- 2914 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KIRIKKALE'Lİ EĞİTİMCİ KARDEŞİM YUSUF ÇİMENDAĞ'I BUGÜN İSTANBUL'DA HAKKA UĞURLADIK...
’’Ölüm dostu dostuna kavuşturan bir köprüdür.Ölüm olmadan Sevgiliye kavuşmak mümkün müdür?
Ölüm güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber sav. diyen şairin dediği gibi hepimiz ölüm denilen gerçekle er geç bir gün karşılaşacağız.
Önemli olan ölmek değil de öldükten sonra başımıza neler geleceğini düşünmemektir demişler..
’’Hayatı sen aldıktan sonra ölmek şeker gibi tatlı şeydir Seninle olduktan sonra ölüm tatlı candan daha tatlıdır.
Herkesin korktuğu ürktüğü kaçtığı ölüme karşı Hakk aşıkları acı acı gülümser.
Kimsecikler onların gönüllerine bir zarar veremez, zira zarar sedefe gelir içindeki inciye gelmez.
Bir yanda ölümdür ama o yanda doğumdur. Ölüm batma gibi görünür, ama aslında doğmaya hazırlıktır. Hastalıklar (sana) ölümden elçi olarak gelmektedir; ölümün elçisinden yüz çevirme!
Ölüm, yaradana kavuşmaktır. Öğreneceksin yüreğim, Öğreneceksin...
Dünyanın hasret, ölümün vuslat olduğunu...
Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi Kalbini temiz tut.
Sağlık, zıtların sulhüdür; aralarında savaşın başlamasını da ölüm bil!
Ölüm bizi Allah’ımıza kavuşturan en ulvi hadisedir. Dünyaya geldik O’nun eserlerini gördük, O’nun emirlerindeki isabete inandık, O’nun eserlerine gönlümüzden vurulduk.
Şimdi de sevine sevine O’na kavuşmayı özlemeliyiz. Ölüm kâfirler için bir azap bir ıztıraptır. Müslümanlar için bir surur ve saadet olmalıdır.’’
Hz.Mevlana’nın KSA.ölümle ilgili özlü güzel sözlerinden bir demet sundum sizlere..
Öğrenci babası ,öğretmenlerin sevgili dostu,çaresizlerin çaresi,yardımsever, vefalı,çalışkan,şefkatli, merhametli, fedakar,sırdaş,yoldaş, mütevazı bir insan...
Bütün güzel hasletleri bünyesinde barındıran güzel insanı ,mesai arkadaşımızı,ağabeyimi ,dağ gibi adamı ,adam gibi adamı büyüğüm, kardeşim eğitimci Yusuf Çimendağ Hocamızı bugün kaybettik. Allah gani gani rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah.
Çok kıymetli eğitimci kardeşimiz Yusuf Çimendag İstanbul’da bugün vefat etti.
İki yıldır kanser denilen amansız, içten içten insan vucudunu kemiren hastalıkla mücadele etti.
İlk önceleri sarılık oldu dediler.Yüzü dahil tüm vucudu sap sarı olmuştu ilk zamanlar.
Sonra safra kesesinde taştan mütevellit iltihaplanma olduğunu duyduk.
Karaciğeri zarar gördü nakil olacak diye duyduk.Ameliyattan vaz geçildi.Hocam kadere rıza gösterdi bir bakıma.
Ne kadar yaşarsam yaşayayım yalancı dünyada dedi.Tedbirini alıp tefviz-i umur eyledi tevekkül eyledi bir bakıma..
Amansız hastalık durmadı ilerledi pankreasına sıçramıştı.Uzun tedaviler kemoterapi süreçlerini atlattı.
’’Hastalıkla ilgili Sevgili Peygamberimizin mübarek hadis-i Şeriflerinden bir demet sunmak istiyorum:
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah Teâla hazretleri ferman etti: "İzzetim ve celalim hakkı için, mağfiret etmek istediğim hiç kimseyi, bedenine bir hastalık, rızkına bir darlık vererek boynundaki günahlarından temizlemeden dünyadan çıkarmayacağım."
Rezin tahric etmiştir.
Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Bir kul, salih amel işlerken araya bir hastalık veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sıhhati yerinde ve mukim iken yapmakta olduğu salih amelin sevabını aynen yazar."Buhari, Cihad 134; Ebu Davud, Cenaiz 2, (3091).
