- 538 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk kazansın..
Bir cellât ve giyotindeki kadın herkes yuhhh, kâfir zina yapıcı, ahlaksız ve bir sürü şey. Her bir taraftan bir ses kimi pis kadın kimi biz böyle şey yapmayız diye övünüp taşlayıcı bir kadın. Herkes bir olmuş o kadını taşlıyordu. O kadın. Aslında içinde ne acılar taşıyordu bilen var mı?
Orada sevdiği adam olması gerekirken o...pu damgasını yedi kadın. Evet, hikâyeye başlayalım.
Bir zamanlar bir kadın varmış çok yalnızmış. Çevresindeki herkes evlenmiş. Bir o evlenmemiş. Onun için çok yalnızmış. Hiç arkadaşı yokmuş. O kara günlerini sayıp duruyormuş. Bir gün bir bahar görmüş. Uzun boylu keskin gözlü süzücü bakışlı gülümseyen bir bahar, ona büyülenmiş, aman ALLAH ım bu ne güzellik ne mutluluk.
Birden ben hiç mutlu olamam diye yine surat asıp dudaklarını büküp başını eğmiş. Kaderine üzülmüş. Ama içindeki melek sesi demiş ki senide mutlu eder bu bahar demiş. Kız bu sözü duyunca bu içindeki sesi sevinçten ve umuttan yüzünde güller açarcasına hayata gülümsemiş. Evet, hayata ilk gülümseyişiymiş onun. Bir anca onu görmek için hep o yere gider onu beklermiş o ise onu süzüp gülücüğünü atıp gidermiş. Kız anlam verememiş. Çünkü kıza gülümsüyor ama ne bir hareket ne bir teklif geliyormuş. Kızz o zaman niye her gördüğünde umut bahar diye gülümseyip gidiyormuş, demiş. Kız şaşkınmış.
Ama bir taraftan da hoşuna gitmiş bu kendisine her gördüğünde gülümseyen bahara. Bu baharı görmek için kız bir yere saklanmış acaab yine omu diye bakıp kaçacakmış. Ama onun onu görmesini istemiyordu kız. Ani bir hareketle bakmış ve kaçmış. Bu bahar onu fark etmiş. Hoşuna giderek yine gülmüş kıza. Kızda gülmüş.
Bir gün yine kız her zaman ki gibi gelip evinin önünden geçmesini bekliyormuş. Yine gülümseyecek mi bahar diye. Beni fark edecek mi bahar diye, beklemiş. Yine ansızın bahar çıkmış kız sevinçle bakmış ona. Kız oracıkta donmuş. O gülen yüzünün yerini şaşkın ve hayal kırıklığı bakışları almış. Çünkü kız gerçekle yüzleşmiş. Meğer o sevdiği adam kötü niyetle bakıyormuş. Saf kız ilk kez uyanmış. Baharı göremeden solmuş. Bu sefer eskisinden daha beter olmuş kız.
Erkeğe söylemiş niye beni kirlettin. Niye duygularımla oynadın erkekse hiç umursamaz bir tavırla pis pis gülerek sende binmeseydin arabama dedi. Kızı bir paçavra gibi sallamış. Birde o pis dalgacı sırıtışı yok muy muş. Kız ağlayarak nasıl bu kadar gaddar olabilirsin benim etim demi gözündü vefasız.
Beni o....pumu sandın diye haykırmış acı içinde. Erkekse kızım git başımdan demiş. Yaptığı kötülüğe pişman olmadığı gibi bide hem suçlu hem güçlü bir şekilde git başımdan demiş. Kızsa olayın şokundaymış. Bir insan hem kötü olduğu gibi hem de kötülüğü nün affını dilemez miydi?
Seviyorum diyişi yalanmış meğer. O bir kalp hırsızıydı. Hırsız olduğu kadar zalimdi bir de. Oysa kıza ilk konuştuklarında kendini ben kalp kırmam diye tanıtmıştı. Meğer dille söylemiş. Kalbiyle değil. Kalpsizden nasıl bir kalp bekledim demiş kız. Kalpsiz diyip kız gitmiş. Giderken ilk kez sonbahar yağmurları üstüne yağmaya başlamış. Mevsimler bile onu anlıyormuş. Çünkü bahar gitmiş. Yağmur başladı. Eve dönerken asıl belayla karşılaşmamıştı daha kız. Asıl bela kapıdaymış. Bir dedikoducu fesat bir kadın o kıza bakıp bu kız o...pu diye yapıştırmasın. Kızı iterek. Herkes doğrumu bu diye bakmış kız inkâr etmiş.
