- 439 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanları tanımak… Bir insanı tanımak…
İnsan, hiç şüphesiz, doğa yaratıklarının içinde en üstün ve mükemmel olanıdır. Aklını kullanma ve bu yoldan kendi kendini eğitme yeteneği vardır. Sezgi, akıl, duygu, çalışma ve tecrübeyi birleştirerek «Faziletli bir birey» olma imkânına sahiptir.
Bütün bunlara rağmen, insanlar genellikle kendilerine verilen bu imtiyazlardan yararlanmayı tam manasıyla bilmezler. Birbirlerinin karşısına türlü maskeler takarak türlü rollerde çıkarlar. Oynak kişiliklerin varlığı ister istemez insanlara karşı inancımızı sarsar, içinde bulundukları şartlar insanların kişiliklerini etkiler.
İnsanlar belli bir dönemlerinde geniş arkadaş çevrelerine sahip olurlar. Kalabalığın çevresinde toplanması hoşuna gider.
Kendini dünyanın merkezi olarak görür. Ama zaman ilerledikçe kıyımlar başlar insanların hayatında. Bu kayıplardan bir ders çıkarmak insanı olgunlaştırır. Yapılan seçimlerde daha dikkatli davranmasını sağlar.
Her zaman derim en iyi tecrübe en pahalı tecrübedir...
Tanımadığınız bir insan, gitmediğiniz bir şehire benzer...
Onun hakkında pek çok şey duymuşsunuzdur. Kimi olumlu şeyler söyler, kimi de olumsuz... Sanki bir gazetenin gezi sayfalarına bakıyor gibi bakarsınız tanımadığınız insana... Ve bir gün, tıpkı o bilmediğiniz şehri gezip görmek, tanımak ister gibi, o insanla da tanışmak istersiniz.
İlk kez gittiğiniz bir şehirde nasıl davranırsanız, ilk kez tanıştığınız insana karşı da aynı şekilde davranırsınız. Şehrin önce ana yollarında gezersiniz, en bildik ana arterlerinde… En canlı, en hayat dolu gördüğünüz kısmıdır bu şehirlerin…
Oysa bir şehri şehir yapan görünmeyen kuytularıdır. Sabah sofranıza gelen sıcacık ekmek, odanızı aydınlatan ışık, yüzünüze çarptığınız serin su, okuduğunuz gazete, yürüdüğünüz yollar; hepsi şehrin kuytularında yaşayan insanların çabalarıyla donatır hayatınızı…
Ve o bilmediğiniz şehri gezerken yolunuzu bir kere kaybeder bir kere hata yaparsınız. Aynı hatayı ikinci kez tekrarlamak akıllı insanların işi değildir zaten...
Hayatın doğası gereği onu yaşanır kılan hiç şüphesiz arkadaşlar, dostlar, aile, sevgili diye devam eden bir sürü sevgi bağıdır. Mutlu anların da bir arkadaşınızın size bir zararı ya da kötülüğü dokunmaz. Yeter ki siz ondan bir adım öteye gitmeyin.
Bu yönünü karşınızdaki size mutsuz olduğu anlarda gösterir.
Dost dediğin zaten insanın hayatında ya bir ya da iki tanedir.
Daha ileri gitmez. Siz dostlarınızın birden fazla olduğunu düşünseniz de hayat bunun doğru olmadığını size gösterecektir...
Ki o zaman bir kez daha düşüneceksiniz, ama kalbinizde bir çatlak daha oluşmuş olacak...
Birine güvenmenin gitgide zorlaştığı dünyada çevrenizde ki insanlardan korunmak için kendi kendinize savunma metotları oluşturursunuz. Bunlardan bazıları şöyledir:
Size karşı sözünü sakınan insanlardan(umursamaz)
Cebinde parası varken hesap ödemekten kaçanlardan (cimri)
Bilmediği konularda biliyormuş gibi davrananlardan (cahil)
Sürekli kendinden bahsedip, kendini üstün kılmaya çalışanlardan (bencil)
Başkalarının arkasından atıp tutan dan sonrada yüzüne gülücükler atanlardan(ikiyüzlü)
Sadece mutlu olduğunuz anlarda yanınızda olanlardan (çıkarcı)
Bunların hepsi bir insanı hayatınıza katarken, ona değer verirken kullanılması gereken metotlardır.
Güneşli havalarda yanınızda olup da yağmurlu anlarınızda sizi terk edenlerden her zaman uzak durun dostlar…
Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşmayın!
Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar seni...
Okyanus Yürekli Dostlar bulmanız dileklerimle..
05 Temmuz. 2014
Ömer Sabri Kurşun
kursunsabriomer.blogspot.com/…/insanlar-tanmak-bir-…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.