken yanlış örnekleri -işlerine geldiği için- gelenekselleştirenler birçok Türk töresini terk ettikleri gibi bunu da terk ettiler. Sarayda bu sayı o kadar çığrından çıktı ki... yüzlerce eş adayından söz edildiği zamanlar vardır. Çokluktan dolayı padişahla halvet olamayanlara kadar neler yazıyor kaynaklarda neler... insan okurken utanıyor.
İşte bu utanca yasal koruma (!) olsun diye de yazınızdaki evlatlar harcanmış... Belki de ölenler kurtulmuştur... Sağ kalanlarla ilgili anlatılanlar haremden çok daha çirkin çünkü...
Cumhuriyetle en azından bu çirkinlik 'yasal ve resmi olmaktan' çıktı...
Serap IRKÖRÜCÜ tarafından 7/16/2019 11:38:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
Yorumunuz yine önemli bilgiler içeriyor ve ufkumuzu açıyor..
Varolun
Şu bar Ki:
Hangi dönemde olursa olsun bu vatanda iyi doğru güzel ve en önemlisi insani değerlerin ön plana çıktığı bilim ilim sanat ve aydınlanmanın değer görüp daha da ileriye taşındığına hiç kimse beni zerre kadar inandıramaz!
Sinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
Gelinen nokta bir felaket ki
Tanrı güzel ülkeleri korusun!
İçten sevgi ve saygılarımla..