Rasûlullah Aleyhissalatüvesselam buyurdular ki:“Kul hasta olduğu zaman ALLAH U TEÂLÂ ona iki melek yollar ve şöyle buyurur:“Bak bakalım, ziyaretçilerine neler söylüyor?”
Eğer ziyaretçileri geldiği zaman halinden şikayet etmez, ALLAH’A hamdederse onun bu hamdini ALLAH’A ulaştırırlar. Kendisi daha iyi bildiği halde meleklere böyle yaptırır.
Bunun üzerine iki meleğe şöyle buyurur:“Kuluma söyleyin, eğer onu öldürürsem cennete koyarım. Şifa verirsem, hastalık dolayısıyla eriyen etinin yerine ondan hayırlısını veririm. Akan kanından hayırlı kan veririrm. Günahlarını da kapatırım.”
Nefsimi kudret elinde tutan ALLAH’A yemin ederim ki, yeryüzünde hastalık veya başka bir musibete uğrayan her müslüman kulun hatalarını ALLAHU TEÂLÂ bağışlar. Tıpkı ağacın yaprağını döktüğü gibi..
Yine buyurdular ki:Üç şey iyilik hazinesidir:1- Hastalığı gizli tutmak 2- Sadakayı gizli vermek 3- Başa gelen musibeti gizlemek..
Muâz bin Cebel hz. (R.Anh) şöyle anlatır:“ALLAH U TEALA bir kuluna hastalık verdiği zaman sol yandaki meleğe buyurur ”Kalemi ondan kaldır.”
Sağ yandaki meleğe ise şöyle buyurur:“Bu kuluma sağlığında işlediği iyiliklerden daha iyisini yaz. Çünkü o teminatım altındadır.”
Rasûlullah Aleyhissalatüvesselam buyururlar ki:Hastanın inlemesi tesbihtir. Bağırması tehlildir. Nefesi sadakadır. Uykusu ibadettir. Bir yandan öbür yana dönmesi ALLAH yolunda cihattır. Sağlığında yaptığı iyiliklerden daha iyisi ona bu hastalığında yazılır.”
Bir hastada hastalığı sırasında dört güzel haslet olur:1- Ondan hata yazan kalem kalkar.2- Sağlığında amel ediyormuş gibi mükafatı devam eder.3- Hataları mafsallarından çıkar gider.4- Vefat ederse günahları bağışlanmış olarak gider. Yaşarsa yine bağışlanmış olarak yaşar.
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz buyururlar ki:“Hastalarınızı yemeye ve içmeye zorlamayınız. Zira ALLAHU TEÂLÂ onları yedirip içirir...”
Hastalık müminler için bir nimettir aslında.Kulun günahlarına kefaret olur.Hastanın sağına soluna dönmesi tesbihat gibi kabul görür kul günahlarından bağışlanmış olarak Rabbisinin huzuruna varır.
Sadece cephede ölenlerin değil hasta yatağında ölenlerin de şehit olacakları mevıza fıkıh kitaplarımızda yer almaktadır.
Gata’da iki yıl öncesinde tedavi gördüğünde bir kaç hoca arkadaşla gidip ziyaret etmiştik.
Sonraları toparlandı Hocamız beraber Konya’ya Aksaray’a yolculuk yapmıştık..
En son Kale’nin Kermesinde beraberdik üşüdüğünü söylüyor bizim ceketle gezdiğimiz nisan ayında o palto ile dolaşıyordu.İstanbul’a çocuklarının yanına gideceğini söylemişti bir ara.En son orada geçirdi günlerini.
Hacca da hazırlanıyordu kurada çıkmıştı bu sene bildiğim kadarıyla.Ömrü vefa etmedi..
Bir daha iletişim kuramadım arayamadım ta ki dün acı haberi alıncaya kadar.
Bazen düzeldi topladı kendini asla ümitsizlik gırdabına kapılmadan kendini Hakka teslim etti.
Sonunda Rabbimizin takdiri olan gün ve saatte teslim-i ruh eyledi.
Duyunca gerçekten çok üzüldüm.İkizimi kaybettim.
O yok artık gülen etrafa neşeler saçan hizmete koşan can kardeşim dar-ı beka aleminde artık..
Bir daha görüşmek rüyalarda ve ahiret aleminde ancak..
Çok yakın kardeşim kadar yakın bir arkadaşım büyüğüm kardeşimdi.
Birlikte geçen onca yıl gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti adeta..
Bu manevi yola girdiğim 1979 yılından bil itibar beraber yürümüştük hocam ve kardeşleriyle beraber bu yolda..
