- 747 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
ŞEREFSİZLİĞİN BİLE BİR ÖLÇÜSÜ OLURDU ESKİDEN
ŞEREFSİZLİĞİN BİLE BİR ÖLÇÜSÜ OLURDU ESKİDEN
Kimi insan önce düşünür sonra konuşur; kendilerine gıpte etmem benim gerçeğimi değiştirmiyor, maalesef.
Ben; konuşarak düşünürüm! Aynı durum yazı yazarken de geçerlidir, duygu ve düşüncelerimi öyle toparlarım. Bu konuda anlaştığımızı varsayarak ülkemizde yaşananlar hakkında duygu ve düşüncelerimi toparlamak istiyorum izninizle.
15 Temmuz 2016’da darbe adı altında bir felaket Yaşandı ülkemizde.
Aylarca darbeyle yatıp,darbeyle kalktık. Üzerimizde yarattığı etkisi hala geçmiş sayılmaz.
Sınandığımız anlar vardır; gün gelir sevgisizlik, an gelir parasızlık ile sınanırız. Sağlık ile sınandığımızda çok olur ama acısı bitince unutur gideriz. Ve bugün hepimizin hafızasında yer eden, paradan, sevgiden hatta ve hatta sağlığımızdan bile üstün tuttuğumuz ülkemiz ile sınandık, sınanmayada devam ediyoruz.
Size bir şey itiraf edeyim mi? Hiç bir şeyden korkmayan ben, son yıllarda paronaya derecesinde herşeyden korkar oldum. Bu durumun sadece bana has olmadığını da biliyorum. Çevremde bir çok insandan aynı sersenişleri duyuyorum. Dışarıdan duyulan her silah sesiyle uykusunda yerinden sıçrayan yedi yaşındaki yeğenimin, korkusunu içimde hissettikçe korkularım bir kat daha artıyor.
Öfkemi zaten anlatmaya gerek yok. Hayatımda küfür etmedim, en berbatından edesim var; hiç lanet okumadım, az kalsın okuyacağım o derece.
Neyse! Eskiden, şerefsizlğin bile bir ölçüsü olurdu. Ama o da kalmadı. Son yıllarda ülkemizde yaşanan olaylara şahit oldukça, eskinin en şerefsizlerinin şerefsizliklerini bile arar olduk. Hani son zamanlarda moda bir deyim var ya. "Sözün bittiği yerdeyiz" diye. Öyle şerefsizlikler yaşanır oldu ki, artık bu ülkede en şerefsiz adamlar bile, zemzem suyuyla yıkanmış kalır. Abarttığımı düşünmediğinizi çok iyi biliyorum. Biliyorum çünkü, hepimiz benzer düşünceler içerisindeyiz. Karısını satan bir çok adamın haberini okudum, öz kızına tecavüz edenlerin de. Para için türlü şerefsizlikler yapana da bizzat şahit oldum. Ama kendi ülkesini, milletini, , haysiyetini dış güçlere peşkeş çekene ilk defa rastlıyorum.
Neresinden bakarsanız bakın içler acısı bir durum.
Babam her zaman biz evlatlarına şunu öğütlerdi. Hayat çoğu zaman insanlardan yana olmayabilir. Belki ileride aç kalacaksınız, yada, sokaklarda yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Ne yaşarsanız yaşayın, ne kadar zorluk çekerseniz çekin, kimseye boyun eğmeyin. Onurunuzdan, şerefinizden ödün vermeyin. Benim ve Annenizin arkasından sakın ola kötü söz getirtip kemiklerimizi sızlatmayın derdi.
15 Temmuz zamanı babamın sözleri kulaklarımda çınladı. Ve darbeci Askerlerin ailelerini düşündüm.
Hayatları boyunca onursuz bir şekilde yaşayacak olmaları ne fena. Belki de ölmüş olan annelerinin ve babalarının kemikleri sızlıyordur mezarlarında. Ne acı değil mi?
Tüm bunları düşününce iç sesim bangır, bangır bağırıyor. Değdi mi he değdi mi! Gazetelerde, ekranlarda yanyana konulmuş iki resim düşünün. Bir resim rütbeli, ihtişamlı, gururlu, öteki resim ise merdivenlerden düşmüş bir halde. Yorgun ve perişan O rütbeli, o ihtişamli adam ne hale gelmiş dedim içimden.
Amiral! General! Okunuşu bile ürpertiyor insanı. Neydi derdin, ne olurdu sanki adabınla otursaydın bulunduğun makamda.
İtibar sende, ihtişam, kuvvet, asalet sende. Apoletini görenin sesi kısılır. Araban altında, evin devletten, emrinde nice subay, asker.
