15 Temmuz Demokrasi Bayramınızı Kutluyorum
“Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti. Onlar da: "Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. Allah "Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim" dedi.” Bakara 30
Bir gece düşünün ki, ağlayan gözlerimle, ne darbeleri görmüş geçmişimle, peygamber ocağı bir kışladan, üzerimize bombalar yağıyor, tanklar arabalarımızın üzerinden geçiyor, Meclis’e bombalar atılıyor, tıpkı bir savaş gibi, seyrediyorum... Yaşadığım her anımda, vatanın parası neredeyse silaha harcanıyor, bunun karşılığında, terörden dolayı çoluk çocuk siviller, vatan evladı Mehmetçikler ölüyor. Ne zaman refahı görmek istesek, terör karşımıza çıkıyor, darbe karşımıza çıkıyor bizi elli sene geriye, fakirliğe ve sömürüye götürüyor ama bu on beş Temmuz’a kadar böyleydi. O gün güçlü bir demokrasi ile şahlanan sivil karşı koyuş, o minnacık darbeci zihniyet ve arkasındaki güruha şu mesajı verdi, "Bundan böyle ne terörle ne darbeyle bize ders veremezsiniz, ey zalim dünya! Çanakkale ruhunu yaşayan biz sivillere, asla esareti yaşatamazsınız dedik!" yeni Mehmet Akifler doğdu. Camiler sabaha kadar selâ sesiyle inlerken, sonrasında sokağı çıkın derken, İstiklal Harbinde Kahraman Maraş’ta bir Fransız askerinin kızımızın başörtüsünü açmaya çalışması üzerine, buna karşı ayaklanarak yaptıkları sivil darbeyle, onun ruhuyla yeniden doğan Sütçü İmamların Fransızlara açtığı savaş, sokağa dökülen iman dolu kalp ile yurdun her yerinde yeniden sergilendi.
Her bomba sesinde, sallanan binam değildi, sallanan kalbimdeki şaşkınlığımdan kaynaklanan şu sorulara cevap bulamadığımdandı "Bu darbeyi yapan Anadolu çocukları, Çanakkale’de şehit olan Anadolu kuzularının torunları değil miydi? Onun dedelerinin bu vatan için savaştıkları ruhu kime satmışlardı? "Allah’u Ekber!" diye tekbir getiren, her karış Çanakkale toprağını kanıyla sulayan, bu güzide mirası toprağımızı, nasıl kabilin ruhuyla şeytanlaşmış kirli ruha teslim ederdi?" Bu sorulara cevapsızlığım karşısında, kalbime tufana dönüşen hislerimle, sanki o şehit kanıyla sulanmış toprağın üzerinde yürürken gözyaşımla düşen toprakta ilahi ve birleştirici sevgi yeşersin dediğim bir yeni açılım için vatanımı koruyacağıma söz veriyorum, şehit atalarıma.
Ölenlere Allah’tan Rahmet diliyorum. Bu bir muhteşem demokrasi zaferidir. Kurtuluş zaferi ile bağımsızlığa önder olan ülkümüzün, yayılan güneşi ile doğan yeni bağımsız ülkelere, "sizde böyle askeri darbe olursa, siz de sivil darbeyle karşılık verin!" mesajını verişimizdir bu. Tıpkı Venezuella ‘da yapılan darbeye direniş gibi… Hangi İslam ülkesinde yahut sömürülen biri oluyorsa, dimdik ayakta ona siper olun ve bağımsızlığınıza ve iradenize sahip çıkın mesajını verdik. Bu dünyanın tek Hâkimi Allah’tır. Allah’ın yoluna sıkı sıkıya sarılan, hiç bir zaman mağlup edilemeyecektir.
Allah’ın izniyle, bir daha bu ülke askeri darbe görmeyecektir. Müreffeh ve zengin bir ülkenin doğuşu, Fatihin İstanbul’u fethettiği altın çağına şahit olmuş, bir neslin çağına şahit olduk, çok şükür. Herkes, dost-düşman bilmelidir ki, dünyaya gerçek bir lider, Türkiye geliyor, dünyaya rahmet yağacak... Her kötülüğün ardında hâyır vardır ya, o hayrı bize yaşattığı için Allah’a şükrediyorum.
