- 746 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
İNSAN OLMAK
İNSAN OLMAK
Sanırım Allah insanları yaratırken sanki bize şunu söylemektedir;
"Ben kadını ve erkeği ayrı ayrı ırklarda, farklı renklerde ve farklı bedenlerde ama; bir elmanın iki aynı yarısı gibi eşit yarattım, her insanı da akıl ve fikirle donatım, birleşin ve birbirinizi tamamlayın" demiştir.
Birbirini tamamlamayan insanoğlu zaten hep yarım kalmaz mı?
Bu durum her iki tarafın da noksanlığına işaret değil mi?
Aklımca; her insan diğer bir insana yardımcı olmakla görevli gönderilmiştir.
Doğru mu?
Birbirimizi tamamlama görevimiz fiilen gerçekleştiğinde, ( iyi veya kötü, kim ne yaparsa) mükafat veya ceza kendimize elbet bir gün döner.
Bize dönen bu ceza veya mükafat asla Allahın azabı-gazabı olmayıp, aklımızın fikrimizin faturasıdır.
Çünkü Allah haşa gaddar ve cezalandırıcı değildir.
Allahın gaddar ve cezalandırıcı olmadığı yerde bizim birbirimize şiddet ve cezalandırıcı olmamız niye?
Ne faydası var bize?
Gelişen ve tekamül eden insanın dünü ile bugünü asla aynı olmaz, yarını da aynı olmaz,
" Ben hiç değişmem, ben neysem oyum" diyen insan yanılmıştır.
Bir bebek hiç değişmese, gelişmese hep emekler ve hiç yürüme moda geçmezdi, öğrenme yetisi olan bebek her gün ilerler, aklını geliştirir, emekler, oturur, yürür, koşar, önce ağlayarak anlatır sonra konuşur, tartışır doğru mu?
Öyle ise her insan değişme gelişme ve tekamül etme DNA genetik yapısıyla yaratılmıştır.
Hiçbirşey asla ve asla tesadüf değildir...
"Yaşadıklarımız ve birilerine yaşattıklarımız" kendi tercihlerimiz ve akli seçimimizdir...
Bu nedenledir ki, başımıza gelenlerden dolayı birisini suçladığımızda " ben haklıyım" zannederiz.
Lakin başımızı yastığımızaa koyup kendimizi sakin kafa ile sorguladığımızda kendi vicdanımızda haklı olmadığımızı vicdanımız yüreğimizin kulağına fısıldar.
Çünkü hiçbir suçlu kendi vicdanında asla ve asla beraat edemez.
İnsanoğlu doğumdan ölüme kadar sürekli biteviye "tekamül" içindedir.
Bu gelişim ve evrim içinde edindiğimiz tecrübeler ödediğimiz diyetler ve çektiğimiz acıların bileşkesi sonucu elde ettiğimiz değerlerdir.
Bize dönen iyi veya kötü her şey; aslında bizim karar ve bu kararların fiile dönüşmesidir.
Hani deriz ya, "şimdiki aklımla genç yaşta olsaydım"
Hiç farketmez, o genç yaşta olsak yine eski akılda oluruz, tekamülün başı hep aynıdır çünkü...
Her insanda pişmanlık duygusu kesinlikle var olduğuna göre; pişman olan insan tekamül etmiş anlamına gelir, gelişmiştir.
Bu kadar laf ettikten sonra asıl baştaki "eşitlik kavramı" konusuna dönecek olursak;
Bence kadın-erkek arasında bedensel fiziki farklılık var ama birbirinden " sınıf üstünlüğü" asla yoktur.
Cinsiyetler arasındaki bedensel fiziki farklılıklar o kadar güzel,o kadar tatlı ve mantıklı ki, bunu ancak objektif bir bakışla bakarsak görebiliriz.
"Ben"lik gözlüğünü çıkartmayı başarabildiğimizde "İNSANIZ"
Sanırım hayatın içinde bulunduğumuz anını yaşamanın tadını çıkartmamız için şu esas insani kuralları öğrenmemiz ve uygulamamız gerek.
1-Her insan tek başına bir hiçtir.
2-Fiziki bedensel cinsiyet farklılıkları birbirimizi tamamlamadır.
3-Cinsiyet farklılığı asla üstünlük değil, üstünlük akıl ve fikir farklılığıdır, lakin "tek akıl" mutlu yaşamaya asla yeterli değildir, akılları birleştirip "ortak aklı" kullanmak gerek.
4- Edep, haya, şeref onur her iki cinsiyetin ortak malı lakin; namus ve iffet sadece kadının tapulu malı değildir, erkek de namuslu ve iffetli olmalıdır.
İffet ve namusun asla ve asla cinsiyeti yoktur, olmaz, olamaz.
5- Mutlu değilsen EKSİKSİN dir.
6- Her birey kendi eksiğini tamamlamalı ve her birey diğer bireyin eksiğini tamamlamayı görev bilmeli, öğrenmeli, öğretmelidir.
7- Bu asil ve kutsal göreve her kişi ilk önce kendinden, sonra eşinden ve ortak ürünü çocuğundan başlamalı, ailesine yaymalı, aileden topluma, toplumdan da evrensel tüm dünya insanına yaymalı.
8- Sevgi
9- EĞİTİM
"Vakit hep şimdi"
Saygılarımla
Dip Not:
Soru: Kul Figani yazdıklarını ne kadar yaşıyorsun, ne kadar uyguluyorsun?
Cevap: Ben madde 1 (Hiçim)
Kul Figani (Erdem GÜMÜŞ)
YORUMLAR
1-Her insan tek başına bir hiçtir.
2-Fiziki bedensel cinsiyet farklılıkları birbirimizi tamamlamadır.
3-Cinsiyet farklılığı asla üstünlük değil, üstünlük akıl ve fikir farklılığıdır, lakin "tek akıl" mutlu yaşamaya asla yeterli değildir, akılları birleştirip "ortak aklı" kullanmak gerek.
4- Edep, haya, şeref onur her iki cinsiyetin ortak malı lakin; namus ve iffet sadece kadının tapulu malı değildir, erkek de namuslu ve iffetli olmalıdır.
İffet ve namusun asla ve asla cinsiyeti yoktur, olmaz, olamaz.
5- Mutlu değilsen EKSİKSİN dir.
6- Her birey kendi eksiğini tamamlamalı ve her birey diğer bireyin eksiğini tamamlamayı görev bilmeli, öğrenmeli, öğretmelidir.
7- Bu asil ve kutsal göreve her kişi ilk önce kendinden, sonra eşinden ve ortak ürünü çocuğundan başlamalı, ailesine yaymalı, aileden topluma, toplumdan da evrensel tüm dünya insanına yaymalı.
8- Sevgi
9- EĞİTİM
Cox yaxşıdı. Hörmətlə!
Ne güzeldir insan olmanın onuruna erdemine varmak varabilmek... Paylaştıkça artar mutluluklarımız, azalır hüzünlerimiz... Kadın ve erkek doğru yaşadık mı birliktelik ile hem de o zaman, dünyamızı hem de ahiretimizi kazanmak için büyük yol kat etmiş sayılırız... Güzel bir yazı kutlarım yürekten...