Ama kadın duyduklarını söyleyince zavallı kız bir şey diyememiş. Çünkü zaten öldüm demiş. Beni öldürseler ne yazar demiş. Susup onların kendisi hakkında kesin hükmü beklemiş. Dedikoducu fesat kadın kız masumca sussa da o cadı karı susmuyormuş. Devam ediyormuş. Kızı giyotine sürüklemiş adalet. Bu adalet miydi acaba. Erkek mi suçlu kızımı suçluydu. Kız evleneceğiz diye kandırılırken erkeği değil kadını suçluyorlarmış. Erkekse korkak gibi bir şey demiyormuş. Hatta kızın üstüne atıyormuş. O beni tahrik etti demiş. Herkes tabi ki erkeğe inandı çünkü o zamanda erkekler tutuluyordu. Onun için kadınlar zaten feminist oldu. Erkekçilik yüzünden. Kızsa sustukça herkes suçundan dolayı susuyor zannediyorlarmış. Kardeşi olanları biliyormuş çünkü oda şahit olmuş. Ama kardeşine kimse inanmamış, çocuk diye. Kız hıçkırıklar içinde abla abla diye haykırıyormuş.
O benim masum ablam. Benim ablam temiz diye bağırıyormuş. Ablası üzülme önemli olan öteki tarafın adaleti demiş. Kendini zalim ellere teslim etmiş. Küçük kardeş bu sefer insanlardan nefret etmiş. Nefretle büyük olgun olamayan insanlara bakmış hayret demiş ben mi çocuğum siz mi çocuksunuz demiş. Büyüklerin çocuk gibi yaramaz olduğunu görünce onları bir daha lanet etmiş. Kızı giyotine çıkarmışlar. Herkes hakaret ederek bağırıyormuş. Kızın birden gözü birine kaymış.
Uzakta birine olayı arkalardan seyreden birine evet, o sevdiği adammış. Hayret ilk defa vicdana gelmiş. Pişman bakışları ile hüzünlü bakıyormuş. Ama nafile kimse inanmıyormuş. Kızın kötü olduğuna inanmışlar bir kere. Kızsa hayret pişmanlıkla bakıyor hayret diye küçümseyerek boşuna bu pişmanlığın diye bakmış kız. Çünkü son pişmanlık fayda etmez derlerdi. Kızı öldürecekler ne faydası edecekti zaten. Kız gözlerini kapamış. Ama birden gözünden bir gözyaşı düşmüş. Cellâdın eline Cellât bir yumuşak bir şeyin eline düştüğünü fark edip bakmış ki bu kızın gözyaşında kızın bütün hikâyesini görür gibi olmuş. Gözyaşı ona bir küre gibi görünmüş.
Falcılar nasıl geleceği gördüyse cellâtta geçmişi görmüş. Ben yapamayacağım bir masumun kanına geçemeyeceğim demiş. Bu kız masumdur demiş. Herkes şaşırmış. Cellâda ne oldu diye. o kadar adam öldürdü. Zalim cellât insafa geldi. Bu kız ne kadar masumdu ki cellâdı bile merhamete getirdi. Kız niye öldürmüyorsunuz beni öldürsenize yoksa sizde boşuna öldürürüler demiş. Ama halkta bu sefer aramızdan cellât olacak çıkmadığı için vaz geçmişler. İlk adalet için infaz emri bu zamanda sona ermiş.
Kız yavaşça ayağa kalkarak ne olduğuna anlam veremeyerek şaşkınca etrafına bakınıyormuş. Gözü yine o sevdiği adamdaymış. Çünkü gözyaşı onu hala sevdiğini anlayınca akmıştı. Kız affetmişti. ALLAH niye affetmesin bu yanlışlıkla safça zinaya kalkan kadını. Büyük merhamet çokça bağışlayan ALLAH onların kaderine güzel şeyler yazmış. Erkek kıza yaklaşarak biliyorum sana büyük kötülük ettim. Ama hatasız kul olmaz. Bir hata yaptım. Ama şimdi iyiyim. Seni seviyorum demiş. Artık seni seviyorum demiş.
Kızın yüzü birden yine umutla parlamış. Sevdiğinin gözlerine bakmış. Gülümsemiş sevdiğine ilk kez sevdiğine gülümsüyormuş çünkü kız edebinden hiç gülümsemezdi. Bu gülümseyişi evleneceğiz demekmiş. Her ne kadar kimseyi affedemeyiz desek de o da bir kul bu dünyada kötülük yaparak hatalarımızı düzeltemeye olgunlaşmaya geldik. Onun için o kötülük yapan erkeği affetti çünkü hatasız kul olmaz. Önemli olan hatanı bilip iyi insan olmak onun için lütfen aşkımızı affedelim. Onu yürekten affedelim ve bütün yüreğimizi verip teslim olalım.
Aşk kazansın.
Sami Arlan..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.