- 617 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUCİZE
MUCİZE
*Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah’ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık.
*İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
*İnsan aklının alamayacağı olay
*Olağanüstü, şaşırtıcı:
*Hayran bırakan, doğaüstü sayılan olay.
Türk Dil Kurumu böyle buyurmuş- böyle açıklamış (!) Bu açıklamaların çoğunu, açıklayanlara bırakarak, açıklamalar içinden bir cümle alacağım.
Ama önce şunu hiç unutmayalım.
Bilgi, nereden gelirse gelsin, kaynağı kim olursa olsun
İnsana, doğaya, insan doğa ilişkisine yararı olmayan bilgi, bilgi değildir. Gevezeliktir.
“İnsanları hayran bırakan, olağanüstü, şaşırtıcı” T.D.K.
Her mucize, olağanüstü ama hiçbir mucize doğaüstü değildir.
Mucizeler, doğanın henüz tamamını okuyamadığımız fakat var olduğunu bildiğimiz yasaları ile açıklanabilir.
İnsanın var oluş nedeni de bu yasaların okunup, anlaşılmasını sağlamak içindir, diye düşünüyorum. İnsanlığın ortak aklı doğanın yasalarını yavaş ama karalı bir şekilde çivi yazısı söker gibi okuyor. Dün, dünyanın düz olduğunu düşünüyorduk. Bu gün yuvarlak olduğundan kuşkumuz yok. Dün, dünyayı evrenin merkezi sanıyorduk. Bu gün dünyanın evrende çok küçük bir gezegen olduğunu biliyoruz. Dün atom parçalanamaz diyorduk bu gün atomdaki devasa enerjiyi kullanıyoruz. Bu gelişmeler çoğaltılabilir ama anlamak isteyenler için bu kadarı yeter sanırım.
Doğanın devinimi, gören gözler ve düşünen beyinler için mucizelerle doludur.
Bahçenizde her bahar bütün güzelliğiyle yeniden açan ve hoş kokular saçan bir çiçek mucizedir
Bir kangurunun tüysüz, gözleri açılmamış yavrusunun, doğumdan hemen sonra, anne kangurunun kesesini bulabilmesi mucizedir. Bir anne tavşanın yavrularını güvene almak için yuvanın girişini toprakla kapatıp, beslenmeye gitmesi ve döndüğünde yuvanın girişini açıp yavrularını beslemesi mucizedir. Bir yavru ceylanın doğumdan hemen sonra ayağa kalkıp, Annesinin memesini bulabilmesi ve o süt kokusuyla annesini sürünün içinde seçebilmesi mucizedir. Ve arıların bal yapması, kovanını kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruyabilmesi de mucizedir bence.
Bizi de var eden doğa, zamanın akışı içinde kendine özgü ritüelleriyle biz görsek de görmesek de anlasak da anlamasak da bizden bağımsız, bizi şaşırtan, hayran bırakan tüm mucizelerin anasıdır diye düşünüyorum.
Mucize sözcüğünü dillendiren ve ona anlam yükleyen İnsanın, doğadaki yerini de irdelemeliyiz.
Elbette bir damla sudan yaratılan insanın doğuşu, yürümesi, konuşması düşünebilmesi ayrı ayrı birer mucizedir.
Var oluşu mucize olan insan, bütün kutsal kitaplarda Eşref i Mahlûk (yaratılmışların en şereflisi olarak) baştan ödüllendirilmiştir. Bu şeref ona, öğrenip - öğrettiği, düşünüp- yaptığı, üretip- yarattığı için verilmiştir.
Bu sebeple insanlar da belki kızıl denizi Hz Musa gibi asa ile ikiye ayıramaz fakat dilerse kızıl deniz üstüne köprüler, altına tüneller yapabilir. Hz. İsa gibi cüzam yaralarını bir el temasıyla iyi edemez fakat Cüzam illetini, Trahom’u Verem’i daha bir yığın hastalığın sebeplerini bulup, o sebepleri yok ederek, hastalığı yeryüzünden kaldırabilir. Ve insan, daha bir yığın mucizelere imzasını atabilir. Yeter ki önce kendisini aşsın.
Başarı yolunda en büyük engel, insanın kendisidir. Kendisini aşan her engeli aşar.
Bence...
En büyük mucize insanın kendisini aşmasıdır.
Yazımı şöyle sonlandırmak istiyorum.
Olmasını istediğin her ne ise…
Olması için: bilgi ve birikimini, aklını, yüreğini, emeğini harmanlamalısın.
Mucize, bu harmanın hasadıdır.
Tahir EKER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.