- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Günah bir temkin eğitimidir
Başkalarına sattığımız hayallerin gerçekleşebilir olması şart değildir. Müşteri olunması yeter. Ancak insan kendisi için kurduğu hayallerin azıcık dahi olsa gerçekleşebilir olmasını ister. Tastamam inanılmaz hayallerin yaşatacağı tek şey acıdır. Bu nedenle biz masalların değil manipülasyonların talibiyiz. Kandırılacak kadar olsun gerçeklik payına muhtacız. Masallarla manipüle olmadığımız gibi manipülasyonlarla da masal tatmini yaşamayız. Hem şuna da dikkat etmeni isterim arkadaşım: Masallar evrenseldir. Kırmızı Başlıklı Kız’la kimsenin bir derdi yoktur. Fakat manipülasyonlar öyle değil. Seni kandıracak şey beni enterese etmeyebilir. Aynı etkiyi doğurmayabilir. Beni inandıracak olan şey bana özel çalışılmalıdır. Benim arzularıma uymalıdır. Ancak bir kere inanılmayacak olduğu kabullenildikten sonra, yani eyleme geçme kaydından kurtulunduktan sonra, herkesin hayali misafir oluverir hayalhanemize.
Arzuya dokunduk önemli bir bahis açtık. Aman ipin ucunu kaçırmayalım. Eğer Ahmed kardeşinden ’feraset’ veya ’müdakkiklik’ veya ’dikkat’ adına bir tavsiye istiyorsan, ki kendisi de pek muhtaçtır buna aslında, sana şunu fısıldayabilir: Arzuladığını söyleyenlere karşı iki katı temkinli ol. Eğer en muhtaç olduğun bir anda çok ihtiyaç duyduğun şeyi işitiyorsan kandırılmana ramak kalmış demektir. Evet. Çünkü ona kapılırsın. Çünkü üzerinde yeterine durmazsın. Çünkü önünde kıvamınca beklemezsin. Kuvve-i şeheviyen veya gadabiyen veya her ikisi birden aklının dizginlerini temkininin ellerinden alarak seni meseleyi gereğince irdelemekten ederler. Yani demem o ki arkadaşım: İnanmak istemediğin mevzularda kandırılman bir parça zordur. Fakat inanmayı istediğinde daha kolay kandırılırsın. Bu nedenle seni kandırmak isteyen, sahinden kurnazlıktan anlıyorsa, inanmak istediklerini kurcalamalıdır. Şeytan da aynen böyle yapar.
O zaman neye inanıp neye inanmadığın kandırılmama noktasında da büyük bir önem arzediyor demektir. Hatta yolun başı birazcık budur. "Filanca yalan söylemez!" diye inanırsan onun yalan söylediğine dair kulağına gelecek şeyler sana daha inanılmaz görünür. Dolayısıyla daha fazla irdelenir. Aklın eşiğinde daha fazla eğlenir. Fakat buna ihtimal verirsen, hatta ne ihtimali, zaten öyle olduğunu düşünüyorsan kandırılmaya da açık hale gelirsin. Kandırılmaktan kastımız daha çok ’kapılma’dır. Hatta günümüzde kapılma kandırılmanın çoğulu haline gelmiştir. Sosyalmedya sağolsun.
İslam neden bazı şeyleri ’günah’ olarak tayin ediyor? Neden bir yasak alanı oluşturuyor? Bunun cevabına dair birçok hikmet dinlemişsindir. Bir tanesini de benden dinle arkadaşım. Hazırsan başlıyoruz: Bence günahlar içimizdeki arzuların dizilimini etkiliyor. Yani kem alışkanlıklar derunumuzdaki arzunun dizgisini/dökümünü değiştiriyor. Bir insan sözgelimi utanılacak bir günahı işlemeye alıştığı zaman peşinden başka bed şeyleri de arzuluyor. Mesela: Ceza vereceklerin olmamasını da arzuluyor. Görecek kimse olmamasını da arzuluyor. Bu arzu da şahit olacakların varlığını yoketmeyi veya inkâr etmeyi tetikliyor. Elinden gelebiliyorsa yokediyor. Elinden gelmiyorsa inkâr ediyor. Ancak arzularını helal daire içinde tuttuğunda insan bu arkası kesilmeyen yıkımı durdurabiliyor. Çünkü görülmekten korkmuyor.
Yine, bir mü’min hakkında hüsnüzan etmenin doğruluğuna inandığında başka bir mü’min, mü’minler hakkında kandırılma noktasında bir temkin kazanmış oluyor. Kapılması güçleşiyor. "Yapmaz öyle şey!" diyebiliyor. Yani iman böylesi bütün detaylarıyla insanı müslüman olarak yeniden inşa ediyor. Daha kolay inanacakları ve kolay kolay inanmayacakları dizaynını vahye göre düzenliyor. Bu da elbette manipülasyon noktasında korunaklı bir enfüsî alan oluşturuyor. Evet. Aynen böyle. İnsan doğru olduğuna inanmadığı şeyleri hiç arzulamıyor veya arzulamaktan sakınıyor veya daha az arzuluyor. Her günahın eşiğinde vicdan bir yasakçı gibi bekliyor. Bu sayede de mü’min arzuları üzerinden yapılacak kandırmalara karşı korunuyor. Kandırılmamayı istiyorsak da çözüm İslam’da. Hem de şeytanın bize musallat olduğu ilk günden beri. Âdem aleyhisselamdan beri. Dünyaya düştüğümüzden beri.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.