Davetsiz Misafir
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Böyledir bazı geceler…
Önce bilindik uykusuzluklara uzanır kumrallar, sonra yenilmiş karanlıklara doğrultur ince tellerini.Öyle bir gelirki bazı geceler, öyle bir çalarki yürek kapılarımı, tükenircesine kilitlerim kanserli dakikalarımı. Tüketircesine, bardak bardak içmeye çalışırım yelkovanı akrebinden güçlü zamanımı. Zira zordur açmak, yüreğimin tasma kilitli kapılarını. İşte öyle bir gelir ki bazı geceler, kilidi vurana kadar sıvışır haneme ansızın. Yürek camlarım kırılırcasına çarparken, gözlerimdeki perdeler ayakta karşılar gelişini. Masumiyetimin en beyaz, en aşık, en çocuk koltuğuna yürür çamurlu ayakkabılarıyla. Sorgusuz, bakışsız, kaçışsız yerleşir; dokunurcasına…
Tok gelir bazı geceler…
Her yasak elmadan bir ısırık ala ala besler vicdan yorgunluklarını yıllarca. Karnı toktur ocakta ki “ama"larıma, "ya da"larıma. O yaslanıp arkasına hazmederken hatalarımı, kendime söylediğim yalanları hazırlarım; sabaha karşı beş çayının yanına. Bilirim önceki gelişlerinden. Öyle lezzetli gelirki ona o yalanlar, demini almamış huzursuzluklara bana bana yer, içer. Yaşanmış hikayelerimi fısıldar bana sakin rüzgarlarla. O anlattıkça huzursuzluklarım demlenir, dem aldıkça umutsuzluklarım güçlenir. İşte öyle tok gelirki bazı geceler, buhar oluverir tutunduklarım, karışır özlemlerin cennetine. Yalanlarım mahkum gibi kaçarken, araflarım kabullenir gelişini. Çaresizliğimin en gri, en suçlu, en yaşlı koltuğunda çarpar yüzüme soğuk, tuzlu denizleri. Dönüşsüz, gidişsiz, kapansızca avlar beni; acıkırcasına…
Çok zor gider bazı geceler…
Öyle bir giderki, is bırakır duvarlarımda. Huzurla uyandığım kömür sobası sabahlarımı utandırırcasına. Küçülürüm gidişine; başım boynuma, kalbim ayak bileklerime ağır gelir o sabahlarda. Göz perdelerim aralanır uğurlamaya.Bilirim önceki gidişlerinden, ceplerinden bir hediye bırakır oturduğu koltuğa, o geceden hatıra. Güneş sızar akrebi yelkovanından daha güçsüz zamanıma. Sızdıkça güçlenir cesaretim, cesaretlendikçe büyür küçüldüklerim. Uzanırım bıraktığı hediyeme; gümüş çerçeveli bir ayna. Yüzleşmelerimin en siyah, en yalnız, en ölüm koltuğunda bakar yüzüme gerçekliklerim. Telsiz, duvaksız, acımasızca bakar bana; soyunurcasına…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.