- 367 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
FERHAD İLE ŞİRİN DESTANI
Nazım Hikmet’in1948 yılında yazdığı ancak Türkiye’de ilk basımı 1965’de yapılan ve ilk kez Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosunda sahnelenen ’’Ferhad ile Şirin’’, masala dayalı şiirsel anlatımıyla bireysel arzu ve kaygılar ile toplumsal ve tarihsel kaygılar arasında var olan ve yaşanan çelişkiyi, kavuşulması güç olan aşk olgusu ekseninde işler.
İşte o güzel masal-oyun...
Şirin Sultan ağır hastadır. Mehmene Banu,canı gibi sevdiği kız keşinin iyileşmesi için Münadi’ye kız kardeşinin derdine çare bulacak kişinin ödüllendirileceğini duyurmasını emreder. Saraya yalnız bir kişi gelir. Şirin’i iyileştireceğini, ancak üç şartı olduğunu söyler. Mehmene Banu’nun hemen kabul ettiği bu şartların en zoru, vazgeçilmesi güç görünen kendi güzelliğidir. Şirin yaşama döner, Mehmene Banu’nun dillere destan güzelliği ise yüzünden çekilir. Gelen’in diğer bir şartı ise Şirin’e bir köşk yaptırılmasıdır. Köşkün nakış işlerinde Behzad Usta ile oğlu Ferhad’da çalışır. Ferhad, kendini sanatına adamış, sorumluluk sahibi, duyarlı ve yaratıcıdır. Köşkü izlemeye gelen Mehmene Banu ve Şirin görür görmez Ferhad’a vurulurlar. Mehmene Banu, Ferhad’ı saraya Bş Nakkaş atar ancak Ferhad’ında Şirin’e görür görmez vurulduğunu bilmez...Dadının yardımlarıyla Ferhad ile Şirin sarayda gizli gizli buluşmaya başlarlar. Ferhad Şirin’e duyduğu aşktan nakkaşlık yapamaz hale gelir. Her nakşettiği lalede Şirin’in güzelliğini arasa da bulamaz. Şirin’e böyle çabuk ve zahmetsiz kavuşmaksa onu korkutur. Aşıklar bir gün kaçmaya karar verirlerse de muhafızlarca yakalanırlar. Mehmene Banu, çok sevdiği halde Şirin’i Ferhad’a vermeye razı olur ancak bir koşulu vardır. Ferhad Demir dağ’ı delerek pınarın suyunu şehre ulaştıracaktır. Bu iş uzun yıllar sürecek ve Ferhad Şirin’in serçe parmağını bile göremeyecektir.
Ferhad, Mehmene Banu’nun koşulunu kabul eder. Aradan on bir yıl geçer. Ferhad, Arzenli Halkın umudu, kahramanıdır. Bir gün Şirin gelir ve Mehmene Banu’nun koşulunu kaldırdığını müjdeler. Ferhad ya onunla şehre dönecektir ya da Demirdağ’ın suyu şehre ulaşana dek Şirin’i göremeyecektir. Ferhad Şirin’e duyduğu aşkla yola çıkmışsa da Arzenliler’in suya kavuşması onun için artık daha önemlidir. Şirin’e onu ilk günkü gibi sevdiğini ancak Demirdağı bırakamayacağını söyler. Şirin aşkına karşı ömür boyu sürecek bu zor işi seçmesini anlayamasa da Ferhad’ı bekleyeceğine söz verir. Şirin uzaklaşırken Ferhad’ın kayaları delen gürzünün sesi tüm şehirde yankılanmaya başlar.
Mehmene Banu, aşkına karşılık bulamamış, kin ve hırsla sarmalanmıştır. Vezir’in kendinden başkasını sevecek cesareti yoktur. Şirin ise Ferhad’ın aşkının boyutlarını kavrayamaz. Oyundaki karakterler ve seçimleri tek olguyu besler: Ferhad’ın bireysel aşkının, toplumsal aşka dönüşerek yücelmesini...Ferhad, toplumların hasretinin , kişisel hasretin çok üzerinde olduğu fikrine uzun yalnızlaşma süreciyle varır. Ferhad’ın Şirin’e, Şirin’in Ferhad’a kavuşması, Arzenliler’in suya kavuşmasından daha önemli değildir.
Ferhad kendisini, bireysel aşk çıkmazından kurtularak özveriyle çalışmaya adar.Zaaflarından arınır, doğayla bütünleşir, Şirin’e duyduğu aşk ise çeşmelerden akacak suyla özdeşleşir.