- 600 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Üç Vakte Kadar Neler Olmaz Neler
İnternet de o haberi görünce aklım çıktı, tavana vurdu neredeyse. Tavana vurmak ile de kalmadı geride gelmemekte bayağı kararlıydı aklım. Aklımı da severim yani herkes gibi. Hem herkes de sever ya. Hani ne demiş atalarımız? ’’Akıllar pazara çıkmış, dönmüş dolaşmış herkes yine kendi aklını almış.’’ Lafı uzattık gelelim İnternet de ki aklımı tavana vurduran habere... O da aynen aşağıda ki gibi...
’’Kahveni başkalarının yorumlamasını ve yapılan yorumlarla eğlenmek ister misin?
Evet diyorsan, bu uygulama tam sana göre!’’
Devam ediyor haber kaynağında yazılanlar aynen aktarıyorum bir şey eklemeden...
’’Yaratıcılıkta sınır yok, kahve yorumlarken olabildiğin kadar yaratıcı ol!
Çiçek, böcek gördüm de diyebilirsin, 3 vakte kadar gelecek güzel bir haber de verebilirsin.
Ne diyeceğin sana kalmış. Üstelik bütün işlemler ücretsiz.’’
- Of ki of! Halka hizmet diye işte buna derim ben. Var mı başka böyle bir uygulama sorarım size? Kahve içiyorsunuz ve tek başınasınız, fal bakmayı da bilmiyorsunuz. İşte fal, işte kadrolu SSK lı bir falcı, işte hizmet, hem ayağınıza kadar gelen bir hizmet. (Gerçi bu fal bakmanın kursları da varmış, parasını ödeyince on ya da bilemediniz on beş derste öğretiyorlarmış bu işi kadrolu profesyonel falcılar. Sonrada sertifika veriyorlarmış. Yalnız sertifika aldıktan sonra falcılar ve medyumlar odasına da kaydınızı mutlaka yaptırmanız lazımmış.) Nerede görülmüş böyle yararlı bir uygulama? Yok, yok benim bunlar ile hemen irtibata geçmem lazım çok acele hem de. Devamı da aynen şöyle...
’’Kahve fotoğrafı paylaş, gelsin yorumlar! Uygulamadan istediğin kadar kahve fotoğrafı paylaşabilir, uygulamadaki kullanıcıların kahvene yaptığı yorumları okuyabilirsin.’’ Yani olabilir gün içinde iki üç kahve de içiyor olabilirsin. Hepsinin fotoğrafını çek whatsap dan ya da cepten bir şekilde gönder. Gelsin kayda değer yorumlar.
Buraya kesinlikle dikkat edelim benim canım kardeşlerim, canım arkadaşlarım, canım ablalarım, canım abilerim. Vatandaşlar, bu işte çok iddialı oldukları için bu notu da sonuna düşmüşler.’’Falcı değil, yorumcu! Kahveni yorumlayan kullanıcılar falcı değildir. Her bir yorum hayal ürünü, fakat her bir kullanıcı kontrol edilmiş gerçek kişilerdir.’’ Yani çok önemli kontrol edilmiş gerçek kişiler. Her dakika kontrol ediliyorlar. Kontrolden çıkmalarına imkan yok. Kontrol edilmiş kişileri daha önce kontrol edenleri de mutlak bir başkaları kontrol ediyor. Kontrol kalemini de en güzel bunlar kullanıyorlarmış. Hem ne demişler ’’Kontrolsüz güç güç değildir.’’ Hay Allah o reklam sloganıydı değil mi yahu ? Nereden çıktı bu cümleler?
Kafama koydum, bir şekilde bunlara ulaşıp fal baktırman lazım Ahmet diye kendi kendime söylenirken, mahalleden arkadaşım, otuz yıllık dostum Çetin’e rastladım. Ona da konuyu açınca ilginç geldi anlattıklarım. Ve Çetin ile beraber kahve içip, kahvemizin fotoğrafını çekerek fal merkezine göndermeye karar verdik. Fala inandığımızdan değil de, adamlar ne halt ediyorlar onu görmek ve biraz da eğlenmek için. Ben oldum olası ’’Fala inanmayın ama falsız da kalmayın.’’ cümlesini hiç sevmedim şimdiye kadar. Falın açılımı çok basittir bence tersten okuyun FAL = LAF çıkar sonuç. İnanmıyorsan da baktırmayacaksın ve falsız kalacaksın, bırak ondan sonra falcılar düşünsün kara kara...
