3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
928
Okunma
Şanlıurfa’da karşımıza çıkan gizemli olarak nitelendirilen yapılar hakkındaki düşüncelerimi fırsat buldukça paylaşmaya bu konu hakkında yorumlarınızı almaya devam edeceğim.
Arkeofili isimli siteyi takip ediyorum. Arkeolojiye ait son bilimsel bulguları biz okuyucularıyla paylaşan bu sitede bugün gözüme çarpan bir bilgiyi paylaşmak istedim. "Ural Dilleri Doğu Baltık Bölgesine Sibirya’dan Geldi." Başlıklı yazıda yer alan bir fotoğraf karesi dikkatimi çekti. Bu fotoğrafın altında; Kuzey Estonya’da Tunç Çağı’na ait taş mezarlar. İbaresi bulunuyordu. Burada mezar yapılarının birbirine yakın ve dairesel şekilleri dikkatimi çekti. Bu görsel bana Göbeklitepe’de yer alan dairesel yapıları hatırlattı. Daha önceki örneklerde de gördüğümüz üzere gerek taş devri insanları gerekse maden devrinde yaşayan insanlar için dairesel mezar yapıları inşa etmek bir gelenekti. Bu gelenek türbe ve kümbetlerde de kendini gösterir. İslami dönemde karşımıza çıkan bu yapılarında dairesel olması son derece ilginçtir.
Göbeklitepe’de 20 adet dairesel yapı kalıntısı bulunuyor. Ortalarında yer alan iki abidevi dikili taşın Güneş ve Ayı sembolize ettiğini düşünüyorum. Etraftaki büyüklü küçüklü dikili taşların ise yıldızlar ve gezegenleri bana hatırlatıyor. Dairesel yapı gök kubbeyi içindekiler ise gök kubbede karşımıza çıkan gök cisimlerini... Birer anıt mezar olarak düşündüğüm bu yapıların ortasında ve kenarlarında yer alan dikilitaşların gökyüzündeki resmin bir yansıması olduğunu, buradan hareketle o toplumun ölülerini onurlandırdıklarını, her klanın kurucularını merkeze aldığını etrafında ise o boyun ulularının yer aldığı fikri bana akla yatkın görünüyor. Henüz insanoğlunun emekleme çağında olduğu bir dönemde 20 adet tapınağı yan yana inşa edip buralarda tapındıkları fikri oldukça yanlış bir görüş olarak geliyor. Kim insanoğlunun göçebe bir yaşam sürdüğü bir dönemde 20 adet tapınağı yan yana inşa ettiği ve burada ibadet ettikleri fikrini benimser? Bir tarih öğretmeni olarak bu düşünce bana kelimenin tam manasıyla akıllara ziyan bir düşünce gibi geliyor. Bu bir mahallede yan yana yirmi cami inşa edip burada ibadet etmeye benzer. Bir tek cami bu işin yeterliyken hangi akıl yan yana yirmi camiyi ibadete açar?
Son söz olarak Göbeklitepe de karşımıza çıkan yapılar birer tapınak değil her biri birer mezar anıt, birer anıtkabirdir. Bu alan kısaca bir nekropoldür.