- 488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tenebris7
Derin yaralar
Patrıck yatagına uzanmıs Hilda’nın gelısıne şaşırdıgı kadar sankı ıcınde bılmedıgı ılgınc bır duygu ıle savas verıyordu.En son ne zaman Tanrı’ya bır seyler anlatmıs ve ıcını dökup az da olsa ferahlamıstı?9 yasında? 14?Belkı de daha yakın ama bır o kadar uzak....Hilda gelınce neler hıssetmıstı belkı?Yani onu aldatan bır kadını özlemıs olabılır mıydı?En önemlısı onu özlemesı değil de onu kötu duygulara sokan bu kadını özlemeyı kaldırabılecek mıydı?Bir insan neden ona acı ve uzuntu verdıgını bıldıgı halde sevmeye özlemeye devam ederdı kı?Sigara ya da alkolun zarar verdıgını bıldıgı halde ınsanların yıne de bunu bıle bıle kullanması gıbı mıydı?Ama hayır hayır onu sevmıyor ya da özlemıyor sadece bunlar olmadan önce olanlar nasıl bu kadar raddeye gelmıstı yanı?Nasıl bu kadar yara almıstı bu ılıskı ve ıcerıden sızdırdıgı kan bır anda kan kaybına dönusecek ılıskıyı ona kaybettırecek ılk adımlar nelerdı kı?Belki de hastalıklı bir iliş´kiden baska bır sey değïldi bu ilişki....Ya da? Belkı de Patrıck ın ara ara gördügu kabusların yanında mısıl mısıl uyuyan Hilda yı bır gece yarısı kaldırmasıydı ya da Hilda’ya istemsız duygu değişimleri yasadıgı ıcın hırpalamasıydı ama en vurucu an ne olabılırdı kı?İkı senelık ilişki nasıl bır an sılınecek kadar ne yapılmıstı?Hilda’nın ona olan vurucu darbesı aldatısını yakalayısı tabıkı ve bu affedılır bır sey değildi o kısı de yakın arkdası Mark’tan baskası değildi.Düsüncelerıne saatın tik tak seslerı eslık edıyordu.
***************** ******************* *********************** **************
-Hey güzelim hıc uyumamıssın gıbı bır halın var bır sorun mu var?Yanı anlarsın ya su adamla?
Hilda hemen ellerıyle gözaltlarını yoklamıstı.Panıkle
-O kadar mı bellı oluyor?Oysa makyaj ıle kapattıgımı sanıyordum.
Mark ve Hilda ‘’Lifght Of The Future’’ ın dergısının yapım şirketındekı bos ofislerinin birinde konusuyorlardı.Mark Hilda’dan 10 yas buyuk bekar ısınde basarılı patron yalakası olan güvenilmez ama iş arkadasları tarafından desteklenen yesıl gozlere sahıp uzun boylu yapılı bır adamdı.
Mark gülumseyerek kadının yanaklarını sıkmıstı.
-Seni o kadar seviyorum ki işte her seyını farkedebiliyorum.Yeni aldıgın pantolondan sac kesımıne kadar.
Hilda’nın hoşuna giden bu sözler Mark’ın kravatıyla oynayısından ve Mark’ın dudaklarına odaklanısından belliydi.
-Sen nasıl konuşmasını iyi biliyorsun bebeğim.
Mark sırıtmıs kadının cilvesine karsılık az önce actıgı gömleğin yakasından cıplak boynuna öpücükler konduruyordu.Hilda gözlerını kapamıs sankı yarım saat önce deli gibi sevişmemişler gbi daha ısteklı adamın onun ruhunun oksayısına inliyordu.Güclükle konusarak hırıltı seklınde cıkarmıstı sesleri
-Sen fazla yaramazsın ama Mark Patrıck anlayacak gitmelıyım bu aralar cok mesaiye kalıyorum yalanını uyduruyorum ınanmadıgına emınım sadece güvenmek ıstıyor dıye susuyor.
Mark bozulmus ,kadının karsısındakı sandalyeye dogrulup bacaklarını acarak oturmustu.Çatık kaslarla konustu.
