Ölüler
Bulunduğumuz ortamlarda; evlerde, sokaklarda ve açık alanlarda bir zamanlar buralarda yaşamış canlıların ölü halleri geziniyor. Şayet aralarında dolaştığımız o ölüler bizi görüyorsa, telaşlarımız hakkında ne düşünüyorlar?
Ruhculuk değil, O değil mühim olan, ölen birinin dosyası o anda bütün hırsları ve beklentileri ile beraber, bütün yarımlığı ile kapanıyor ve yargılanma duruyor.
Gelip aramızda gezinirken o eski otomobiline, eşyalarına, odasına, koltuğuna bakıyorlarsa eğer, ne hissediyorlardır? Artık hesaba katılmamaktadırlar. En zayıf canlılar bile en güçlü ölülerden daha güçlü.
Kendi dikip suladığı ağacın gölgesi altında serinleme hakkı yoktur artık. Kendi kurduğu evde yatamaz. İşte şurada, miras kavgasına düşüşen çocuklar da onun soyundan mıdır?
Adım adım yürürken yolda biz iz bırakmaz, bir eşya tutamazlar artık. Eşya ile, nesne ile, insan ile bir etkileşim kuramamak... Beklemek, beklemek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.