Sitemiz Hakkında Uygulama Önerisi
Merhabanlar değerli şair, yazar ve şiirsever ile yazmayı seven the five (5) kuşağın temsilcileri, her birimiz insan olmamız hasebiyle değerli, vatandaş olmamız hasebiyle vatan aşığı, edebiyata gönül vermesiyle geleceğin mimarlarının en önde koşan mahşeri vicdanın sesleri
Merhabanlar değerli düşünce ve tefekkür hazinelerinin işçi arıları, kendi bünyesinin yüzlerce katını taşıyan güç kuvvet ve irade sahipleri, tarihi başka başka okuyan, bilimi, ilimi, hikmeti farklı açılardan yorumlayan, gönlünü ve yüreğini herhangi bir eskiye teslim etmemiş aydınlığın neferleri
Merhabalar efendim. Aziz ve azize okuyucular, asil insanlar merhaba.
Dinli, dinsiz herkese merhaba, inanan inanmayan, Allah’ı kabul eden etmeyen, Allah’ı diğer insanlardan farklı şekilde tasavvur eden klavye sahipleri merhaba
Herkesin siyasi görüşü farklı olabilir, düşüncesi ve olayları yaşadığı ömrün tecrübesiyle değerlendirir hasebiyle sizlere ve değerli site sahibi ve çalışan, ter döken, emek veren klavye sahibleri, farklı farklı butonlara ve linklere basarak internetin karşımıza çıkardığı iletişim kolaylığından yararlanan insanlar merhaba..
Girizgah kısmı biraz uzun mu olmuştur sorarım size?? Ülkemizin bazı bölgelerinde taş yuvarlanabilü, karşınızı benim gibi ayuunun teki de çıkabilü.. lakin zararsızdır efendim, aşıları yapılmıştır..
Demem o ki; doğdukları yıl aralıklarına göre;
1927-1945 yılları arasına “Sessiz Kuşak”
1946-1964 arasına “Patlama Kuşağı”,
1965-1979 arasına “X Kuşağı”,
1980-1999 arasına “Y Kuşağı”
2000-2021 arasında doğanlara ise “Z Kuşağı” denilmektedir.
Halimiz böyle iken; Neden (gönül isterki tüm üyelerin) Kimlik Onaylı ve Vip Üyelerin; rumuz, ad-soyad, mahlas vb isim ve sıfatlarının başına hangi kuşağa ait olduğunu gösteren bir renk veya kuşağın ilk harfi olarak belirtilmesin.
Aramızda Sessiz kuşağına müntesip var ise S-Bir Dünyevi,
Y kuşağına müntesip ise Y-Bir Dünyevi gibi
Veya
Beş ana ve ana renk olarak belirtebilirsek hani;.
Kırmızı-Sarı – Mavi-Yeşil -Mor – Turuncu
1927-1945 yılları arasına “Sessiz Kuşak” Kırmızı renk ile
1946-1964 arasına “Patlama Kuşağı”, Sarı Senk ile
1965-1979 arasına “X Kuşağı”, Mavi Renk ile
1980-1999 arasına “Y Kuşağı” Yeşil Renk ile
2000-2021 arasına “Z Kuşağı” Mor Renk ile
2022- xxx arasına da Turuncu Renk ile
Kullanıcı Adınız İçin Renk Seçin ayarını, RUMUZ RENGİNİ OTAMATİK KAYIT EDİLİR VEYA GÜNCELLENİRSE; BEN ŞAHSEN MEMNUN OLURUM..
Niye mi efendim, öncelikle kuşakların ana karakteristlik özelliklerinden bahsedeyim ki daha iyi anlaşılsın;
SESSİZ KUŞAK:
“1927-1945 yılları arasında doğan Sessiz Kuşağa ait kişilerin yüzde 95’i emekli olmuştur ve çok kısa zamanda gerek endüstri gerekse diğer alanlarda çalışanları kalmayacaktır. Bu kuşağın kültürel öğeleri içinde geniş aileler, yerel sosyal gruplar ve yoğun komşuluk ilişkileri yer almaktadır. Toplumun temel değerleri ise otoriteye saygı, sadakat, çok çalışma ve toplumsal değerlere adanmışlıktır. Yaşam felsefeleri yaşamak için çalışmaktır.”