Hem komşularımız hem de akrabalarımızdılar köylerimiz birbirine çok yakındı.
Yusuf Hocamızın babaevi ilk zamanlarda adeta bir kursumuz gibiydi.
Bahçe içerisindeki üç beş takım evin bahçesinde kurbanda neler yapılmadı neler.
Ağılında kömürlüğünde kursa verilen kurbanlık koyunlar barınır büyütülüp sırası gelince kesilirdi.
Kurbanda mahalleden toplanılan deriler orada toplanıp muhafaza edilirdi.
Aynı zamanda o sıralar büyük soğutucular olmadığından kurbanlar bu bahçede kasaplar tarafından kesilir etleri kavurma yapılarak tenekelere doldurulup ağızları lehimlenerek dondurucu odalara konurdu.
1981 yılı kurban bayramında ben de bu hizmetlere fiilen katıldığımı bugün hayatta olmayan amcalarımızı daha dün gibi hatırlıyorum.Bugün yine aynı bahçede Enderun Talebe Yurdumuz yapıldı hocamızın ve kardeşlerinin fedakarlığı ve gayretleriyle.
İki yıldır mahalleye hizmet vermeye devam ediyor.Sadakayı cariyesi hiç bitmeyen sevabı buradan hocamıza ve ailesine gidecek elhamdülillah.
Hocam bu günleri görerek dar-ı beka eyledi biliyorum.Çocuklarını yetiştirdi ne güzel hatim halakasındaki yeri boş kalmadı.O her zaman canlı olarak hizmetlerde en ön safta aramızda sayılır sadece bizlere görünmeyecek onu da biliyorum.
Cenazesi yarin Cuma namazina müteakip Ümraniye Ulucamii Kur’an Kursu Camiinde kılınıp Karacaahmet kabristanligina defnedilecek inşaalllah..Hz Allah rahmetiyle muamele eylesin .Mekanı cennet olsun..
Yusuf kardeşimiz,bir İlim deryası, dava adamı ,yürek insanıydı yeri kolay kolay doldurulamaz unutamadığım şahsiyetlerden biri olarak hafızamda kalacaktır.
***
Yusuf Çimendağ Hocamla Kırıkkale’de beni çoğu kardeşlerimiz özellikle eğitim camiası ikiz kardeş - öğretmen camiası ise abi kardeş sanırdı.
Yolda öğrenciler okulda öğretmenler bazende mezun olmuş gençler beni o sanarak selamlaşıp konuşmak isterlerdi.Biraz sonra benim o olmadığımı farkederlerdi.
Milli Eğitimde Valilik koridorlarında şube müdürleri benimle selamlaşır hal hatır sorarlardı.Ben bunları yakınen tanımadığımı bildiğim halde bozuntuya vermeden cevap verirdim.
En son Kale Yurdunda bu ramazanda Liseden öğretmenler Sakal-ı Şerif ziyaretine gelmişlerdi.
Çıkışta geçmiş olsun dediler sağolun dedim onlara da biraz konuştuk sonra durumu izah ederek ayrılmıştık..
(Mezarlıkta bu ramazan arefesi bir tanıdık başın sağolsun hocam dedi durumu izah ettim.)
Yan yana iki okulda o Ticaret Lisesinde ben Muhittin Ardahan Ortaokulunda uzun süre çalıştık..
Onun okuluna gittiğimde öğretmenler memurlar hep bizi karıştırırlardı.
Okulun yanındaki sokakta sigara içen öğrenciler sigarayı beni görünce yere atıp saklar beni görünce tüh o değilmiş derlerdi.Yusuf Hocam okulunda idareciliği hakkıyla yapar disiplinden asla taviz vermezdi.
Bunları bir araya gelince İkimiz konuşur gülerdik olan bitene.O benim çok sevdiğim bir büyüğüm bir kardeşimdi.
Bir defasında yirmi yıl evvel eski cumartesi pazarında kavun satan bir öğrencisi bana buyurun hocam dedi.
Kavunlar kaça dedim .Hocam iki milyonda size bir olur dedi.En iyisinden iki üç kavun verdi.
Hocam pazar günü veli toplantısı var.O gün pazar var önemli mi gelmesem olmaz mı deyince:
Sen yine gelmeye gayret et demiştim.
’’Bugün aksam üzeri - aradan bir ay gecti neredeyse -Emlak Kursundan eve gecerken cumartesi pazarina uğradım.Bir tezgahtaki seçmece karpuzlardan almak istedim.Fiyatı kg.la satilanlara gore çok daha uygundu.