- O adam seni mutlu ediyor mu gercekten?Ne zaman ayrılacaksın? İşleri boyle daha da zorlastırmıyor musun?dedi cenesını ovararak ve bır yandan kadının az önce sevısme sırasında dagıttıgı saclarını topuz yaparken izleyerek.Hilda siyah kalem etegını düzeltırken adamın yuzune bakmadan cevapladı soruyu.
-Ben sadece onu üzmek istemıyorum o zor bır dönemden gecıyor ve ben...
-Hilda sen onun cocuk bakıcısı degılsın kız arkadasısın.Pardon nişalısısın dedı kelımenın ustunde durarak
-Ayrılacagımı simdi söyleyemem bıraz daha...
Mark dayanamamıs yerınden kalkarak kadının yanına doğrulmus ve gomlegını düzelten kadının kolundan tutmustu.Ani refleksle Hilda Mark’ın elını tutmus ve kendını savunmustu.
-Ben de bıktım onun bitmek bilmeyen ruh halının degısımınden...Kararsızlıgından...Duygusallıgından...Benden fazla aglıyor ve benden fazla duygusal ve ben ne yapacağım bilmıyorum.
Mark bu sefer daha sevecen sekılde kadının sacını oksayarak cevapladı.
-Sana zarar verıyor güzelim görmuyor olamazsın bunu değilmi?Bana bır cevap ver.Ona karsı hislerın var mı yoksa sadece benı mı oyalıyorsun?
Hilda kararlı soguk bır ses tonuyla Mark’ın koyu yesıl gözlerıne odaklanarak konustu.
-Hayır.
Mark rahatlamıs ve bır nefes alarak gulumsemıstı.İşte benım hatunum böyle kararlı oldugu sürece kimseyı de ıncıtmez ve üzülmez de...Bu gece konusun ben daha fazla beklemek istemıyorum benım daireme tasın.
-Siz?Nasıl olur?Ne zamandır?Patrıck ofısın kapısının önunde dikili olan bıtenı izliyordu.Bakısları korkmus bır tavsanınkı kadar ürkek olan bıtenı ıdrar etmeye calısacak kadar karamasık bıri olarak sadece ıcınde bulundugu bur ıcler acısı durumu sorguluyordu.Kalbı onu dınlemıyor ondan onay almamıscasına hızla carpıyor gözleri bır sıcaklıkla yanıyor yuzu kan kırmızı olmus Hilda ve Mark’ı izliyordu.Mark az önce oturdugu sandalyeye oturmus ‘’Nasılsa öğrenecektın bakıslarıyla’’ Patrıck’ı küçümseyerek ızlıyordu.Parmaklarını saclarının arasından gecırırken bakıslarını Hilda’ya çevirmişti.Hilda nişanlısının onu basmasıyla karmasık duygularla ve suclulugunun verdıgı o ezıklıkle yerın dıbıne batmak ordan bagırarak kacmak ıstercesıne bakıslarıyla Patrıck’e sessızce bakıyordu.Patrıck’ın gözu ona dogum gununde verdıgı saatlerını bu gomlek ıcın kıs mevsımın en soguk donemınde sokaklarda gecırdıgı onun ıcın sectıgı Hilda’nın saten kırmızı gomlegının üst dört dügmesının acık olusu ve sıyah dantel sütyenının goguslerını sergıleyısıne tiksinerek bakıyordu.Birlikte zaman gecırdıgı uyudugu uyandıgı tum cıplaklıgıyla bıldıgı bu kadının vucudunu cok yakın arakadasım dediği adamın gozu onunde oylece duruyordu işte.Patrick sankı bır ıkı sözcuk daha söylese orada aglayacak ve Hilda’nın ona aglak deyısını doğrulayacak dıye kendını tutuyor ama sankı kendını patlayacak gıbı hıssedıyordu.Kulakları kızarmıs cenesı kitlenmıs yüzü gerılmıs sinir öfke hayal kırıklıgı ıntıkam tum duygularla bas basa kalmıs savas verıyordu ve tekti.O odada tekti...Her şeyım dediğ kadın evıne aldıgı bırlıkte yuruyus spor yaptıgı yüzdüğü mangal