PATLAMA KUŞAĞI
“Başka bir yaşamak için çalışmak felsefesine sahip kuşak ise 1946-1964 yılları arasında doğan Patlama Kuşağıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonraki “nüfus patlaması” yıllarında doğan söz konusu 1 milyar bebekten ötürü “Baby Boomers” kuşağı olarak da isimlendirilmiştir. Bu dönemde dünyaya gelen bireyler Soğuk Savaş dönemi çocukları olarak adlandırılmaktadır. Dünyanın insan hakları hareketlerini, radyonun altın çağını, Türkiye’nin ise ihtilali ve çok partili dönem sancılarının yaşandığı yıllarda doğan kişilerin oluşturduğu kuşak olarak tanımlanabilir. Büyümenin, refahın, mal ve hizmetlere özlem duygusunun ağır bastığı bir kuşaktır. Bu nesil, “kuralcı” olarak tanımlanmaktadır. Sadakat duyguları yüksek, kanaatkâr ve aynı zamanda bir yerde uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Teknolojinin kimine yakın kimine göre ise uzak olduğu söylenebilir. Bu jenerasyon, çalışkan, idealist, kararlarında uyumlu bir yapıya sahiptir. Ayrıca bu jenerasyona atfedilen yetki duygusu, işkolik ve bencillik gibi bazı olumsuz özelliklere sahip olduğu ifade edilmektedir. Zor işe ve uzun saatler çalışmanın önemine inanan bu kuşak üyeleri uzun dönemli istihdam anlayışıyla çalışmaktadırlar. Kendi kendilerini motive edebilen ve takdir edilmekten hoşlanmayan bir yapıya sahip oldukları söylenebilir. Maaş öncelikli tercihleridir. Takım çalışmaları ve takım toplantılarına önem verirler. Hikaye anlatmayı severler, fonksiyonu ve faydası neler olduğunu sorarak satın alırlar, sen önemlisin ve sana ihtiyacım varı duymak onların en önemli motivasyonudur. TBMM’nin çoğunluğu bu kuşaktan oluşmakla birlikte şuan Türkiye nüfusunun %19’luk bir kısmını oluşturmaktadır.”
X KUŞAĞI
“Türkiye açısından ara kuşak anlamına gelen geçiş dönemi çocukları olarak da adlandırılan X Kuşağının geçiş dönemi olarak adlandırılmasının nedeni; sözkonusu yıllarda dünyanın önemli değişim ve dönüşümler yaşamaya başlamasından kaynaklanmaktadır. Sözkonusu dönemde yaşam şartlarında görülen olumlu gelişmeler, bireylerin davranışları üzerinde de etki yaratmış, bireylerin parasal konular dışında, sosyal yaşamla ilgili unsurlara önem vermelerini beraberinde getirmiştir. Değişen dünyanın dinamiklerinin acımasızca yüzlerine çarptığı, olabildiğince kanaatkar, toplumcu, sadık ve iadealist bir kuşak. İş hayatı açısından bakıldığında işyerlerine bağlı, kabul edilebilirlikleri yüksek ve aynı işte yıllar boyu çalışabilecek olmaları bu kuşağı oluşturan insanların benzer özellikleri arasında sayılmaktadır. Ancak sadakat duyguları daha iyi kariyer imkanları bulduğunda değişkenlik gösterebilir. Toplumsal sorunlara karşı duyarlı, iş motivasyonları yüksek otoriteye saygılıdırlar. X kuşağı insanları kendi sorunlarını kendileri çözmeye alışmıştır ve bu nedenle de kendilerine güvenleri ve iş yapabilirlikleri daha yüksektir. Hiyerarşiye sıkı sıkıya bağlı, otoritenin önemine inanan, değişimden hoşlanmayan önceki neslin aksine X’ler bağımsızlıkları ile tanınıyor. Paraya fazla odaklanmış bu kuşakta bireycilik ve rekabetçilik biraz daha önem kazanmıştır. Sen satmıyorsun ben alıyoruma önem veren bir satınalım şekli vardır. İşe bakışları ise “Yaşamak İçin Çalışan” Bir Kuşaktır.İş dünyasında yer elde edebilmek için mücadele veren kadınların çocukları olan X’ler, “cinsiyet eşitliği” ile ilk tanışan nesil oldu. Bu jenerasyonun erkek temsilcileri babalarından farklı olarak aile hayatı ve çocuk bakımında daha fazla görev üstlendi. Bu kuşak Türkiye nüfusunun yüzde 22,21′ini teşkil ediyor.”
