- 798 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Tenebris 2
Patrick yatakta uzanmıs tavana odaklı mavi gözlerını ayırıp odayı inceliyordu.Burası Felix’in ölen kardesının odasıydı ve Felix onun hakkında konusmaktan pek çekinir konuyu kapatırdı ve tek bildiğiydi bu kızın bir kaza sonucu ölmüş olmasıydı.Üç gündür burda kalan Patrick belkı felix ’e iyi gelir ve bir delilik yaparsa önlemıs olur dıye düşünüyor bazen de en kötusunu getiriyordu aklına.Birgün odaya girerken kapıyı actıgında karsılasacagı manzaradan korkuyordu.Daha yeni yazarlardan birinin intihar haberini duymus ve iş yerinden yıllık iznini kullanarak Felix ın yanına kosmustu.Bu sürecte hem kendı dınlenıyor hem belkı eskılerı acarsa arkadasının güleryüzlü halını canlandırabilirim dıyordu.Canı sıkılmıs vaziyette sırtüstu yattıgı yerden sag tarafına döndü ve odayı inceledi.Duvarlar mavi , sankı bir denizin en hırcın ruh halıymıs gibi koyu tonlardaydı.Duvara asılı elinde sarı bir vazoyu tutan siyah sacları toplanmıs kulaklarını süsleyen inci küpeleri ile beyaz tenlı siyahlara bürünmus sankı manalı bakıslara sahip bir kadın fügürü vardı.O kadar manalıydı ki Patrick gözlerını biraz daha kadına dikse sanki tablodan fırlayıp -Neden beni rahatsız edıyorsun dönsene önune- dıyecekmıs gıbı bakıyordu.Patrick daha fazla tabloyu incelemedı ve gözlerını kacırıp odanın gırısınde kapının solunda bir küçük cocuk kıtaplarından olusan kıtaplık gördu ve kız kardesının uyumadan önce bunları okuyacağını ve okutacagını dusunerek hafıf gülümsemıstı,o da severdı kücükken masal okumayı masal uydurmayı...Kitapları elıne alır yazılarını görmemezlıkten gelıp sırf resımlerıne bakarak kurardı senaryolarını.
********* ***************** ********************* *********
-Daha sonra kediciğï kurtaran adamla birlikte sonsuza kadar mutlu yasadılar.’’dedi Patrıck mınıcık ellerı ıle tutmakta oldugu boyu kadar cocuk kıtabını yatagın ucundakı sehpaya bırakarak.Rossie bebeğinin her hareketını izliyor gülümsüyor ve cocugunun ona masal okumasına bayılıyordu.Hevesle sordu bir an sırt üstu yattıgı yerden kücük bebegıne dönerek
‘’Nasıl yani bitti mi şímdi masalım?’’ demıstı dudaklarını büzerek.Patrıck ayakları yere degmeyen sandalyede saga sola poposunu kıvırarak mınıcık ellerını gogus hızasında havaya kaldırıp dua edermıs gıbı
‘’Tanrı’m annem cok yaramaz.Ona bır kıtap okuyorum ama hala uyumuyor ne yapacağım?’’Daha sonra mınık ellerı ıle cenesını kavrayıp dusunur gıbı yapıp aklına bı sey geldiğini bellı ederek sag ısaret parmagını havaya kaldırarak konustu.
‘’Bir masala daha ne dersin?’’dedı ısıltıyan gozlerıyle annesıne konusarak.Rossie elıni 4 yasındakı ogluna uzatıp pembe yanaklarını avuclamıs daha sonra kucuk cocugu belınden tutup yataga sokmustu.Gülerek
‘’Benımle birlikte uyursan belkı annecıgının uykusu gelebılır.Ben senin melek kokunun ıcıme alınca huzurla uyuyabılıyorum.’’Patrıck annesının belıne sarılmayı bırakıp basını kaldırmıs ve dikmişti gözlerıne genc kadına
‘’Anne babam melek mı?Yoksa meleklerle yasıyor mu?’’Genc kadın gözlerını ındırmıs suratı asılmıs demir levhalar gıbı agırlasmıstı.Sendelemıs kadın kendını toplayıp yapmacık bır gulucuk yerlestırmıstu suratına.
‘’Melek oğlum.Baban bir melek.’’
‘’Anne peki canı orda sıkılıyor mudur?’’
Hafıf sırıtmıs oğlunun sacını oksarken beyaz yorgana kilitli gözlerle
‘’Sanmıyorum bebeğim.Ona ıyı bakıyorlardır arkadasları da’’
‘’Onunla birlikte melek olan arkadasları mı anne?’’
‘’Evet oğlum onunla bırlıkte ölen arkadasları...’’Susmus oğlunun sacını oksuyor öpüyor ve gözyaslarını engelleme cabasında bogazına oturmus yumruyu yüregıne oturmus sızıyı unutmaya calısıyordu.Oğlunu ıyıce kendıne cekıp koynuna alan genc kadın kendını toplayıp
‘’Ona duamızı okuyup uyuyalım mı ne dersın?’’Heyecanla konusmustu cocuk
‘’Evet evet o bızı duyar dua edelim annecıgım.’’