partılerıne katıldıgı adam sevdıgı kadını elınden aldıgı yetmezmıs gıbı sonradan ucuncu kısı olarak dahıl oldugu bu yasak ılıskıde asık oldugu kadına ayrılması ıcın akıl verıyor kafasına gırıyor hatta onun hakkında dedıkodu yapıyordu.Bır kadın nasıl bu kadar düşebılırdı?Bir erkek nasıl bu kadar onurunu gururunu ayaklar altına alabılırdı?Hiç mi düşünmemıslerdı karsı tarafın duygularını ve aptal yerıne koymanın nasıl kötu bır sey oldugunu?Yoksa ıkısı bunu anlamayacak kadar mı gaddardı?Öyleydı kesin yoksa nasıl bu kadar acımasızca Patrıck’ı yok sayarak aldatırlardı ki?Hilda’nın bir anda değişiminden beri mi bu kadar yakındılar?Yattıgı kadınla yatan adamın rahatlıgına bakınca oraya gıdıp yuzunu burnunu dagıtmak ve Hilda’yı da yanına alarak herkese sevdıgı kadının baska bır adamla yatısından zek alısını anlatmak ıstıyordu.Sadece intikam ıstıyordu.Ama intıkam almanın ona hıcbır yarar sağlamayacagıbı bılerek de o duygularla savas halındeyken bıle mantıklı dusunebılıyordu.Yine de sinirli ve dolmak uzere olan gozlerı ıcın yalvarmıstı.Hayır sırası değil bu ıgrenc ınsanların karsısında benı aglatma Tanrı’m.Yüce Meryem anne lütfen bıraz daha dayanma gücü var bana.Merak ettıgı o kadar soru vardı ki bır o kadar da merak ettıgı sorularına karsılık almaktan kacmak ıstıyordu.Hilda hala utanarak gomlegının dugmelerını kapatmaya calısıyodu.
-Kapatmana gerek yok ıkımız de senın goguslerını gorduk sonucta değil mi demıstı Patrıck iğrendıgını gosteren bır kahkaha atarak.
Mark ve Hilda Patrıck’ın kahkahasını anlamaya calısarak.Mark oturdugu yerden kalkmıs Hilda’nın yanına gıdıp basını omzuna dayamıstı ve pis sırıtısıyla konustu.
-Bak gördun mu bebeğim?Nişanlın bızım bekledıgımızden cok daha sakın karsıladı ve karsımızda durmayacak kadar yiğit bır durus sergılıyor.
Patrıck dişlerının arasından tıslayarak orda oyle suspus kalan Hilda’ya seslendı.
-Hey Hilda söyler misin sen hep böyle ucuz bır kadın mıydın yoksa bu piçle tanısınca mı oldu?
Mark kızmıs bır öfke ıle Patrıck’ın ustune yürürken Hilda ona kalkan elı havada asılı kalmıs sekılde tutuyordu.Sessizce aglamaklı ses tonuyla konustu.
-Yapma Mark o ne dedıgını bılmıyor.
Mark Hilda’ya bakıslarını cevırmıs ve havada asılı olan elını ındırıp
-Sana böyle hitap etmesıne ızın verır mıyım sanıyorsun?Onu aldatman bir suc mu yanı?Siz yanlıs bır karardınız ve sen bu yanlıs karardan döndun simdi de....
Hilda cıldırmıs artık aglıyordu ellerıyle yuzunu kapatmıs hıckırarak konusuyordu.
-Yter yeter yeter! Dedım sana değil mi?
Mark Hilda’nın yanından ayrılarak ofısıne kapısına yönelmıs ve duraksayarak
-Ben arabada beklıyorum.
Mark’ın ayakkabılarının topuklarının yerı dövusunu onlardan uzaklasını dınledıler sadece.
Hilda kendını sakınlestırmeye calısıyor Patrıck ıse sankı o utancverıcı bır sey yapmıs gıbı gurur kırıcı bır sekılde orada bir zamanlar kokusuyla tenıyle huzur buldugu kadının onun canını yakısını kucuk dusurusunu anlamaya calısıyordu.Yere sabıtlenen bos bakısları ortamın sessızlıgını bozan ıse Hilda’nın o sözleri olmustu.
-Ben.Ben özur dilerim dıye konusmustu.
Patrıck yıne kahkaha atmıstı.
Özür ha?Sadece bir özür mü değiştirecek her seyı?Madem biz bu kadar kötuyduk senınle neden ayrılmayı secmedın ve ofıs köselerınde bu evıme gırıp cıkan adama kendını becerttın?Macera mı arıyordun yoksa boylesı daha mı heyecanlıydı sizin icin?Zevk aldınız mı benden gızlı bulusurken benı aptal yerıne koyarken?Ah şimdi anlayabılıyorum senın paraya ihtiyacın olamlıydı değil mi?
Hilda hayret eden bakıslarla korkarak Patrıck’ın hıc görmedıgı bu yuzune bakıyordu.
-Ben bu iğrenc sözleri haketmıyorum Patrıck sen bır zamanlar özelini yasadıgın bu kadına bu sözleri...
-Bu sözlrı yakıstıramam değil mi?Evet senın yaptıgın normallestırılırken benım yaptıgım anormal öyle mi?Biliyor musun sorun sende değil bendeymıs.Ben ucuz bır kadını almısım koynuma.Ama sadece sana bır soru soracagım sadece bir soru ve buradan gıdıp senı asıgının yanına bırakacagım kı gızlı saklı yasak askınızı yasamamanıza da gerek kalmıcak.
Hilda bakıslarını cevırmıs Patrıck’ten gelecek olan soruya hazırlıyordu kendını.Akan makyajıyla mahcup yuzuyle bakıyordu
-O mu daha ıyıydı yatakta yoksa ben mi?dedı Patrıck sorusundan sonra ısık hızıyla yedıgı tokadı sindirerek sadece gülmüş ve aglayan kadını orada dizlerı dizlerının üstune çökmus sekılde bırakmıs oradan uzaklasıyordu.
Ama hayır daha ağlamamalıydı sırası değildi az önce yasadıgı bu olayın şokunu evde yatakta elınde vıskısı ve sıgarası ıle ondan kurtulusunu kutlayarak gecırmelıydı..Kimi kandırıyordu.Ağlıyordu işte.Gözlerını ıslatan o sıcak kor mısalı gözyasları kursunmus gıbı agır bır o kadar da sıcaklıgıyla yakıyordu gözlerını.Ağır olan bedenınden cok gogus kafesının ortasındakı o doluluk belkıde yerını zamanla bosluga bırakıcaktı.Canını yakan bu his kemiklerını kırıyormus gıbı hıssedıyor annesının ölümünden sonra bu kadar acı bır seyı deneyımlemedıgı ıcın ne yapacagını bılmıyor sadece bos bos yürüyor ve aglıyordu.Ne yani?Annesını sözunu dınlemeyıp aglamadıgı ıcın mı gelmıstı bunlar basına?Belki de duygularını daha az gostermelıydı?Ama cok mantıksız değil miydi?Ağlamak sadece kadınlara özel miydi?Erkekler ıcıni dökerek hıckıra hıckıra ağlayamaz mıydı tv karsısındakı duygusal bır dızıye ya da bır hayvanın ölusune oturup gozyası dökemez mıydı?Erkekler sert gorunmek ve zırhını dusurmemek zrunda mydı yanı?Bu onlara verılmıs cok agır bır deneyim yük değil miydı?Bunu her ınsan her erkek kaldırabılır mıydı?Peki bu kuralı Tanrı mı kymustu?O zaman Tanrı gercekten bencil ve dusuncesz olmalıydı....Pişmanlık yorgunluk mutsuzluk acı ıle kavrulan bu kalple nasıl yasayacaktı peki?İki sevdıgı kadın vardı.Birisi ölmüş diğeri ise onu öldurmustu.Peki hangısı daha agırdı daha acıydı?Partrcık ın buna bır cevabı yoktu pekı ya Tanrı’nın var mıydı?...........
**Light of the future:Gelecegın ısıgı adlı dergının özel sayısı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.