Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
KADİR ACI
KADİR ACI

Bir Osman Bölükbaşı Klasiği

Yorum

Bir Osman Bölükbaşı Klasiği

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

433

Okunma

Bir Osman Bölükbaşı Klasiği

Bir Osman Bölükbaşı Klasiği!

(17.11.2011 tarihinde Dilaver Bekcan (Şifai) ile yapılan mülakattan alınmıştır).

Büyük Toraman’dan, İlyas Babadan, Şemsi anadan doğma Âşık Osman Babam. Canım! Ciğerim! Üstad Kadir Hocam. O zaman sazın, sözün olmadığı sıralarda, televizyonun, radyonun olmadığı sıralarda altına beş kat yatak serilip sohbeti dinlenen Muhterem!
Bizim Âşıklık çeşmesinin gözü diyebiliriz. Bu, eski yıllarda Büyük Toraman’dan Hollanda’ya gider. Orada işçi olur. Osman Bölükbaşı, rahmetli, büyüğümüz, Hollanda’ya gezmeye varır,. Türk işçileriyle sohbet etmek için. Atatürk kampında da babam tercüman olarak görev yapıyor imiş. Aynen ben babamdan aldığım ifadeyi aktarıyorum. Osman Bölükbaşı toplantı salonunda Türkleri topluyor, diyor ki:
“Arkadaşlar! Burayı Türkiye’ynen kıyas edersek ne dersiniz? Kimisi çıkıyor, işte: “Bura güzeldir, bura özeldir, burda sansür yoktur, burda şu var, burda bu var.” Babam el kaldırıyor. Osman Bölükbaşı diyor ki:
“Sen nerelisin? Adı ne senin?” Diyor.
“Ben Kayseriliyim Paşam. Adım da Osman.”
“Osmanlarda pek akıl olmaz, sen de söyle bakalım nasıl gördün burayı?”
“Paşam benim için Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa. Bu memleketler; bizim Kayseri’de kale içinde yoğurt pazarı var. Oraya köylerden yoğurt gelir. Kayseri’nin yerlileri de varır oraya yağlı, yüzlü yoğurtları alır. Yalnız bu yoğurtları alırken kadınların eline, ayağına dikkat ederler. Eli ayağı temiz olan kadının yoğurdu satılır. Biraz pasaklı olan kadının yoğurdu da ortada kalır. Üstüne sineklerden biri konar, biri kalkar. Benim gözümde bir Türk evladı olarak Avrupa’nın Türkiye’mle mukayese etmem gerekirse o sinekli yoğurt kadar hükmü yoktur.” Der. Bu arada İzmirli bir arkadaş kalkar ve der ki:
“Paşam, özür diliyorum. O’nun aklı yetmiyor! Burda içki serbest, kadın serbest, kız serbest.” Felan, filan… Osman Bölükbaşı bunların hepsini dinler. Bunlardan bir deste yapar. Ve der ki:
“Arkadaşlarım! Amerika’da okumuş olduğum dönemde okulu birincilikle bitirdim. Amerika’da bulunuyordum, bana dediler ki:
“ Osman Bölükbaşı sen birincilikle okulu bitirdin, dile bizden ödül olarak ne dilersen!” Osman Bölükbaşı:
“Benim babamın parası var, pulu var. Ben para pul istemiyorum. Amerika’nın falanca yerine mümkünü varsa Türk Bayrağı’nı dikin, üç gün dalgalansın! Onlar da:
“Eğer kanunda böyle bir yeri varsa isteğin yerine gelecek.” Araştırırlar kanunda bir engeli yoktur. Oraya Türk Bayrağı’nı asarlar. Bölükbaşı bayrağın dibinde ecdadımızın şeylerini; eskiden kaybettiğimiz topraklarımızı zamanımızla mukayese ederek düşünüp ağlıyorken, polisin biri gelip omuzuna eli ile dokunuyor, Osman Bölükbaşı’na:
“Ne oturuyorsun sen burda? Diyor. O da:
“Yav(yahu) sekiz yıldır ben buradayım. Türk Bayrağı asılı, dalgalanıyor. Hüzünlendim. Ecdadım, geçmişim aklıma düştü.” Diyor. Polis:
“Osman Bölükbaşı. Senin oturumunun bitmesine üç saat kaldı. Üç saatte burayı terk ettin ettin, etmedin, Türk casusu olarak seni tutuklarım, sen gitsen de, gitmesen de o bayrak dalgalanacak.”
Osman Bölükbaşı, rahmetli, onurlu, gururlu, şerefli bir Türk subayı olarak yapmadığı işten dolayı “casus” olarak tutuklanmasını gururuna yediremeyeceği için, kuru temizlemedeki elbiselerini almadan hemen hava alanına varıyor, bileti alıyor, uçağa biniyor;
“Ben 8 yıl Amerika’da okumama rağmen 8 saat daha beni bekletmediler. Avrupa’nın bir takım zevki heveslerini Türkiye’nin güzelliğine değişen insanlara çok affedersiniz! Ben anasını (A..n) tay derim.” Diyor. Ve devam ediyor:
“Ancak gözünüzün önüne bakın. Paranıza, pulunuza sahip olun. Bir an önce memleketinize dönün, orada iş yapıp adam olmayı tasarlayın. Buranın hevesleri geçicidir.” Diye bir konuşma yapar. Babam koğuşa çıkar. Bundan esinlenerek bir parça söyler:

Hollanda Kızları

Şemsiyem elde asa
Kız diyor gidek dansa
Köylüyüm dans bilemem
Çalın “Mevlana” varsa.

Amanın Hollanda,
Beğenmedim Hollanda.
Oğlanların efendi
Kızları çok zampara…

Alma Hollanda kızı
Çekilmez acıları
Sazda, barda yiyorlar
Türkleri, Hacıları.

Amanın Hollanda
Beğenmedim Hollanda.
Oğlanların efendi
Kızları çok zampara…

Geldim Amsterdam’a
Ağlasın bana ana
Berduş kızın yüzünden
Vurdum pantola yama.

Amanın Hollanda
Beğenmedim Hollanda
Erkeklerin efendi
Kızları çok zampara…

Ormanlıkta yol buldum
Dediler pilaç (plaj) yolu
Aralara girdim ki;
Bütün ayyaş kız dolu.

Amanın Hollanda
Beğenmedim Hollanda.
Oğlanların efendi
Kızları çok zampara…




Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir osman bölükbaşı klasiği Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir osman bölükbaşı klasiği yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir Osman Bölükbaşı Klasiği yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL