- 347 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Her yüreğe bir bekleyişsin
Kimi zaman kişinin istem dışı gelişen olaylarda olsun ve çaresizliğini karşısındakine anlatamaması söz konusu olur.
Ben genel kanı oluşumu bakımından size daha açıklayıcı bu konuyu ele almaya karar verdim.
Mesela! Bir kıvılcımla tutuşmuş bütün hayalleriniz içinde bir kâğıt parçası gibi bir köşesinden usul usul yanmaya başlamışsınızdır.
Ama bunun tam tersi de olabilir. Hırçın bir deryanın tam ortasındasınız Bedeninizi bir bölümünü örten o bez parçalarının ağırlığından ve suyun derinliklerine zaman zaman hissi kayıpları veren her hangi bir anıya saplanmışsınız dır.
Her şey ama her şey sizin bir düşüncenize bakıyor. Hemen oracıkta milim bir hata ile son nefesinizi vere bilirsiniz de.
Bu nedenle doğaya karşı elaman dileyen bir cümlenin olmayışını bir kenara bırakın. O an sizi kendine getirecek hiç bir ruhi temas olayının olmayışını bir süzgeçten geçirmekle başlamalısınız. İşte burada çaresizliğin bir öncesi önlemler bir sonrası önlemler gelir aklınıza ve üretken bir bireyken konu itibarı ile bu durgunluğu en aza nasıl indirebilirim. Ve dediğim gibi en ufak bir durumda çözüm seçenekleri milyon iken elin kolun bağlanması fikrini az biraz gözden geçirin derim.
Yoksa bir ömür boyu kısaca benden yeni bir ben yaratmakla kime fayda verir vermekle cebelleşirsiniz alıp verme ile yükümlü olduğunuz nefesiniz bile tekil olma netliğinden gittikçe uzaklaşır
Kâğıt üzerinde tescillensin ister birileri iki kelime ile onaylasın hele ki o çaresiz anlarda yanı başınız da dış görünüşte yürekli görünen kavgaya cenge hazır bekleyen birilerinin deyim yerindeyse,
O aslan kesilen 1+1 kişilikleri ne kadar büyük ulaşılmaz bir güç olduğunu bir düşün hele
Aksine bir durumun oluştuğunda ise minik bir ev kedisi olabileceğini gördünüz an ki! Hayal kırıklığınızı belirten bin bir çeşit yüz ifadeniz ile kafanızda ki
Asıl sizin değil o kişinin çekiciliği taa! En dibe çekilmesine engel olmazsınız
Bakın şöyle bir örnekleme ile konuyu toparlamış oluruz. Bazı aile bireyleri içinde var olan sadece kendi aile içinde değil. Ama herkesin yerine düşünür. Görür hata yer ve güler de. Kısaca ağlamasına kadar uzar bu şekli kendine kutsal sayıla görevleri.
Pekiyi bunun bedeli nedir? Bu kadar sorumluluğu alan kişinin kazancı nedir?
İşte bu yazıda şans yani piyango bana vurdu. Bildiğim çok yaşanmışlıkla konumuzu size bir daha netleştireyim.
Çünkü çok uzaklara ve kurgulama zahmetine hiç gerek yok bu vasıfları tam uygun iyi taşıyan bir kendimden her şeyi yani bedelini getirisini elbet ki! Ötesini çok iyi biliyorum.
Hayatınızda size her şeyin öğretici görevini üstlen baba kadar anne önemli fikrimin hep arkasındayım.
Oturduğumuz ilçe o zamanlar daha gelişmemiş küçücük bir yerdi. İlçemizde gerek yaşayan aşiret olsun gayri Müslimler olsun birbirleri ile selamlaşma faslı çok uzun sürerdi. Tanışıklığın bir tarihçesini anlatsak içinde çıkamayız da. Onun içinde büyük şehri gezip, görme olanağı hemen hemen hiç kimsenin yoktu ki! Şu bir gerçek ti Aile hukukunda erkeğin sözü geçer, heteroseksüellik zorunlu olarak kabul edilirdi.
Tabi ki çalışma bahanesi ile çok gezen, gözlem yeteneği sağlam insanlar olmasının tam tersine çok umut verici bir kavram oluşturmadığı kadarda. Büyük şehirlerin yaşayış şekillenmeleri -ne daha karamsar ve kötü bakmalarına da sebep olmuştur.
Ergen kafasından kurtulmuş her erkek güven onayını bir önceki yaşından alırdı. Bir şeyleri öğrenmek öğretebilmenin korkusunun nedeni elindekini kayıp etme olduğu kadar gelecekte o insanın hayatını berbat edebilme ihtimallerini ve yapması gereken asıl şeyi bilip bilmezden gelmeleridir...
Kısaca kapatın göz kapaklarınızı...
Gidiyorum.
Bu üşengeç halimle
ya da ben kalayım,
siz gidin.
Sessizlik istiyorum.diyen yok
Sanki bütün hayatın bir ağaca sarılmak ile geçmiş gibi öyle eğitimi bilimi sevebilmenin bütün kurallarını birbirinden cümle nakli ile öğrenmişlerdi.
Yaşam koşularını ona göre yönlendirilmiş er mantığına aykırı şey ise sivri bir düşüncesi olan ya deli kabul edilir. Yâ da toplumun içinde dışlanan kötü bir insan olma cezası kesilirdi.
Onun için ne öğretilirse o kadarını aldık fazlası kime zarar demedik o şartlarda diyemezdik.
Zaten istesen de; istemeden de doğuşun ile küçük parçalar halinde yapılandırılırsın. Bir an durup tam tersi yürüdüğüm zaman sanki herkes dönüp bana bakacak hissi veriyor. Ve kız çocuğusun kapının eşiğinden bir ötesi çok korku tehlike demekti.
Herkes, her konuya vakıf olmak zorunda değil. Ama ben tespitini yaptım kendini keşfi imkânsız sayılana sorumluluk alma bilimine adayı iken üremede dört bir yanda hızla devam etmeli gibi düşünülüyor ki!
Peş peşe kardeşlerin sırlanır. Neyse ne diyorum ben. Sizde askeri ücretle ev geçindirir görüşelim deme şansım yok tabi ki! Benim için görev teslimiyeti önemliydi.
Annen bu arada iş güce bakmalı onun yükü çok ağırdı. Ben mi? kız olduğun için onu her yükünde koca bir parça alman gerekirdi.
Kardeşlerine göz kulak olarak anneliği hak ediyorsun.
Tek olay nedir? Çünkü boş insan gürültüsü, kişinin hem bedenini hem de zihnini yorardı.
Ancak yalnızlığı kabul ettiğinizde zaten belli evreleri geçmiş ve bir farkında lığa ulaşmış oluyorsunuz da.
Birde kabullenmek kasıt yalnız olduğu için Senin bile daha tanımını bilmediğin o sorumluluklarını kimseye alıp da tek tek pay edemesin.
Bi koşu kardeşin altını ıslattı hemen değiştir ve uyut yedirdin mi? ilk aferin ’ini aldın ve kocaman dünyayı kafeslendin.
Biraz daha büyüdün tencere tavanın sapı elinde.
Nasihat gereği İyi bir kız ol ki hayırlı kısmetlerin çıksın seni gören başka gören anlatsın. Eğer kimseyle olamayacağını anlayıp köşene çekilip efendi gibi acısını çekerek ölmeyi beklemekse kast edile
Artık çatlasan tam orta yerinden güm diye patlasan da hiçbir şekilde kendin değilsin ve yaş ilerledikçe de. O mesleklerin hepsinden bir parça; bir parça daha alıyorsun.
Yetmez bunlar sana anneliğin dışına dizi yüreği kanayana doktor.yetmez daha öğretmen ve Ruhuna sığamayana iyi bir mimarsın da.
Ve hiç farkında olmadan her yüreğe bir bekleyişsin…
ZARALICAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.