Bu ay içinde darbenin ana merkezi olan Akıncı Üssüne S-400 füzeleri indi, büyük gövde gösteri ile. 15 Temmuz Demokrasi Bayramı dolayısıyla çok anlamlı oldu bu. Çevremizi saran adalara yerleştirilen füzeleri ile tehdit ederek bize düşmanlık edenlere ne güzel bir cevap olmuştur. İkinci Dünya savaşından sonra her şeyimizle teslim olduğumuz ve artık onun dediklerine karşı geldiğimiz Amerika’ya böylece gerekli cevabı vermiş olduk. Artık bir NATO üyesi ülke olarak bu füzeleri kullanacak ilk ülke de biz olduk. Ne füzesini satmazken ne de S-400’ü alma derken gerçek niyeti nedir düşünmeden edemiyorum. Kafasında yine bir darbe yaptırmak mı vardır, hava gücümüzün zayıf kalmasını sağlayarak? İnşallah bu füzeleri kullanmak için sebeplerimiz olmaz, caydırıcı özelliği ile kalır. Hala terörist grupları destekleyen ve yaşamalarına izin veren Amerika ve yandaşları ülkeler medya aracılığı ile bu grupları teröristlikten aklamaya çaba gösteriyorlar. Bize düşmanlık eden, ülkemizi bölmeye çalışan her terör grubundaki kitleler yüreklendiriyorlar… Acaba onlara ne vaat ediyorlar bu hainliği karşısında? Bunun en son örneği Washington Post gazetesinin bu terörist gruba bir köşe ayırarak göstermesidir. Adeta düşman sevicisiler… Üzüldüğüm, bu darbeyi yapan cemaatin en kaymak lider kadrosu yurt dışında ve ceza görmemesi. Üstelik onlar refah ve zenginlik içinde yaşarken, kandırılmış en alt tabakada ki kesim ve belki de hiç suçu olmayan ne çok kişi mağdur olmuşlardır. Hala varsa, kalmışsa, bu körü körüne inanmışlıktan uzaklaşmaları için Allah’a dua da edelim.
Hepinizin 15 Temmuz Demokrasi Bayramınızı kutluyorum. Sokağa çıkıp kutlayalım, sabaha kadar açık camilerde şükür namazı eda edelim, Kur’an okuyalım… Selaları dinleyelim huşuyla inşallah…
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
15 temmuz demokrasi bayramı değil , şehit ve gazi yakınları ile mağdurların hayatlarının karardığı gün..
"15 Temmuz; darül harbin ayini.
Bir yan “şehit” bir yan “mağdur” tayini
‘Elif Lam’ın Cumhuriyet defini
Yalancının soyu sopu pert olsun!"
yaşanan acıları yaşamayan bilmez, sadece üst sınıfa ait gazete ve tvlerden devamlı aynı kişileri ekranlarda aynı fikirleri tekrarlattırarak insanları yanıltmayı seçiyorlar..
iktidar tarafından "Allah'ın lütfu" olarak görülen darbe girişimi iktidarın cumhruiyet kazanımlarını geriye doğru götürmesiyle sonuçlandı..
aynı kültürden beslenen çevrelerin bir şekilde 1950 yılından itibaren sürdükleri örtülü direnç 15 temmuzda zirvesine çıktı..