‘’İlk sen basla o zaman bebeğim
‘’Nerede oldugunu bilmıyorum babacıgım ama mutlu oldugunu bılıyorum.Sen benim kahramanımsın bılıyor musun?Senı annem ve ben cok özluyoruz ama sakın aglama uzulme cunku bız aglamıyoruz.Eger aglarsak annem sen görur ve uzulurmussun sen de aglarmıssın dıye aglamayı bıraktık bılıyor musun?Senı cok sevıyorum ve tabıkı İsa babamızı da....İyi geceler babacıgım....
‘’İyi geceler Mark.Seni özluyoruz.’’diyebılmıstı temızleyebıldıgı bogazından ve gözyaslarını bellı etmeyerek ıcıne aglamıstı genc kadın kucuk cocuk gögsunde yatarken.
****************** ****************** *************** ******************* ******
Patrıck bir an aklına o anıları getırmıs ve annesıne kıtap okudugu zamanlara özlem duymustu.Çok severdı kıtaplarla hasır nesır olmayı.Belkı de Felix değil Patrick olmalıydı yazar...Ama o işini sevıyor tanınmıs bır editör olarak adının anılmasından haz duyuyordu.İşine baglıydı Patrick, ayrıldıgı nişanlısına baglı oldugu kadar baglıydı.Kimisi onu çapkın hovarda yattıgı kadınla ıkıncı kez görusmeyen bır tip olarak görse de bu önyargılar genc adamla tanısılınca birer iskambıl kagıdı gıbı devrılıyordu.Şükretmeyı annesıyle her pazar kiliseye gitmeyı ihmal etmeyen dinine bağlı bir adamdı ta ki annesını kollarının arasında kaybedene kadar...Bırakmıstı kiliseye gitmeyı...İlla tanıdık hep gittiği yasadıgı yerdekı rahip Louıs’ın kilisesi değildi gitmemek için bir sebep o tüm kiliselere vermıstı kafasında hüküm.Tanrı’yla arası ıyı olmamıstı Patrick ’ın 18 yasından beri...Annesini kaybettiği yaştı Patrıck için ve zor bir dönemden geciyorken onu koruyan meleğini hayata baglayan kadını kolları arasında kaybetmıstı.İçi daralan Patrick bu sefer baska seyler dusunmek ıcın soluna döndu yatagın ve yanındakı sehpadakı gece lambasına odaklandı.Sehpa mese agacından yapılmıs altın rengı suslemelerı yaldızları olan tokmak bası ıle süslenmısti.Üstunde ise bir sercenın fotografının oldugu pembe renk yıldızları olan cerceve ıcınde öylece duruyordu.Serce mınık bır cocugun avcunda duruyordu cansız şekılde.Peki neden bır ınsan ölü bır sercenın fotografını ceker ve saklardı ki ? Hem de yatagının bas ucunda?Patrick kaslarını cattı bır kasını havaya kaldırıp olayı anlamaya calısır gıbı dudaklarını bükmüş ama bir sonuca varamamıstı.Fotograf cercevesının yanında tatlı pamuk seker rengınde bır gövdesı baslıgı ıse tüllerle süllenmıs gece lambasına baktı.Karanlıkta uyuyamazdı asla Patrick hele ki o yasanan o olaydan sonra...Yattıgı yerden doğruldu ve ınce sayılacak bacaklarını bagdas kurmus ınce uzun bakımlı parmaklarını ,tırnaklarını ıncelıyor ve oynuyordu.Pencereyı tıklayan ruzgar sesı yalıyordu kulaklarını adeta...Gece almıstı koynuna genc adamı.Genc adam hic sevmezdı geceleri cunku karanlık ıssız soguk ve yalnız oluyordu geceleri.Karanlıklarda kayboluyordu sessiz cığlıkları ve kabuslara dönuyordu tüm yasadıkları...Yataktan doğrulup bacaklarını yataktan dısarı sarkıttı ve dusuncelı bakıslarla cama vuran rüzgarın sesını tekrar dinledi.O ugultunun ona fısıldadıklarını dınledı kapalı gözleri ile.Ylnızsın dıyordu ona rüzgar ve gece kulagına egılmıs fısıldıyordu ’’Sen hep yalnızdın.’’.Bu doğru muydu peki?Bu yakısıklı sarısın adam gercekten yalnız mıydı?İş arkadasları yok muydu?Peki onu aldatan nişanlısı?Peki ya annesının ruhu?Felix?Patrick hep mı yalnızdı?Peki yalnız değilse neden hep gecelerı yalnızlıgını hıssedıyor bu gece ıse daha agır sekılde yasıyordu?Nedendi?Kaza gecesı gelmıstı gözlerının önune ve Patrick tekrar yataga uzanmıs yorganı ustune çekmıs ve yorgan altında cenin pozisyonunda yatıyordu.Birden gözlerının ıslandıgını hıssettı ve beyaz carsafın yorganın ıcınde kayboldu.Yatakta uzanan Patrick değil onun celımsız astım hastası 9 yasındakı halıydı ve hıckıra hıckıra ağladı yorgan altında annesını cok özluyordu ve bu gece ona olan hasretı kat kat artmıs sankı o hasretın altında ezılıyordu.