Y KUŞAĞI
“Diğer kuşaklardan, yetiştikleri dönemin olumlu şartlar taşıması sebebiyle ayrılan Y Kuşağı, teknolojik imkanlar olarak da gelişme gösteren bir dünyada yetişmişlerdir. Türkiye’de 1980 sonrası olarak ifade edilen Y kuşağı, PC’nin ve GSM teknolojilerinin doğduğu, teknoloji dostu, bireysel, rahat ve küreselleşmeye başlayan dünyanın çocuklarıdır. Yaşam şartlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler, Y kuşağının diğer kuşaklardan farklı beklentilere, ümitlere ve tercihlere sahip olmalarını beraberinde getirmiştir. Mevcut çalışma alışkanlıklarının dışında davranış biçimleri gösteren bu kuşak bir yönüyle organizasyonlara farklı değerler katarken bir yandan da eleştirilen, kuşkuyla bakılan bir kuşak olarak göze çarpıyor. 2025’te Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki işgücünün yüzde 60’a yakınının Y kuşağından olması öngörülmektedir. Günümüzde Y kuşağının eğlence, gezme, yaşama, yeni şeyler deneme, başarı, para, alışveriş, ne istediğini bilme, yoğun çalışma, hayallerinin peşinden koşma, sorgulama ve sevdiklerine zaman ayırma unsurlarına önem verdikleri dikkat çekmektedir. Narsist, bireyci ve girişimcilerdir. Teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi olup otoriteye saldırgan davranan bir kuşaktır. Özgür olmayı seviyorlar; sık iş değiştiriyorlar bu nedenle aidiyetleri zayıf, kendilerinin değil, yeteneklerinin yönetilmesinden hoşlanıyorlar. Kendi gibi insanların çalıştığı veya satın aldığı şeyler onlar için önemlidir.
Y Kuşağının en belirgin özellikleri 7×24 online yaşamaları olan, sosyal medyayı her anlamda çok etkin bir şekilde kullanan bu kuşağın temsilcileri, işverenlerinden de beklentileri bu yönde. Teknolojiyi yakından takip eden, internet üzerinden alışveriş yapan, aynı anda birden fazla işi yapabilen, farklı kaynak ve araçlardan eş zamanlı gelen bilgileri kolaylıkla kavrayabilen, özgürlüğüne düşkün, öğrenmeye istekli, ailesine değer veren, ilişki odaklı, sosyal bilince sahip, işbirlikçi ve sabırsız bir kuşak. İyi bir işveren markasına sahip bir işte çalışmak onun için önemli bir göstergedir.
Özetlersem Y Kuşağının iş ortamından beklentileri; Gelişebileceği bir pozisyon, ne iş yapacağının ve rollerinin açık ve net olmasını, fikirlerinin ve önerilerinin dinlenmesini, tanınmayı ve takdir edilmeyi, şirkete sağladığı katkının görülmesini, kariyer basamaklarını hızlıca tırmanmayı, açık ve ölçülebilir strateji ve hedeflerin olmasını, üstün performans gösterdiğinde fark edilmeyi, düzenli geribildirim almayı ve takım çalışmalarına destek olunmasını bekliyor. Aidiyeti düşük olan ve ortalama çalışma kıdemi 2.5 yıllarda gezen bu kuşağın şirkete olan bağlılığını arttırabilmek için, şirketlerde performans odaklı kültür kurulmalı, yeteneklerine odaklanılmalı, beklentilerini açığa kavuşturmalı bunun içinde sürekli yakın iletişim içinde olunmalı, ilgilenilmeli ve sahip oldukları potansiyeli fark etmelerini sağlamalıdır.”
Z KUŞAĞI
“Son olarak bahsedeceğim kuşak ise 2000-2021 yılları için tanımlanan Z Kuşağı. Z kuşağının pek çok özelliği GSM tabanlı bir kuşak olacağına işaret etmektedir. Z kuşağı, dünya zevklerine düşkün, teknolojiyi hızlı şekilde kavrayan, işlerini kısa sürede ve titiz biçimde yerine getiren davranış özellikleriyle dikkat çekmektedir. Teknolojiyi ileri derecede kullanan Z kuşağı, taşınabilen, hep yanlarında olan küçük aygıtları, bilgisayar, tabletler, MP4 çalar, i-Pod’lar ve cep telefonları ile büyümektedir. Tam teknoloji çağı çocukları olan Z Kuşağına Digital yerlilerde diyebiliriz. İnsanlık tarihinin el, göz, kulak vb. motor becerileri senkronizasyonu en yüksek nesli. Yaratıcılığa izin veren aktivitelerden hoşlanıyorlar. Sonuç odaklılar. Çok diplomalı, uzman ve buluşçu olacaklar. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler. Yalnız yaşamayı tercih ediyorlar. Adaleti, barış iklimini önemsiyorlar. Benzeşmek istiyorlar, farklılaşmak değil. Sorgusuz yaşayacaklar onların iş döneminde her şey sistemler tarafından yapılıyor, yapay zeka tarafında karar veriliyor olacak. Bu kuşağın spiritual ruhu yönetilmeli. Hayat standartlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler Z kuşağı bireylerinin diğer kuşaklara nazaran apayrı bir dünyada yetişmelerini beraberinde getirmiş, özellikle teknolojide meydana gelen ilerlemeler sözkonusu kuşağın bireysel özelliklerinin diğer kuşaklardan ayrılmasına neden olmuştur. Bu kuşağın tarih boyunca en fazla eğitim almış kuşak olacağı tahmin ediliyor. Yaşlı, zengin ebeveynler ve az sayıda kardeşe sahip olacak bu kuşak için şimdiden materyalist olacakları yönünde tahminler yürütülüyor.”