3-5 yıl sonra bakalım yargı erki nasıl kararlar verecek..
mantıklı bir çıkarımladüşünen bireylerin en zoruna giden ise;
sayın arınç'ın "ben ahmakmışım" demesinden sonra yik görevine getirilmesi..
kandırıldık demeleri ise bir facia..
gerçekler elbet bir gün açığa çıkar..
köprü yer vb isim değiştirmelerle yeni nesli kandırabileceklerini sanıyor olabilir eski kuşak siyasetçiler ve devlet aklı ancak ta 68 olaylarına kadar giden bir süreçte; 6 filoya buyurun hoşgeldiniz diyenlerin abd düşmanı kesilmesi de ayrı bir konu..
daha içeride 82 darbesinin mağdurları dururken..
ateş düştüğü yeri yakar demişler..
meclise siyasete uzanmadan ne fetö açığa çıkar ne de yapılan hukuksuzluklar..
2-3 yıldan beri özellikle 15 temmuz konulu her haberi izlerim, yazıyı okumaya çalışırım..
şimdiki hükümet sözcüsünün yakınlarının kpss sınavındaki soruşturmaya takılıp yukarıdan gelen emirle soruşturmadan çıkarılarak tayinlerinin başla bir ile çıkarılması, fetö borsasında dönen paralar, işlenen cinayetler...
ki kaldı ki zaten bir çok özden fetöcünün 2014 tenm itibaren ülke dışına çıkması
bu konunun hiç de anlatıldığı gibi olmadığının işaretleri..
devlet için kardeş katline müsaade edip kundaktaki bebeklerin bile boğdurulduğu,
yavuzun, ağabeyi ve babasına karşı ordu çıkarması
teomanın, mete tarafından tahtan indirilmesi gibi..
bir süreçin 2000 li yıllardaki versiyonu bence..
velhasılı üstad...
kim yalan söylüyorsa dediğim gibi soyu sopu bu işin altından kalkamasın...
saygılarımla..
Bir Dünyevî tarafından 7/14/2019 2:19:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir Dünyevî tarafından 7/14/2019 2:21:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
saf şiir
Bu yazıyı pardon propaganda bültenini kime yazdınız ¿
Vakit kaybı olmuş ..
Not: o gece hayatını kaybeden tüm masum ve mazlumlara rahmet diliyorum ..
saf şiir
farzımuhal
Bir cocuk (Allah katinda sorumluluk sahibi olmayan bir cocuk) mesela israilde hapiste ise nasil tepki verirdi
Israili cikarip ... koysak mesela
Tepkisi ayni mi kalirdi
O lanetli gecede oldurulen masum halkla alakali neler yazardi
Ya da mesela masumsa eger 5 gunluk bir er nasil yazardi o kalem
Allah rizasi icin
Allah rizasi icin
Tum zulumlere nedensiz nicinsiz mahallesiz partisiz karsi olunuz
Bana nasihat iceren cumleleriniz icin tesekkurler
saf şiir
farzımuhal
Beyefendi israil.zindanlarinda da suan cocuk var filistinli
Baska.ulkelerin zindanlarinda da ..
Memleketin zindanlarinda da
Siyasetsiz girip cumhurbaskani ile cikmissiniz ;))
Ki ben ne demisim kime demisim
;))
farzımuhal
Katiliyorum
Yaşımız gereğince ülkemizde yapılan birçok darbeyi öncesi, sonrasıyla yaşadık, dünyadakileri de okuduk ve izledik...
Akşam saatinde ve canlı yayında trafiğin en çok olduğu bir geçiş alanı kapatılarak ( O kadar sivilin bir anda orayı nasıl öğrenip de gelebildikleri ayrı bir tartışma konusu) bir darbe yapıldığına dünya da ilk kez şahit oldu.
Üstelik böyle bir girişimde ilk önce hedef alınanlar derdest edilip hazırlanan yerlerde güvenlik altına alındığını ve her şey bittikten sonra halka duyuru yapıldığı bilinirken burada hedefteki kişiler hemen her kanalda canlı ve görüntülü bağlantılarla tabiri caizse darbeyi yönlendirip halkı galeyana getirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Uykudan kaldırılan (on beş, on altı yaşında ) masum öğrencileri, gözleri dönmüş ne idüğü belirsiz ve kana susamış bir güruh, ( yalvarmalarına aldırmadan ) ŞEVKLE VE TEKBİR GETİREREK katlettiler. Onların oraya götürülme emrini verenler taltif edilip makamları yükseltilirken bedeli her zaman olduğu gibi günahsızlar ödedi. Bunu nasıl sorgulayamaz beyni olan?!?!?
