- 570 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÖZGÜVEN MESELESİ
Sıklıkla duymaya başladığımız ve aslında ne olup olmadığı hakkında da tam bir malumata sahip olmadığımız güncel kavramlar dolaşıyor etrafta, kulağımıza da çalınıyor . Özgüven denilen ve nerede ise eğitim-öğretim süreçleri başta olmak üzere, başarı odaklı çokça ortamda anılan sihirli kelime.
İnsanlar özgüvenli mi doğarlar? Özgüven gerçekten de yitirilir mi? Özgüven nasıl elde edilir?... Bu soruların ardı arkası kesilecek gibi değil görünüşe göre. Esasen özgüven, en doğal ifadesi ile,kişinin kendinde bir işi, eylemi, davranışı,yükümlülüğü ortaya koyarken; kendini orjinal haliyle dışavurumu ve bunu en tabii haliyle icra edebilmesi yeteneği, gücü, iradesidir.
Kabul etmek gerekir ki, bu yeti zamanla daha bir güçlenebiliyor. Bazılarının bu konularda biraz yüreklendirilmesi, yanlış yapabilme şansının kendine tanınması ve toleranslar dahilinde de zamanla ;daha kendine yeten, kendini daha güçlü bulan birey haline gelebilsin, yaklaşımı bu önemli konuda gayet mantıklı ve bir o kadar da insaflıdır. İnsan yapabildiği, icra edebildiği herbir konuda kendini daha güçlü ve mutlu hisseder.
Herbir şeyi yine herbirimiz yapabilmeli miyiz? Başkalarının mükemmelen yaptığı şeyleri, bizim o standartta yapamamamız bir zaafiyet midir?... Bu ve benzeri soruları düşünmek de gerekiyor sanırım. Bu noktadan bakınca, işin içine başkaca kavramlar girecek anlaşılan. Uuzn boylu, atletik yapılı bir gencin basketbol seçeneğinde başarılı olabilmesi daha anlamlı görülebilirken, aynı gencin resim yeteneğinin de mükemmel olabilmesini beklemek ne kadar doğru ise; görme engelli bir bireyin sezgilerindeki kuvveti yüzeye yansıtarak deha kategorisinde eserler meydana getirmesi le buna mukabil, sıradan vir atlet gibi koşmasının beklenmemesi de bu işi doğası olsa gerek....
Herbirimizin her konuda mükemmel olması gerekmiyor. Farklı yeteneklerle donatılmış olduğumuzu anlamamamız ve kendimizi ifade edebilecek yanımızı, yönümüzü keşfetmemiz ise hayati derecede önemli görünüyor. Haha az başarılı olabildiğimiz ve veya olabileceğimiz sahalar bulunduğu gibi, daha nitelikli işleri ortaya koyabileceğimiz alanları da var hayatın.
Kendinizi dinleyin, kendinize değer verin, şans verin. Gayret edin ve sonra hayata bir daha fakat farklı bir açıdan bakın. Geliştiğinizi, daha donanımlı hale geldiğinizi zamanla göreceksiniz. Çünkü siz de değerlisiniz, tıpkı diğerleri gibi. Kendine olumlu yönde bakmayı öğrenmek, mutlu olabilmenin de ilk adımı. Bu adımı atlayarak, özgüvenli ve kendi iç huzurunu sağlamış bireyler olabilmek de zor. Sevgi herşeyin ilk adımıdır. Sevgiyle kalın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.