Şimdi efendim;
Şiir, yazı, din, inanç, siyaset, kamu, aşk, sevgi, tarih, devlet, dünya sistemi, ekonomi, basın, eğitim, sağlık,barış, savaş, hikmet, tefekkür, Osman Gazi, Atatürk, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, üstadı azam şairler, büyük romancılar, düşünürler, çeşitli grupsal beklentiler, alışkanlıklar, değerlendirmeler,
En önemlisi de eleştiri ve yorum babında hangi kuşağın nasıl birbirlerine daha faydalı olabileceği konusunda vb
Her türlü konuda etkileşim halinde olan site üyelerimizin birbirini anlaması ve birbirlerine muhabbeti hem daha doğal hem de daha bilinçli olmaz mı?
Ben Y Kuşağına müntesip bir insan iken, genelde dostlar ve arkadaşlarla bir çok fikri etkileşime geçince karşımdaki insanın ne dediğini anlamakta zorlanıyorum mesela. Ona hangi örneği versem, hangi örnekle anlatmaya çalışsam olayı veya durumu neyse işte karıştıran bir mensubunuzum..
Ya hu diyorum hangi tecrübe ve eğitimle böyle bir fikre kapıldın ki ortak noktayı bulmakta zorlanıyoruz veya bulamıyoruz…
Şiir bilgin, dil bilgisi bilgin ne ki böylesin sen, neden farklı düşünüyoruz nerede bu aynı ortak düşünce veya paydada bulaşabileceğimiz fikir ve anlayış…
Bir karışıklıktır, kördüğümdür gidiyor etkileşim yönünden kanaatimce..
Kuşakları yukarıda bahsettiğim şekilde harflerle veya rumuz renkleriyle belirtirsek diyorum hani..
Daha güzel olmaz mı??
Saygım ve hürmetlerimle arz ederim.
Tırnak içinde vermiş olduğum ve kuşaklar hakkında detaylı bilgi için;
Müracaat:alttaki linki copy paste yapınız efendim.
www.humanica.com.tr/kusaklari-anlamak-yonetmek/
YORUMLAR
Merhaba efendim!...
Önerilerinizin uygulanabilirliği site yetkililerinin vereceği karardır, beni en çok kuşaklarla ilgili verdiğiniz bilgiler ilgilendirdi.
41. meslek yılını çalışan bir eğitimci olarak bu kuşakları yakından gözleme şansım oldu. Sessiz kuşak hariç her kuşaktan öğrencim oldu. İlk yıllarımda farklı nedenlerle eğitim yılları uzamış benden birkaç yaş küçük öğrencilerim de vardı. Sabahtan traş olup gelirler, öğleden sonra neredeyse bir daha gerekirdi...
Özellikle bu kuşaklarla ilgili bilgi edinmek ve varsa çoçukları - torunları - yakınları arasındaki (büyük) kuşak farkının nedenlerini öğrenmek açısından hemen herkesin bu yazıyı okumasını öneriyorum.
Öneriniz de kayda değer ayrıca...
Emeğinize sağlık...
Serap IRKÖRÜCÜ tarafından 7/14/2019 12:29:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Kuşak çatışması benim izlenimime göre şair ve yazarlar arasında resmen yaşanıyor.
Bir de buna ikili etkileşimlerdeki ANLAYAMAMAK veya ANLAŞILAMAMAK veya YORUM FARKI veya GÖRÜŞ FARKI veya vb farklar eklenince ortak paydalar ıskalanıyor gibi geldi bana..
Bu yüzden bir teklifti sadece kayda alıp almamak, uygulanabilirlik konusu veya ekstra bir hoşnutsuzluk meydana getirip getirmeyece site yönetimine kalmış..
teklif benden veya destek verecek klavyelerden...
gerisi sitemizin yönetim ve çalışanlarının kararı..
saygılarımla..