Din, düşünmeyi değil, biat etmeyi emreder!... Bu yapılarıyla öğünenlere ülkeyi yönetme hakkı verirseniz, din siyasete bu kadar alet edilirse, tabii ki sonucunda düşünen değil, emir alan öne geçecektir ve sonuç hiçbir zaman bundan daha iyi olmayacaktır. Bu emir alanlar her makamda ve her ortamda haklı olduklarını zannederek seslerini ve söylediklerini kontrol etme gereği bile duymadan YÜKSEK PERDEDEN konuşarak/yazarak birilerine 'BAKIN, BEN DE SİZİN GİBİ DÜŞÜNÜYORUM!...' diye yandaş olma telaşlarını sürdürüler.
Birey olan, kimseye aldanmaz, kimseye biat etmez!.. Beşer şaşar misali bir kez desteklemede hata yapılsa da bunu sürdürmek hata olmaktan çıkar, arkasında başka bir maksat aramak gerekir artık.
Kısaca ve üstünkörü gelişmeleri yazdığım bu olayı, gerçek bir darbenin önlenmesi gibi gösterip BAYRAM ilan etmek, en hafif anlatımıyla insanların aklıyla alay etmektir.
Katledilen masum öğrencilerimizin mekanı cennet olsun, Allah ailelerine gani gani sabır versin, veballeri de sebep olanların üzerinde sonsuza kadar kalsın inşallah!...
saf şiir
Serap IRKÖRÜCÜ
'senaryo' derken sanırım yazılarımızı karıştırdınız!
Çünkü yazımda geçen her açıklama televziyonda canlı canlı gösterilen ve sonrasında toplumun önünde ve resmi imzalarla yapılanlardır. ( taltifler )
Kişiyi nasıl bilirsiniz demişler... kendim gibi demiş!...
Kişilerin herhangi bir cemaate, partiye, gruba ait olmadan düşünemeyecekleriniz mi zannediyorsunuz?
Yetmişli yıllar gibi keskin bölünmelerin olduğu yıllarda üniversite bitirdim. Hiçbir grubun üyesi olmadım, binasına- toplantısına gitmedim, gösterilerine katılmadım. O gencecik yaşımda bile bunların ülke üzerine oynanan büyük oyunun parçaları ve bir toplum mühendisliği olduğunu gördüm, hiçbirine alet olmadım.
O toplantılara katılıp kalabalık olmaktan başka hiçbir işlevi olmayan, söz hakkı bile bulunmayan militan yapılılardan daha çok, yakın ve karşı olduğum fikirleri inceledim, farklarını sorguladım. Hepsinin doğrusu kadar yanlışı olduğunu gördüğümde 'özgür' duruşumla ne kadar iyi yaptığımı anladım.
Yaşınız hâlâ çok geç değil.
Size de aynı şeyi öneririm. Hiçbir fikir, militanca savunulacak kadar kusursuz değildir.
Zaten ne kadar az bilirsek o kadar şiddetle savunuruz... Öğrenin, öğrenin... Ülkenin gerçeklerini öğrenin... Yanlışı devam ettirmektense, vazgeçmek bir erdemdir...
saf şiir
Bizim bu vatandan başka bir vatanımız da yok.
Ne de güzel dediniz, ağabeyim.
Üzerine söz tanımıyorum.
Teşekkürler.
Selam ve dua ile.
saf şiir
Öncelikle söyleyeyim ki ne bir tarikatın, ne cemaatin, ne bir partinin ne de derneğin körü körüne bağlısı, gönüllü veya gönülsüz çalışanı değilim. Sadece aklımın almadığı, kalbimin kabul etmediği durumları yazacağım.
