- 390 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRENDİKLERİNİZE YENİ ŞEYLER ÖĞRETİN...:)
Sıradanlığı öyle böyle değil çok severim. Fakat bu kadar da değil dediğim saatlerdeyim.
Gün aşırmış boyundan bütün güzellikleri her zaman ki gibi yarım güne uyanmış aynadan yüzümü uzun uzun inceliyorum. Ne kadar acı ki bu günüm dünden daha çok yıpranış kaskatı mimiklerse yüz ifademi kırmızı karıncalar savaşının esir bırakmış tam deyimi ile renksiz ve soluk olduğu kadar da renklerin kamufle ettiği o doğanın bağrına saklanmış gibiyim
Çevremde ne bana benzer birileri var neden ben birilerine benzeme çabasına yelteniyorum.
Sonra sokak aralarında geçmişini kovalayan bir çocuğun telaşlı saklanışı geldi aklıma daha dün on kâğıt sayılıp, semt pazarında alınmış o naylon pabuçlarım ne yazık ki toprak zemine tökezleye tökezleye parmak ucundan yırtınmış bile bu konuda sanrım bir şekilde kederlenmek gerekiyor. Dediğim bir noktayım evet asıl bereketsizlik bedenimi saran bez parçasından. Hani hepimizde direk oluşan birini birilerini koruma kollama mantığı devreye girer. Örneğin: sana ait olanı ayakta tutma mücadelesi gibi bunları fikren benimsiyor uygulamaya geçtiğim zamanlara dönüp bakıyorum. İşte o zaman benim birini birilerini koruma kollama yetkimin hiç olmadığını görüyorum ne yapsam keten helvası pantolonum ise hiç kusur örtmüyordu. Tam tersine daha da yüzünün kızartmasına neden oluyordu.
Aynadaki yüz tanımlamam beni nereden nereye götüreceğini önceden kestirmediğim kadar kalmakta beni bir hayli yorduğunu inkâr edemem. Özellikle benim hayatımda. Dur denilen her bir noktanın hesabını verecek koca bir yaşanmışlığını varlığı hakimdir. Evet, bunun inkârına geçilirse ruhen ve bedenende çok büyük bir yıkım olacağı kadar örtünüp, saklatamam.
Hayat kimine göre çok hızlı kayar. Hemde buz zemin üzerin de. Benim ise kaynar sımsıcak bir kaplıca suyunu hatırlatır. Her yüreğe olabileceği kadar şifalıyımdır. Mühim olan her yaşta çağın gereksinimi olan değişime açık olmak şimdi bilmem bir binanın 108 dairesi de kalıyorsam dün toprak damlı bir evde dünyaya geldim. Doğrusu ne bu gün benim bana haklı kazancığım olanı yaşarım. Bunu örneklersek hepinizin hayatından parçaları da kayıt altına severek almış olurum. Say say bitmez elbet ki!
Ben olaya çağın teknolojik bakımın da olsun gelişimi ile bizlerin uyumunun kurup, kuramadığının o tekil dengelerine takılıyorum.
Tabi herkes gibi iyi olanı bende yaşamak payıma katmaktan çekinmem ve annem derki!" attığın her adımın iyisini hayal ederken kötüsünü kâbusun olarak mutlaka aklının köşesinde saklı bırak. Eğer yaşanacaksa gelip mutlaka seni eli ile koymuş gibi gelip bulur kaçısın yok"onun için kötü rastlantılarını fazla vakit kaybına bırakmada pratik olarak nasıl hal edeceğine bakacaksın Bence "zararının nesrinde dönersen kar" mantığı
Doğrusu sabah sabah benim yüz ifadem bizleri çok yere götürdü ve.dilerim ki sizlerin o yüz ifadeniz sevdiklerinizle çok güzel kokulu bir papatya tarlasına ve bir gürül gürül akan buz gibi bir çeşme başına götürsün.
kendinizden kopmayın derken hazır ayak bir arkadaşımın yaşadıkları aklıma geldi.
Hemen sizlerle onu paylaşayım ben.
Kendisi doğma büyüme İstanbullu köy hayatını hiç bilmez bakıcılar kurslar bale eğitimi artık yurt dışı yurt içi keyfini yaşamış bir beyefendidir. Bir gün biz şair grubundan birkaç arkadaşı evine davet etti.
Asıl konuyu anlatmadan onun hakkında özelikle benim beynimde oluşan zengin kişi modeli hakimdi.
Neyle karşılaşacağımız az çok biliyor tahmin ediyordum ki! Öyle değilmiş evi merkezi bir yer ve bir rezidans’ın en son katıdaydı.
Keza dış kapısını açar açmaz binada lüksün bütün hâkimliği şura da dursun. Öyle bizim evler gibi o akşam ki yemeklerin kokuları dağılmamıştı. Kimin ne pişirdiğini tahmini bir o kadar da kolay değildi. Resmiyet binanın girişine sızarak bize o havasını atmıştı bile
O arada hiç zaman kayıp etmeden biz arkadaşlarla nasıl bir ev beklentisinde olduğumuzdan kapısını tak taaak! tam bir alacaklı gibi çaldık.
ve çok geçmeden dairenin kapısı bir asaletle açıldı. içeriye adımımı atar atmaz sade bir ev olduğunu görmem biraz sarstı beni
Ve salona geçtiğimiz anda ilk bakışta yeşillikler dikkate mi çekti arkadaşımız neymiş beee dedik.
tam bir çiftçi biber, patlıcan, domatese, kabak, fasulye yetirmiş. Şaşkınlığım bir süre korudum.
lakin Elimi uzatım ilk domatesi kapardım.
Çünkü dayanmam göz hakkı bahanem var.:)
böyle bir ev bitkilerin bakımı konusunda ilk sorduğum soru zor değil mi? bunları yetiştirmek oldu.
aynen söyle demişti. bana ben başkanın yüzen yansıyan gölgelerle yaşamak istemediğimden. Hayatımım boyunca öğrendiklerime bende birçok şey öğretim. Buda şunu gösteriyor ki
siz de arkadaşım gibi öğrendiklerinize yeni şeyler öğretin
Z.CAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.