Bir pazar günü öğleden sonrası geldik Çetinlerin evine. Annesi Kezban Teyzeyi yılladır tanırım. O da bizi bilir sever canı gönülden. Çocukluk günlerimiz onların evlerinde bahçelerinde, kah bizim evin bahçesinde öyle geçip gitti. Beraber büyüdük bizler hep bir mahallede iç içe... Çok candandır Kezban Teyzem sağ olsun Çetin kardeşim de öyle... Çetin Annesine döndü.
- Anne be Ahmet ile bize bir kahve yapsana, kendine de yap şöyle karşılıklı höpür höpür höpürdetelim. Birer de sigara tellendirelim. Gerçi Ahmet kardeşim içmez de ben içer onun suratına suratına üflerim. İkimizinki de orta olsun...
Nasıl da biliyor sigara teklifini elimin tersi ile iteceğimi.
- Hadi hadi uzatma Çetin kahvelerimiz hele bir gelsin, whatsap dan gönderelim, kahvemizin fotoğraflarını da sonra bekleyelim bakalım, arkadaşlarımız neler neler yumurtlayacaklar. ’’Neyse halım çıksın falım.’’ deyip halimiz nasıl çıkmış fincanımızda görelim. Biraz da maytap geçelim bu falcı biraderler ile... Başta da dedik ya bizim amacımız fal baktırmak değil dalga geçmek, fal ile ve falcılar ile. Aramızda kalsın ha, siz duymadınız!
Çetin de heyecanlıdır fazlasıyla. Sonucu O da çok merak etmektedir.
- Tamam birader tamam annem getirsin kahveleri hemen içelim...
Kısa bir müddet sonra Kezban Teyze kahveleri getirir, önümüzde ki sehpaya yanında bir bardak suyu ile koyar. Kahve neden su ile gelir bileniniz vardır mutlaka, lakin bilmeyenler için küçük bir bilgi verelim burada parantez açarak. ’’Misafir toksa önce kahveyi içermiş, eğer aç ise de önce suyu sonra kahveyi içermiş, böyle olunca da hemen sofraya davet edilirmiş misafir kişi.’’ Osmanlı nezaketinden ince bir örnektir bu da...
Eveet, höpürdete höpürdete içtik, eninde sonunda kahvelerde bitti. Şimdi harekete geçiyoruz Çetin kardeşim ile. Al kardeş eline cep telefonunu, çek bakalım içilmiş kahvelerimizin fotoğrafını. Güzel çek ama, tam ortala dört dörtlük çıksın fotoğraflar. Hem de iki üç tane birden çek. Eksik bir şey kalmasın. Fotoğraflar itina ile çekilir. Şimdi whatsap dan mesaj yoluyla yazılan adrese fotoğrafları gönderme zamanı...
- İyi çektin mi Çetin kardeş kahvelerimizin fotoğrafını? Bak iyi çekmedi isen sonra yalan yanlış şeyler çıkar fallarda o zaman da şapa otururuz ha!
- Çekmem mi Ahmet çekmem mi hem de tam ortaladım. Şimdi gönder tuşuna basıyorum merak etme sen bir iki saniye de gider.
Nihayet kahvelerimizin fotoğrafları karşı tarafa ulaşmıştır. Karşıdan mesajlar gelmeye başlar. Karşı da yorumcu Tanju vardır. Bekleyelim bakalım neler neler söyleyecek...
Tanju sazı alır eline. Başlar ufaktan ufaktan üfürmeye. (Aman duymasın ha yorumcu bunlar yorumcu falcı değilmiş.)
- Önce bizlere güvenip de kahvenizin fotosunu yolladığınız için teşekkürler ederiz.
Sadede gel kardeş. Devam eder ...
- Bu ilk gelen sanırım Ahmet beyin fincanı değil mi, öyle yazmışsınız. Görünen köy kılavuz istemez. Bu fincanın içinde Ahmet bey adına çok kıymetli olaylar ve bilgiler görüyorum.
Of ki of sen gördüysen sırtım da yere gelmez artık. (İçimden sesli düşünüyorum.)