Evet, bir darbe girişimi oyunu oynandı, kimlerin parmağı vardı onu bilemem, çünkü her iki tarafa da uzağım. Yüzlerce insan öldü, yaralandı, sakat kalanlar oldu. Onlarca kamera varken hala kimlerin halkın üstüne ateş ettiği belli değil, askerler vurdu deniyor inanmak zorunda bırakılıyoruz. Cemaat söylediklerine göre 40 yılı aşkın bir zamandır faaliyetteymiş, gerçek niyetleri nedir bilmem, neden şimdiye kadar durdurulmamış? Neden yıllardır poz poz resimler çektirilmiş, etkinliklerine katılınmış, ziyaretler edilmiş, yurtları okulları için bina, arsa sağlanmış gelen geçen iktidarlar tarafından?
Kandırıldık deniliyor, bir düşünün birisi beni kandırsa da suç işlettirse kandırıldım diye işin içinden sıyrılacak mıyım? Ülkeyi, milyarlarca halkı yönetecek imkânlara sahip olanlar kanıyorsa halk kanmış olamaz mı, neden suçlanıyor? En baştakilerden bahsetmiyorum belki onların niyeti kötüdür ama hepsi yurtdışında yaşıyorlar ceremeyi halk çekiyor. Yurtlarında okullarında çalıştıysa insanlar terörist diye damgalanıp hapsediliyor. Bankalarında, hasta hanelerinde, iş yerlerinde çalışan insanlar terörist oluyor, onlara iş verdiler de çalışmadılar mı, yurtlar yeterliydi de öğrenciler tercih etmedi mi? Okullar boş olmasına rağmen öğretmen kadrosu açmadılar onlar da özel okullara yönlenince terörist mi oldular. Bahsettiklerimin hatta unuttuklarımın hepsinin açılışını reklamını baştakiler yapmadı mı? Kanan halk suçlu kanan büyükler halkı idare ediyor. Buna benim aklım ermiyor, suçlu varsa önce baştakiler çeksin cezasını. Dünyanın öbür ucunda olsa yakalayabilirler neden yakalanmıyorlar? Açıklamalarından korktuklarını düşünmekten başka ne olabilir?
Yüzbinlerce kişi işsiz kaldı, tam sayısını bilmem ama çok sayıda yuva dağıldı, anneler babalar çocuklarından ayrı kaldı, çocuklar ailelerinin yanında değil ellerin insafına kaldı. Sadece inandıkları için, ekmek parası çıkarmak için çalışmışlardı. Şimdi soruyorum yakaladıkları, cezalandırdıkları insanlar mı suçlu, onlara zamanında destek olup kendilerini kandık diye aklayanlar mı?
Ne bayramı kutluyorsunuz, yas tutmanız gerekir. Çirkin bir siyasi oyunun kurbanları için….
saf şiir
elbette doğruyu eğriyi ayırt etmek zordur. Pirinici bile ayılarken için de taş kalabiliyor. Çok sorular da sorulabilir ama bir gerçek var ki, bu bir terör faaliyetidir ve suçlularının bir çoğu yurt dışındadır. Üstelik, halkın içine hiç girmediğinizi düşüyorum, işten uzaklaştırlan, açığa alına bir çok kiş, hala bu terör örgütünün peşinden gitmeye devam ediyor. Hala kendilerini gizleyip, hayatlarına devam ediyorlar. Eğer bir kişi yanılmışsa, tövbe etmişse bunda da samimiyse insanız yanılırız da... Mesel bunu söyleyebilmek de! Sizin sorularınıza tek tek cevap veremem, elimde belgelerini sunup size belgeleyemem. Ama ben bunu yaşadım. Onun peşinden ne uğruna gittiklerine şahit oldum. Hatta bir anımı da anlatayım. 