Madenciler
Loş ışıkta, karanlığa çekiç vuranlar
Sesleri mırıltılı
Toz, çöl kumlarına bürünmüş…
Yerin altında yaşamın köklerini keşfeder gibi
Kara elmas ile zenci tenine tutunanlar
Ciğerleri aşınmış…
Oysa ölse madencinin bir yakını
Deşmeden çukura bırakır
Görünmez olunca kefeni
Bırakır gider
Ta ki patlayana kadar grizu
İçmiştir patlayınca niceleri
Şehadet şerbetini...
Üstünde onu bekleyen demiştir kader
Hıçkırıktır sesi soluğu!
…/
Işıklar söner
Karanlık doğar
Ya da gözler kapanır
Sıkıntısı boğar
Uzanmış ipeksi yatağına kül kedisi
Arar bilinmeyen fenerini
Nefes aldıkça yokluk
Korku doludur her yeri…
Karanlığı ne bilsinler ki
Toprağın altını…
Hayat güneşle başlamış
Uyanmış da sanmış ki
Budur olmak diri!
…/
Madenci, üç beş kuruş için, rızkı için karanlığın içinde kaybolur. Karanlığa yapışık olur. O çukura girmeyenler ise, soba başında karanlık kara kömür yanarken, karalar al al olurken kestane yerler. Çukurun içinde gizlenen madenciler, vicdan muhasebesinde olan bu lüks yaşayanlara korku olur, aniden görünecekmiş gibi. Yorgunluktan büyümüş gözlerini hortlağa benzetirler. Simsiyah elleri, uzamış tırnakları cadının kolunu andırır sanki… Ama o madenci sihri bilmez ki, o lüks düşkünleri, o çukurdan kaçan korkaklar, bir hayale büründürür bu güçleri. O lüks düşkünü Madencinin patronu, iş güvenliğine dikkat etmeyen, para kadar bile değer vermediği, çalışırsan evine ekmek götürürsün tehdidiyle korkunun içine bırakan… Çukura ölmüş gibi giren insanlardır madenciler!
Kömür enerji işte. Bir ülkeye güç verir, fabrikalara kan… Ama tedbirsiz olunca madencilerden alıyor can! Medeniyet dediğin canavar oluyor. Bırakın görmeyi, çözmeyi çukur altını, üstünde savaşlar çıkarıyor ve milyonlarca cana kıyıyorlar. Enerji savaşları sarmış dünyayı salgın gibi… Lüks içinde yaşamak için yedi düvel delileri kazdırıyorlar daha fazla yerin dibini… Yeter ki geçim uğruna çalışmayı göze alsın da madenciler!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.