- 372 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kapıda ki Güzellikler
Yok, yok bunlar bir içim su, şu pazarlamacı bayanlar filan değil, hatta bunlar canlı da değil. Bunlar bildiğiniz ayakkabı... Çok anormal bir durum olmadığı zaman, ben bir apartman dairesinde kapıda ayakkabılar gördüm mü sinir oluyorum, hatta sinir olmakla da kalmıyor, isyan ediyorum bayağı...
Ne mi yapıyorum bu durumda? Kapıdaki ayakkabılara nasihat çekiyorum. ’’Yahu ayakkabılar sizi kim koydu buraya arkadaş? Hava soğuk buz gibi, üşürsünüz buralarda, mahvı perişan olursunuz billahi... Yapmayın etmeyin içeri girin.’’ diye, böyle ayakkabılar ile konuşurken, dairenin sahipleri de sesimi duyup kapıyı açıyorlar, biraz da utanarak kem küm ederek, ayakkabıları içeri almaya çalışıyorlar...
Bazen de esas duruş çekerim kapıdaki ayakkabılara sesli sesli... ’’Dikkat dirsek temas aralığı hizaya geeeel. Ayakkabılar sağdan say bakalım.’’ Tabi yine evin sahipleri illaki sesimi duyuyorlar... ’’Deli mi bu adam yahu!’’ da diyorlardır... Ne yapalım, gıcık oluyorum işte kapıda bırakılan ayakkabılara...
Tarihte ilk defa ayakkabılar ne zaman kapıda bırakılmışlardır, bunu bir araştırmam lazım etraflıca... Osmanlı Dönemi olabilir mi? Belki daha daha da eski, Selçuklu Dönemi ya da ondan öncesidir. Tabi kapıda ayakkabı bırakmak için o zaman da ayakkabının hayata geçmiş olması lazım... Herhalde, çarık, çizme gibi şeyler vardı o zaman...
Bazen de muziplik yapıyorum gıcıklık olsun diye. Nasıl mı; durun anlatayım acele etmeyin. Bakıyorum kapıda on beş çift ayakkabı... Birini alıyorum başkasının yanına koyuyorum, bir diğerinin öbür değişik olanın yanına koyuyorum. Çıkınca bir bakıyorlar ki ayakkabılar iyiden iyiye karışmış, ortalık tozduman. İyi saydırıyorlardır bana.... Onlarda içeri alsınlar canım ayakkabılarını...
Bazen de bağcıklı ayakkabıların bağlarını birbirine bağlıyorum, kördüğüm yapıyorum. Açmak için epeyce uğraşıyorlar... Geçen gün yine komşunun kapısında onlarca ayakkabı duruyor. Ben de aldım evde ki eski bir oltayı, çıktım kapıya ayakkabıları balık gibi yakalamaya çalışıyorum. Tam da kapı açıldı o sıra, komşular ile misafirleri gidiyorlarmış. Gülüştük gülüştük durduk...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.