Pazarcı Hocam sen benim hocamın abisisin.Verecegim karpuzdan memnun kalacaksın dedi.On kiloluk bir karpuza üçgen kesik atmasını istedim.Kipkirmiziydi tamam dedim.
Kusuruma bakma yaşlılığıma say Hocan kimdi dedim.-Ticaret Lisesi’nden hocam Müdür Yardımcı vardı Yusuf Çimendag dedi.
Onu gecen ay kanserden kaybettik evet benim kardeşimdi dedim .Allah rahmet eylesin hocam duymadik dedi.
İstanbul’a defnedildi hocana bir fatiha 11 ihlası şerîf oku dua et dedim.Tamam olur dedi.Evde tadına baktım verdiği karpuz taze ve çok güzeldi.Güzel talebeler yetistirmissin bu ayni pazarda yirmi yıl oluyor ikinci defa oldu.
20 sene evvel ayni pazarda ama pazar Dondurmacıların olduğu yerde iken bir talebenin beni sen zannederek verdigi kavunlar hem uygun fiyata hem güzel çıkmıştı.
Talebeler Hocasına asla yanlış yapmaz ikram ederler gecmişte olan bitenler varsa da Hocam benim iyiliğim için yapmıştır der o güzel çocuklar.
Hocanın vurduğu yerde gül biter derler eskiler öyledir.Onlar büyümüş bir yerlere gelmiş ev bark sahibi olmuş hayatı öğrenmişlerdir artık.
Dün yine bir arkadaşımın kızının düğününde bir talebemi M.Ardahan Ortaokulundan mezun bizim Ahmeti gördüm.
Ahmeti takip ediyordum.Anadolu Lisesinde okurken yardımcı olmuştum bir öğretmen idareci arkaşlarımla temasa geçerek.
Ahmet okul askerlik evlilik hepsini güzelce bitirmiş, Doğuda dört yıl Kırıkkalede üç yıldır İngilizce öğretmenliği yapmış kariyer sahibi birisi artık.
Ailesi de yan masadaydı babasıyla beraber geldi güzelce kendini tanıttı güzel bir söyleşi geçti aramızda..Babasını geçen cumada Nur camide görmüş konuşmuştuk Ahmetin okulunu evliliğini..
Kırıkkale küçük yer gittiğim bir Hastanede pazarda Avm.lerde işyeri sahibi olarak eski talebelerimizle karşılaşıyoruz.
Subayı da var öğretmeni de var hemşiresi de var.Ayakkabı boyacısı olanı da var düşkün hasta olanı da var.Öğretmenleri onların gözünde yine aynı okul sınıflarındaki öğretmendir.
Onlarda bizim gözümüzde eski yaramaz sevimli yavrucaklardır.
Şimdiye kadar hiç olumsuz bir vakıa ile karşılaşıp mahcup da olmadım onlarda bizi mahcup etmediler.Bu bizi çok memnun ediyor.
Şimdilerde mümkün oldukça sokakta çarşıda yazları kışları kravatlı takım elbiseli geziyorum.Kıyafetimize dikkat etmek zorundayız.Yolda bir Avm.de birden bir eski talebemizle karşılaştığımızda güzel görmelerini istiyoruz.
Kırıkkalemizde Zihinsel engelli öğrencilerin okulunda yedi yıl kadar görev yaptım.İnanın onlarda ailelerinin yanında ya da yalnız olsun bizi tanıyıp A bu Hocamız diye sesleniyorlar.
Üç yıldır bir Anaokulunda müdürlük yapıyorum.Çarşıda annesiyle gezen bir yavrumuz Müdür amca diye uzaktan seslendi.Ben tanımıyorum kendisini ama onların hafızası çok muhteşem bir görüşte bir sınıflarına girişte hemen müdür amca diye kaydı yapıyorlar..
Ölene kadar bize Hocam diyecekler biz de onların sevincine ortak olup görünce konuşup hal hatır soracağız.Ölünce de iş bitmiyor hayırla arkamızdan dua edecekler.Kabirde ahiret yurdunda onlarla yine haşır neşir olacağız..
Hergün bir yerde mutlaka hocamızın bir talebesine rast geliyorum.Hocamı soruyorlar ben de onu anlatıyorum yadediyorum.Kardeşim böylece bana ölümü hatırlatıyor,ahiretten bile bu kardeşine ikramda bulunuyorsun .
Sen ne güzel bir kardessin böyle benden dua mi istiyorsun diyerek sana dua ediyorum.