- Bakın şurada sağ tarafta iki tane cami minaresi görünüyor. Bu gayet güzel bir şey. Bir kaç arkadaşınız ile küsmüşsünüz. Bunlar çok yakın arkadaşınız. Haberler iyi, aranızı düzelteceksiniz hem de bu arkadaşlardan biri size büyük bir iyilikte bulunacak, barışmanız karşılığında...
Hay Allah ben minareye benzer bir şey göremiyorum orada bu etkili ve yetkili fal görevlisi nereden gördü ki, Amerikalılardan sonra biz Türklerin de uzaya göndereceği uydulardan ya da uzay gemisinden biri olmasın sakın. Onlarda dik ve uzun yani o bakımdan şeyttiydim...
- Vallahi bravo ben de minareye benzetmiştim, hay ağzınız bal yesin, siz benden önce anladınız neye benzediğini. Bu kadar olur yani.
Devam eder falcı bacı, pardon Tanju
- Bir iki çok sevdiğiniz arkadaşınız ile sanki iş ortaklığı gibi bir oluşuma gireceksiniz üç vakte kadar ve buradan büyük paraların size doğru geleceği hem de maddi olarak rahatlayacağınız bir dönem var önünüzde...
Hmmm! Üç vakit çok önemli bir zaman dilimi falcılar arasında bu vakitler hiç çift olmaz ya üç ya da beştir, yedidir. Çift rakamlar kullanılmıyormuş faloloji de, bende başka falologlardan duymuştum. Devam eder...
- Üç gün mü desem, üç hafta mı desem, üç ay mı desem.
Ucu açık bir zaman dilimi. Devam eder son sürat falcı birader.
- Bakın şurada kartal gibi bir kuş var, aslında doğan ya da şahine de benziyor, ama yok yok bu kartal kartal, keskin gözlü bir kartal hem de.
Arkadaşa bakar mısınız? Hem kartal olduğunu anlıyor hem de gözlerine kadar anlayabiliyor nasıl gördüğünü, vallahi bravo. Söylemişken gözlerinin rengini, lens takıp takmadığını da söyle bari kartalın. Devam eder.
- Bu yakın zamanda çok büyük başarılar elde edeceksiniz işlerinizde
İşlerimizi de biliyor, hadi ben emekliyim çalışmıyorum diyelim salla gitsin falcı birader. Yorumcunun hızına yetişemiyoruz sayıyor da sayıyor.
- Bir de şurada kartaldan başka değişik bir kuş var bir güvercin gibi bu ağzında da bir başak, buğdaya tanesi, size ağzında bir haber getiriyor sanki gurbetten.
Allah Allah gurbette de hiç tanıdığımız yok ki hepsi döndü seneler önce. Demek ki falcıya gitmemiş seneler önce döndükleri haberi.
- Şu ileri de derin bir göl ya da deniz gibi bir şey var.
Allah Allah karar ver kardeşim göl mü deniz mi? Coğrafya zayıf galiba sen de göl ile denizi ayıramıyor musun? Söyle söyle yoksa Deniz isimli bir ünlüyü mü gördün? Devam eder.
- Göl bu göl küçük görünüyor.
Falcı birader bu kimsenin görmediğini görür mutlaka ...
- Şaştım ya o görüyor ben niye göremiyorum Çetin?
- Onların gözleri farklı birader senin görmediklerini görür onlar.
Of ki of bir yerden para pul gelse bari onu dese hele de bir falcı biraderim demeye kalmadı
- Ahmet bey size büyük bir para daha gelecek yine çok yakın bir zamanda. Bu da başka bir yerden.
Şaşırırım yine !
- Ne ola ki şans oyunlarını hiç oynamıyorum yıllar var ki, miras kalacak akrabam, amcam, dayım, teyzem, babam, annem, eniştem, kayın biraderim, görümcem, eltim, baldızım, bacanağım da yok ki. Sonra da falcı birader ’’Aslında bu hayat size bırakılmış en büyük mirastır zaten demesin de.’’ O yazıyor whatsapdan biz de okuyoruz.
- Daha fazla bir şey de göremedim Ahmet bey neyse halınız çıksın bakalım falınız. İşte bu işte bu.
Çetine dönerim
- Hadi şimdi sıra sen de bakalım sana ne palav..... pardon ne güzellikler anlatacak falcı kardeşler bir de senin falını dinleyelim whatsapp amcadan. Bu whatsapp amca ile instagram amca ve google amca yakın akrabadırlar onu da bilmek lazım.
