- 529 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARŞILIKSIZ AŞK
KARŞILIKSIZ AŞK
Murat’ın telefonuna mesaj geldi, açıp okudu. Sinirlendi, kaşlarını çattı, kafasını bir sağa, bir sola salladı.
“Allah Allah! Bu kız bu işin peşini bırakmayacak galiba.” dedi. Ozan “Hayırdır, hangi kız? Ne işinin peşini bırakmayacak?” diye sordu. “Sorma ya; bizim Yağmur. Gündüzleri otelin resepsiyonunda duran kız.” “Ne olmuş o kıza? Gayet iyi yapıyor işini. Oldukça başarılı. Sen de ondan hiç şikayet etmezdin.” “Şikayet etmiyorum tabi. İşini son derece iyi yapıyor. Kendisi de çok iyi bir kız.” “Ee, sorun ne o zaman?” “Sana bile söylemeye çekiniyordum, düşün yani. Çanakkale küçük yer, laf söz olur diye.” “Neyi söyleyemiyordun?” “Kızı işe aldığımdan beri bana karşı ilgisinin çalışan patron diyoluğundan farklı olduğunu davranışlarından az buçuk seziyordum. Son birkaç aydır iyice belli etmeye başladı. Fark etmiyormuş gibi tepkiler verdim. Bunula da yetinmedi artık iyice ipin ucunu kaçırdı. Üst katlarında oturan edebiyat öğretmeni Emine Hanım’a söylemiş.” “Vay be. Hiç de fark etmedim. Demek aylardır bu şekilde.” “Emine Hanım’ın eşi Necati de benim arkadaşım biliyorsun.” “Biliyorum evet. Senin kadar samimi olmasam da ben de selamlaşırım, bazen kısa sohbetlerimiz bile olur. Ee, ne dedi Necati sana?” “Kız sana yanık. Neden bakmıyorsun? Çok dertliymiş, dedi. O öyle deyince başımdan kaynar sular döküldü. Nasıl utandım anlatamam.” “Neden bu kadar duvar örüyorsun? Yağmur fena kız da değil.” “Fena bir kız olsa zaten benim otelimde uzun süre çalışamaz. İşine, ahlakına diyeceğim yok.” “Sorun ne o zaman? Benim seviyemde değil mi demek istiyorsun?” “Estafurullah, benim kibirli biri olmadığımı herkesten daha iyi sen biliyorsun. Kıza karşı hiçbir şey hissetmiyorum.” “Hım, anladım. Haklısın kardeşim. Yürek derde düşecek. O yönetecek aklını fikrini. Tıpkı Yağmur’unki gibi.” “Aynen öyle. Ne yapacağım bilmiyorum. İşten de çıkarmak istemiyorum, çok başarılı, müşterilerle ilişkileri çok iyi.” “Mesaj ondan mı gelmişti?” “Evet, ondan.” “Ne yazmış peki?” “Saçma sapan şeyler. Aslında sesimi çok özlemiş de yanımda siz varsınız diye arayamıyormuş. Bensiz otelin hatta Çanakkale’nin tadı tuzu yokmuş.” Ozan derin bir ah çekti “Vay anasını be. Bana bu şekilde aşık olan olmadı yav. Güzel miymiş, çirkin miymiş, ne iş yapıyormuş, nereliymiş bakmam. Kölesi olurum onun.” “Saçmalıyorsun ama şimdi.” “Kusura bakma. İnan beni bu kadar seven biri olmadı. Ondan olsa gerek bu sözleri söyledim. Peki ne olacak bu işin sonu?” “Ben sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum, demek istemiyorum. Üzülmesine gönlüm razı olmaz. Nihayetinde genç bir kız. Ama başka çarem de yok. Tek taraflı aşkın bir anlamı olmayacağına göre önce Necati ile sonra Emine Hoca ile konuşacağım. Bıraksın bu işin peşini. Oteldeki işlerine odaklansın, diyeceğim. Daha da laftan anlamazsa işten çıkaracağım. Korkuyorum ki işten çıkarsam da yine bir sebep bulur otele gelir. Beni pek rahat bırakacağa benzemiyor.” “Olacağı o zaten. Öyle bir çözüm olmaz. Zaten kız kara sevdalı, bir de işinden ayırırsan tamamen çöker.” “Şaşırdım kaldım anlayacağın. Ne yapacağımı bilemiyorum.” “Arkadaş olmayı denesen, belki zamanla ona karşı bir şeyler hissedersin.” “Yine saçmaladın be Ozan. Öyle şey olur mu ya? Olmayacak bir şey.” “Tama o zaman, ben bu konuda başka yorum yapmayacağım.” “Neden yapmıyorsun? Kiminle paylaşacağım özelimi? Sen de beni anlamazsan, beni kim anlayacak?” “Biraz daha mesafe koysan nasıl olur? Zamanla senden kopar mı?” “Bilmiyorum inan bilmiyorum. Bu iş beni huzursuz ediyor. Baktın ki karşılığı yok, vazgeçersin o aşktan. Anlayamıyorum bu kızı ben.” “Söylemesi kolay. Yağmur’un sana aklıyla aşık olduğunu sanıyorsun. Aşk kalple yaşanır Murat kalple.” “Neyse, Çanakkale’ye dönünce bu anlamsız ve saçma işe bir çözüm bulacağım. En azından bunu deneyeceğim.”
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.