- 528 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Ejder Krizi
- Romamiya Noah ın omuzlarını yumruklarken bağırıyordu
- Nereye gidiyorsun tanrının cezası adam bir arada kalacağımıza söz vermemiş miydin? Ellerimi tutarken ,beni karın yaparken hiç gitmeyeceğim demiyor muydun. Nerede kaldı o verdiği her sözü tutan yağmur generali büyük Noah karısını ve doğmamış çocuğunu terk ediyor.
Romamiya ya nın ellerini sıkıca tutan Noah üzerine basa basa ama yumuşak bir ses tonuyla ona cevap verdi.
- Burada kalırsam üçümüzde öleceğiz bunun farkında değil misin. Ordunun yarısı buraya geliyor seni tek başıma nasıl koruya bilirim. Senin yapman gereken sana verdiğim parayla limandan ilk gemiye atlayıp buradan ayrılmak olabildiğince bu krallık dan uzaklaşmak.
- İstemiyorum ben bunu ölmekse beraber yaşamaksa beraber demedik mi. Nasıl unutursun bu sözleri. Üstelik ben seninle tanışmadan önce zaten ölmeyi kabullenmiş. Her şeyden vazgeçmiştim. Beni bunlara yeniden alıştıran ölürken yaşatan sen değil misin. Şimdi söylediğin her şeyin kocaman bir yalandan mı ibaret olduğunu söylüyorsun. Sen kraldan da soylulardan da daha kötüsün Noah.
Kadına sırtını dönen Noah kılıcının kabzasını sıkarak yürümeye başladı peşinde ağlayan Romamiya
- Aptal kadın benim suçum benim hatam her şey haklısın sonuçta seni öldürmem istendi. Oysa ben seni öldürmek yerine kaçırdım sakladım sonunda da sana aşık oldum peki şimdi sen ölürsen benim senin bizim yaptığımız bunca fedakarlık neye yarayacak. Seninle beraber olmayı istemesem bunca serveti ve gücü bırakıp bunları yapar mıydım. Elimden ne gelir olmadı yakaladık. En azından birimizin yaşaması gerek. Senin çocuğumuzu büyütmen ve beni bizi anlatman gerek.
- Beraber kaçalım o zaman neden sadece ben. Sen de gel çok mu zor
- Ben yaşadığım sürece ne senin ne çocuğun peşini kimse bırakmayacak bunu sende biliyorsun ben krallığa ihanet ettim. Ve bir hain olan ben bu dünyada ki hiçbir ülkede hoş karşılanmam sırf benim yüzümden zulüm göreceksin. Üstelik senin abini babanı ve anneni ben öldürdüm intikamının alınacağını düşün . Hatırlasana ilk zamanlar kaç kere öldürmeye kalktın beni ateş prensesi Romamiya.
- O zaman seni öldürme hakkı sadece bana ait nasıl gidip ölebilirsin
Noah Romamiya ya sarılıp yüzünü saçlarına gömdü . Romamiyanın gözyaşları dinerken o daha da sarıldı. Zaman aktıktan sonra elleriyle çenesini kaldırıp onu öptü ve ardından hızlıca kadını bayıltıp. Uzaktan onları izleyen yıllardır prensese sadık hizmetleri çağırıp onu almalarını ve kurt krallığına gitmelerini emretti. Hizmetliler ayrılırken hepsi sadakat yemini ederek gözyaşları ile uzaklaştılar .
Görünürde kimse kaynadıktan sonra eve dönen Noah bir zamanlar koruması ve sevgilisi olduğu Prenses Tily Wimbledon un mektubunu çıkarıp tekrar ve tekrar okudu.
Sevgili Noah o kadınla olduğunu biliyorum Freya ya yemin olsun seni ve o kadını öldüreceğim neeye kaçarsan kaç. Elinde sonunda ikinizde ellerimin altına işkence görerek gebereceksiniz. Onu senin gözlerinin önünde öldüreceğim vajinasından ağzına kadar deşeceğim. Beni düğünden iki ay önce terk edip düşman ülkenin prensesi ile kaçmayı sana ödeteceğim. Sana son bir şans eğer o kadını öldürürsen belki senin yaşamana hatta tekrar benim olmana izin veririm. Tek şansın bu ordum ve ben oraya ulaştığında o kadının cesedini göreceğim.
İki gün sonra Romamiya zorla bindirildiği geminin kamarasında ağlamaktan gözleri şişmiş bir halde. Çocuğumuzu çok güzel büyüteceğim o krallıktan ve bize bunu yapan herkesten intikam alacağım diye yemin ediyordu.
Aynı anda Noahın ayaklarının dibinde büyüyle Romamiya ya benzetilmiş bir kadın cesedi yatıyordu. Evin etrafı Ebedi kış krallığı askerleri tarafından çevrilmişti. Kapı sertçe kırıldı içeriye kül rengi saçları ve buz mavisi gözleriyle ölümcül güzellik olarak adlandırılan prenses Tily ve iki koruması girdi.
Noah içinden şansıma hep de prenses düşüyor diye düşündü. Tily cesedin büyülü olduğunu asla anlamamalıydı bu yüzden prenses ona yaklaştığında hemen diz çöktü ve konuşmaya başladı.
- Affedin beni prensesim bu kadın kara büyü kullanarak beni etkisi altına almıştı o yüzden yaptım tüm hataları. Lütfen affedin tüm içtenliğimle sizin mektubunuzu alınca aklım başıma geldi ve bu şeytanı öldürdüm. Ben sizi çok sevmiştim
Kıtanın en güçlü krallığının prensesi ve tahtın en güçlü varisi buz prensesi Tily nin bu adama karşı zaafı vardı. Zaten yerdeki cesedi görünce onu affetmişti. Odaya giren muhafızları dışarı gönderip. Hala diz çöken Noahı ayağa kaldırıp ağlayarak
- Bana asla ihanet etmeyeceğini biliyordum benim generalim merak etme babam da seni affedecektir bu cadının günahı hepsi.
Noah ve Tily evden ayrıldıktan sonra bina ateşe verildi. Kimse ne büyü araştırmasına nede Noahı sıkıştırmaya kalktı. Zira prenses cesedi teşhis etmişti sonuçta...
Beş ay sonra sağlıklı bir erkek çocuğu ağlayarak gözlerini dünya ya açtı. Romamiya çocuğun adını Abel Noah koydu...
Bu sırada kış krallığının başkentinde tüm halk prenses Tily ve yağmur generali Noah ın düğünü için verilen eğlencede mutluluklar içinde dans ediyordu...
YORUMLAR
Ölüm ile zulüm arasında tek fark ardımızda bıraktıklarımız. Birinde dönüp bakabiliriz birinde toprak altındayız. Ya ikisini ayırt edemeyenler onlar ne olacak?.. Noah'a ne olacak? Merakla bekliyorum...
eskiolan tarafından 6/25/2019 10:32:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Tsukuyomi
eskiolan
Saygıyla...