Para sıkıntısı da çekmiyorsun, çünkü herşey devletten.
Ne kalmıştı emekliliğine şunun şurasında. Peki ya ölümün. Kaç yıl daha yaşayacaksın ki?
kumpaslar kurduğunuz, seksen milyonun ahını aldığınız bu dünyada. Oysa kul’a kulluk etmek yerine Allah’a kulluk edip şanınla şerefinle ölmeyi seçebilirdin. Çok merak ediyorum! Ne olacaktı darbe başarılı olsaydı? Üç günlük dünya da, bunlardan daha fazlasına mı ihtiyacın vardı? Senin görevin vatanı dış mihraklardan korumak değil mi. Tekrar soruyorum. Ne olacaktı darben sonuç bulsaydı? Tarihe mi geçecekti adın. Türk milletinin kanı üzerinden kahramanlık destanı mı yazacaktın. Yazık çok yazık!
Oysa ki şerefsizliğin bile bir ölçüsü olur.
Filiz Bahcıvan
YORUMLAR
Korkarak yazdığınız bu yazı tebessüm ederek okurken korkup ta yazmadığınız eksikleri ben tamamlayayım izniniz ile.
Ehil olmayan insanlar koltukları işkal etmeye başladığı zaman izle ve gör rezil akıbeti !
Ülkemizde yaşanılan olayların özü de tamda bu olsa gerek.
O yüksek rütbeli subaylar için şerefleri veya aileleri için üzülmeyin;Onlar zaten işin ehli değildiler.
Her meslek gurubundan birileri bu alçakça yapılan işe bir şekilde bulaştılar.
Her ne hikmet ise bir tek siyasiler ak kaşık misali şakımaya devam ettiler.
Hala hakkı ve adaleti hiçe sayıyoruz hala adam kayırıyoruz hala akibetimizi kendi ellerimiz ile mahfediyoruz.
Adalet mülkün temelidir;Camiyi yık adaleti yıkma;Adalet takvadan üstündür gibi sözler
Bizlere bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama bizler Ülke olarak anlamamakta diretiyoruz.
bu akıl ve ve vicdan ile hareket etmeye devam edersek zübükler ne Ülke bırakacak nede İnsan.
Rahatlık, bolluk, bereket batar, hak etmeyen insanlara... Afrikalı çöpte ekmek bulsa bin şükür eder.. Bizimkiler bollukta azarlar, çünkü kendilerini daha çoğunu hak ettiğini sanır. Şükür etmez.. azar, azar haddini aşar.. Yüce Yaradan gereğini masumların, mazlumların duası ile, Silahsızları, silahlılara galip eder... Makamları, alt üst eder.. Ders alan şuurlu insanlardır.. Ders almayanlar Şeytanın ve kinin esiri olurlar...
Şuurlu, onurlu yaşayan, Şeytanın ve onun oyuncaklarının oyuncağı olmayan insanların ömürleri bereketli olsun...
Yazınızı dikkatlice okudum ve aklıma Necip Fazıl'ın bir aforizması geldi.Yazınıza çok da uyacak diye düşünüyorum.
-Bazı kişiler vardır,onlara alçak bile diyemem,çünkü alçaklık bir seviyedir,onlar çukurdur!
Ne çok askeri darbeye tanık oldum ta 1960'dan beri.Bir daha asla!
İzninizle size 15 temmuz gecesi bir anımı anlatayım...
Gece saat 03 civarı; elimiz de Türk bayrağı külliyenin jandarma tarafında mahşeri bir kalabalıkla birlikte bütün ailecek bekliyoruz.
Bir ara gençten birinin orta refüjdeki ağaçların dayama sopasını çıkarmaya uğraştığını gördüm. Neden devlet malına zarar veriyorsun diye müdahale ettim tabi.
Ne dedi biliyor musunuz??? "Abi birazdan tankların geleceği söyleniyor elimiz boş mu olsun!!!
Her ne kadar şerefsizlik te sınır tanımayanlar olsa da...
Bu ülkede daha kahramanlıkta, vatanseverlikte sınır tanımayan milyonlarca insan var.
Saygılarımla
Hayat çoğu zaman insanlardan yana olmayabilir. Belki ileride aç kalacaksınız, yada, sokaklarda yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Ne yaşarsanız yaşayın, ne kadar zorluk çekerseniz çekin, kimseye boyun eğmeyin. Onurunuzdan, şerefinizden ödün vermeyin.
kula kulluk yapılmaz , baştan sona harika bir anlatım , yüreğinize sağlık.