Böylece beni bir çok sıkıntıdan kurtarıyorsun ..
Nur içinde yat Kardeşim. .Hey gidi günler.
Rabbim korktuğuna uğratmaz inşallah.Mekânın cennet olsun Kardeşim...
***
Karacaahmet Kabristanında Hazreti üstadımıza Süleyman Hlmi Tunahan Hazretlerine ve evlatlarından bir çoğuna komşu oldun ne güzel.Oraya defnedilmeyi çok arzu ederim bende her Süleyman Hilmi Tunahan Efendi evladı gibi..
Herkese nasip olmaz o devlet.
Üsküdarda Valide Sultan Talebe Yurdumuz var.Eskiden her yıl trenle İstanbul’a gider ilk olarak oraya varır bir iki gece orda kalırdım.
Oradaki Kütahyalı yaşlı bir hocaefendiden bizzat dinledim aşağıda anlatacağım hadiseyi.
Üsküdar’da bu talebe yurduna çok yakın bir yaşlı amcamız vefat ediyorlar.Karacaahmete defnini yapıyorlar güzelce her fani gibi..Bu hizmetleri bilmiyen ama dinini yaşayan eski Osmanlı evladı zatlardan birisi..
Teyzemiz de ona keza..
Birkaç gün sonra rüyasında amcayı iyi halde bağlarda bahçelerde istirahat ederken görüyor.
Nasıl geçti Efendi kabir hayatın ne vaziyettesin diye sormadan edemiyor.
Hanım çok rahatız burda beni hiç gayle çekme sen diyor.
Burada Osmanlı alimlerinden Müceddid Süleyman Hilmi Tunahan isminde bir zat-ı şerif medfun bize de kabri çok yakın..
Evlatları sabah gün doğduktan bil itibar akşam hava kararıp kapılar kapanana kadar akın akın gelip dua zikir tesbihat ve hatimleri ona hediye ediyorlar.Geceleri de durmadan aynı hediyyeler geliyor.
O zatın derecesi çok Alii.Onun bunlara hiç ihtiyacı yok.Dolu havuz taşınca ne olur etrafına taşar değil mi.Akşam olunca O mübarek Allah dostu Zat-ı Şerif de bütün sevapları burada yatan ehl-i iman bizim gibi mümin ve müminata taksim ediyorlar.
Onun yanında bizler de rahatca günleri huzurla ve zikirle,sıkıntısız geçirip gidiyoruz diyor.
Rüyadan uyanan hanım teyzemiz sorup soruşturarak bulduğu Süleyman Efendinin Valide Sultan Talebe Yurduna gelerek hadiseyi gözyaşlarıyla naklediyorlar.
Doğrudur el hak bu ve bunun gibi bir çok keramete de bizzat bende şahit oldum kırk yıllık intisabım seyr-ü sülük hayatım boyunca..
Yusuf Hocam sen de ağabeyin Osman Çimendağ abimiz gibi çok güzel gittin.İstikametin niyetin amelin çok güzeldi.
Hizmette sohbette en ön safta yer almaya gayret ederdin.Sohbetlerde arkadaşlarımız daha güzel anlasınlar diye ön açan sualler sorardın.
Kurbanda kurbanlık hayvanları kesim yerine sen götürüp hazırlardın.İnşaatlerimizde amele gibi elbiseni çıkartıp tulumu giyer ben müdürüm diye asla gayretsizlik etmezdin..
Seni hep o hizmet ettiğin günlerdeki neşeli ihlaslı gayretli mütevekkil halinle hatırlayacağız.
Bizler senin mümin muvahhid olduğuna şehadet ederiz.Rabbim yanında derecen alii olur inşaallah.
Bizlerde bu fani alemden ebedi aleme göç edeceğimiz zaman senin gibi gidip Karacaahmet Sultan da Üstadımızın kanatları altında yaşamak isteriz.
Şefaat haktır kardeşim.Hadis-i Şerifte :Dünya hayatında sıkıntılarla karşılaştığınız zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz buyuruluyor.Şefaatini umar ahiret ve dünya hayatının meşekkat ve sıkıntılardan kurtulmayı ümid ederiz.
Nurlar içinde yat kardeşim.Üstadım rehberin olsun kabrinde.
Komşu olmuşsun O’nun al-i eshabına bizleri de unutma ne olursun..
İnşallah her geldiğimizde uğrarız sana..Yolun açık olsun Kardeşim..
23.05.2019//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.