Bu sefer dümende, pardon yani fincan fotoğrafının başında Adının Gülen olduğunu söyleyen falcı bacı kardeşimiz var. Çetinin falına da o bakacaktır. Ve tabi alır sazı eline.
- Ağabeyciğim siz ne kadar şanslı bir insansınız meğerse, ne kadar şanslıııııı, hemen ilk baktığımda gördüm bunu, falınızda da çıkıvermiş.
Çetin şaşırmıştır.
- Bak birader ben sana demedim mi senin falım benimkinden de güzel çıkacak diye.
Sonra devam eder falcı bacı
- Size bu yakın zamanda bir miras kalacak gibi gözüküyor ama bu öyle üç beş milyonluk bir miras değil bayağı yüklü bir miras dudağınız uçuklayacak elinize geldiği zaman. Çook uzak bir yerden gelecek bu miras hem de...
Çetin de ben de şoke olmuşuzdur. Çetin bana döner
- Birader dedemin dedesinin Mısırda yaşadığını biliyorum ama çok eski tarih benim dediğim ya acep oralardan filan mı bir şey gelen miraslar?
- Of Çetin of oğlum matrağına baktırıyoruz biz bunu havalara girme hemen. Takma kafana ya Çetin’im mirasın geleceği varsa göreceği ve çatır çatır yeneceği de var artık bu Ahmet kardeşini de görürsün ufaktan ufaktan.
Falcı Bacı Gülen ablamız devam eder yine whatsap dan
- Sizin sanki bir yerde unutulmuş başka bir paranız daha var bu da gelecek ayırca yakın zaman da size.
Allah Allah yine şaşırırız Çetin de ben de
- Ne ola ki Ahmet çok eskiden sünnetimde gelen, kumbaramda biriktirdiğim paraları bankaya yatırmıştım, sonra unuttuk galiba o paralar olmasın hangi banka olduğunu da unuttum yahu zaten on sene geçince de devlete kalıyor meretler.
Yine söz ve saz falcı bacımdadır.
- Senin yüreğin kabarmış be biraz ağabeyim. Bak bak şurada ki telveyi görüyor musun. Nasıl da kabarık. Ama merak etme, ileri ki günler çok aydınlık. Bak şurada yan yana iki güneş bir de ay var bu işte iyiye işaret.
Aydınlık diye gördüğün sakın floresan ile el feneri filan olmasın? Belki de Ediz Hun’un ampulüdür, Edison muydu yoksa? Hem biz niye göremiyoruz yahu iki güneşi bir de ayı...
- Ahanda Çetin ışıklı bir yola giriyorsun oğlum kesin.
- Bakın bakın şurada da büyük bir balık görünüyor. Yunus mu desem, köpek balığı mı? Yok yok bu sanki balina gibi. Gerek normal işlerinizde, gerekse gönül işlerinizde sizi büyük sürprizler bekliyor. Yakın zaman da her ikisinde de güzel şeyler olumlu değişiklikler gelecek başınıza.
Ben de dönerim Çetine sırtına da hızlı hızlı vurarak.
- Yaşadın oğlum Çetin hem işte hem de aşkta başarıların tavan yapacak bu sırada.
- Aman birader iş tamam da aşk olmaz yani hanım gebertir beni sen de cenaze namazımı kılmaya gelirsin er kişi niyetine.
Falcı Bacı sona gelmiştir.
- İşte böyleeee sizin halınız da falınız da budur böyleyken böyledir Çetin bey...
Ne demiş bu kahinlerin ve falcıların babası Nostradamus birader ta o zaman ’’Falsız kalsanız bile fal hayatın hem gerçeğidir hem de yalanıdır.’’ Böyle bir şey yumurtlamış işte o zaman. Zeki Müren’in de söylediği güzel bir şarkıydı aslında onu da şarkı ile birlikte anmadan geçmeyelim ’’Yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun.’’ diye devam eder gider. Yok baba yok bizim halimiz belli de falımız çıkmaz çıkmaz, çıkmasın da zaten. Bu arkadaşlar bizlere böyle bir mizahi öykü yazdırmak için yardımcı oldular sadece. Siz siz olun ’’Sakın fala inanmayın falsız da kalın.’’ çok ters işler bunlar çok ters bize...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.