28 şubat ortaya çıkınca, ailecek görüştüğümüz bir grubumuz vardı. O gruptan hanımı öğretmen eşi Hakim olan bir çift vardı. Hakim olan dediki, ben FETÖ'den icazet aldım. Eşimin başını açmakta, mini etek giymesinde mahsur yok dedi. Bu yüzden siz bu halinizle bana zarar verisiniz. Hoşçakalın dedi. Benim için kariyer önemli dedi. Ben dedim ki içten içe, bir Hoca nasıl olurda sünnete uymayan içtihat eder. Bu nasıl hoca dedim. Ona asla inanmadım. Bu Hakim kişi, 2014'te HSK'ya Danıştaydan üye seçildi. Darbedenin ardından da üyelikten alınarak hapse atıldı. Kim bilir bu ve buna benzer ne hikayeler var hepimizde. Bu gerçeği nasıl göz ardı edebiliriz.Evet yas demeli buna, o kadar kişi öldü. Bu yüzden de o gece camilerde şükür namazı kılınmalı, Kur'an okunmalı ve sela verilmeli...Buna ben kutlama diyorum. Siz herhalde davul zurna çalacağımızı mı düşündünüz? Ben bir de şuna inanıyorum. Eğer darbe gerçekleşseydi bugün ki halimiz Suriye'den beter olurdu. Nereye sığınırdık kim bizi kabul ederdi ki... Kur'an ifadesinde, Allah'ın bayrağını açacak mutlaka bir ulus vardır, onun davasını güdecek de... Eğer bizi bu darbeyi sonuçsuz bıraktıysak, Allah'ın sayesinde olmuştur bu. İslam'ı bizim gibi samimi yaşayan bir devlet de yok dünyada... Kişilerle uğraşmak yerine geneli düşünmek gerekir. Bizim bu vatandan başka bir vatanımız da yok. Saygılar.
Afet İnce Kırat
saf şiir
Psikolojik Harp denilen bir harp çeşidi vardır bilenler bilir. Bunu dünyanın jandarması Sam Amca ve yandaşları çok iyi becerirler. Önce bir ülkeyi ellerinde ki basın yayın organları ile itibarsızlaştırırlar, sonra da modern ve ölüm kusucu silahları ile işini bitirmeye çalışırlar... Yıllardan beri bütün İslam Ülkelerine yapılan budur. Varşova Paktı dağıldığı halde neden hala Nato denen emperyalist örgüt dağılmaz, çok basit, karşılarında şimdi komünistlerin yerinde Müslümanlar vardır. Müslümanlarında içinde en güçlü ülke Türkiye olduğundan hep bizim üzerimize oynarlar ve kurarlar oyunlarını. Ancaaak unutmamalı ki şairin dediği gibi, ''Kaderin üstünde de bir kader vardır.'' 15 Temmuz bal gibi bir piçlik, bal gibi bir devleti ele geçirme hareketidir... Ama Allah ve inananları aşamamışlardır hain köpekler... Yalnız kendi hatalarımızı da kabul etmek durumundayız. Bu şeref yoksunu örgüt elemanlarının devlet içinde ki silahlı kuvvetlerimiz içinde ki hareketlerini de yıllar önce bir şekilde aralarına sızıp çok daha önceleri tespit edip işlerini bitirmeli idik... Uyanamadık millet olarak hükumet olarak, kimse de kendini kandırmasın. Yok ılımlı İslammış, Radikal İslammış, masal anlatmasın kimse bana... Bir tek İslam vardır o da Kur'an ve Sünnetullah ile kuralları belli ve sabittir... Sam Amca kimse ile müttefik değildir asla, olmayacaktır da bundan sonra, kendi çıkarı neyi gerektiriyorsa onu yapmaya çalışır, insan ölmüş parçalanmış, ülkeler yerle bir olmuş, onlar için hiç bir kıymeti yoktur. Tabi ki onların desteği ile oldu bütün bu alçaklıklar, o neden ile halkımızın da daha bilinçli olması lazım. Hayatını kaybedip şehit olan kardeşlerimize de Allah'dan rahmet diliyorum, gazi olan kardeşlerimize Allah selamet versin. Allah da bir daha böyle alçaklıkları göstermesin milletimize ve yurdumuza...