- 366 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Firar
Beton duvar… Yüzleri duvara dönük, elleri bağlı, diz çökmüş yan yana iki adam… Arkalarında bir sıra idam mangası… Göz, gez, arpacık… Parmaklar tetikleri ezmiş… Manganın yanındaki askeri araçtan komutan indi. Bir elinde dosya… Adamlarla askerlerin arasına girip dosyayı açtı. Yüksek sesle infaz sebebini okumaya koyuldu. “Michael…” Sağdaki adam hızlı hızlı soluyordu. Gözleri fıldır fıldır… Yüzünde dehşet… Ağladı ağlayacak… “Bruce…” Diğeri sakin… Gözleri kapalı… Yüzünde hafif gülümseme… Sağdaki dayanamadı. “Pes artık!” Diğeri huzur dolu sesle “Babamla lunaparka gitmiştik.”
Cıvıl cıvıl lunapark… Gecenin karanlığını aydınlatan kırmızı, sarı, yeşil, mavi, turuncu lambalar… Oyuncaklarda kuyruklar… Atlıkarınca, çarpışan arabalar, gondol, balerin…
“Dönme dolaptan indik. Atış poligonun önünden geçerken…”
Sıra sıra tüfekler… Siyah perde önünde tek şişe… Türlü hediyeler poligonun tavanında; oyuncak ayılar, çantalar, bebekler, arabalar… El ele tutuşmuş adamla çocuk poligon önünden geçerken çocuk adamı durdurdu. Görevli şarjörlere saçma dolduruyordu.
“Oyuncak ayıyı işaret ettim. Babam ısrarlı bakışlarıma dayanamadı.”
Adam önündeki tüfeği alıp sağına soluna baktı. Kabzadan aşağıya kablo sallanıyordu. Adam kablonun nereye gittiğini anlamaya çalışırken görevli tüfeği aldı. “Hoparlöre bağladık.” Şarjörü tüfeğe takıp adama verdi. Göz, gez, arpacık… Tetiği ezdi. Hoparlörden yükselen patlama sesiyle şişe parçalandı. Çocuk sevinç içinde… Görevlinin suratı asık… Kancalı sopasıyla oyuncak ayıya uzanıp indirdi. Çocuk ayıyı alırken arkasından yaşıtı başka bir çocuk koşarak geldi. “Bruceee…” Sarıldılar. Çocuk adama baktı. “Baba, Michael içinde kazanır mısın?” Görevli yeni bir şişe dikti. Adam nefesini tuttu. Dipçiği omzuna yasladı. Başını yana yatırdı. Hoparlörden yükselen patlama sesi… Parçalanan şişe…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.