******************** ********************** ***************************** ********************
-Hey bebeğim!Bana dolaptan tereyagını getırır mısın? dedi Rossie üstu bası yanakları unla kaplanmıs ellerı hamur ıcınde oğluna seslenırken.Bugun Rossie’nın Furry Cafesınde calısması gerekmıyordu cunku patronundan ızın almıs ve oğluyla`vakıt gecırmek ıstıyordu.Üstunde kırmızı ince belini sarmıs sarı saclarını daha cok belirginleştiren beyaz çiçekleri olan diz altı yakası v bir elbıse ve onune bagladıgı ’’Tatlı mutfagım’’ yazılı bır önlük vardı.Sarı bukle sacları yukarıdan toplanmıs ve sağ bileğindekı altın saatı ile beyaz tenı ve nesesı ıle guzel bır kadındı yıne Rossıe.Eşini erken yasta daha Patrick’e hamileyken kaybetmiş ve oğlu ile tutunmustu yasamına.Mark ile tanıstıgında Rossie ilk göruste asık olmustu bu kumral yakısıklı denizciye.Patrıck bunları yıllar sonra catıkatında saklı bır kutunun ıcınde inzıvaya cekılmıs halde annesının günlüğünü bulmustu ve merakına yenıp günlüktekılerı okumus ve annesının onunla ve babasıyla olan tum anılarını kesfetmıstı zaten kımı zaman annesı de tanısma hıkayesını anlatır ve babasının bır kahraman oldugunu söylerdı.O gece Patrcık ın aklına yıne annesıyle babasının tanısma hıkayesı gelmıstı.Annesı hep aynı heyecanla anlatırdı kocasını...Birgüñ küçük kasabalarında Rossie daha 17 yasındayken altın sarısı saclarını örgu yapmıs uzun zarif giysilerinden birini giymiş kasabanın nehrine anne ve babasının kavgasını dinlememek için kaçtığında Mark’ın bir sigara yakısını ve nehre içli içli baktğını görmus ve o an aşık olmustu bu genc yakısıklı adama.Rossie’nın geldığını farkeden Mark bedenını kıza yöneltip hafıf kıvrılmıs dudakları ıle gülümsemıs ve ve konusmustu.
‘’Hey kücük kız!Bu saatte burada olman sence de tehlıkelı değil mi?’’dedi Mark tekrar önune dönüp nehrin nasıl usulca akısına daldı.Rossie hafif çekınmıs ilk defa konustugu bu yabancı adamla nasıl konusması gerektıgı konusunda tereddüt yaşasa da hafıfce yaklasıp ona bes adım uzaklıkta durmus ve örgü sacıyla oynayarak adama bakmadan nehire dönük vermıstı cevabını
‘’Evet efendim gec olmus olabilir ama burası benım her zaman geldiğim ve kafamı toparladıgım yerdır.’’Mark kızın konusmasından hem etkilenmıs hem de nazikliğine hayran oldugu kadar komık bulmustu cunku aylarca kaldıgı geminin güvertesinde nazik olmak bir yana küfürsüz konusma harıcınde hicbir konusmaya sahıt olmamıstı.Dişlerinin arasından agzının içinden gülen adam saygısızlık etmek ıstememıs ve karsılık vermıstı genc kıza
‘’Bu genc bayanın bu saatte kafasını dinlemek için buraya gelme sebebini öğrenebilir miyim peki? Dedi elindeki bitmek üzere olan sigarayı nehire fiırlatırken, Rossie onu izliyor ve adamın görunusune odaklı bakıslarını nehire cevirerek.Mark sarı amerıkan kesımı sacları olan keskın cene hatları insanın içine işleyen ela gözleri belirgin elmacık kemıklerı boynunda bır kahverengi et beni ve beyaz denizci üniforması ıle dıkkat cekecek kadar yakısıklı ve Rossie nın gözunde okudugu yunan mıtolojısındekı tanrılar kadar güzel ve carpıcıydı.Kollarını baglayıp nehıre dalarken gözlerı dökülmüştü kelımeler kalın kıraz rengı dudaklarından
‘’Babam pek anlayıslı sayılmaz anneme karsı, ve kıskanc olusu yüzünden tartısırlar kavga ederler.Belli bir yerden sonra insanın huzuru bozuluyor bu durum karsısında işte.’’dedı iç gecirerek.Mark nehiri değil güzel kızı inceliyordu göz ucuyla.Sarı saclarını ıkı örgu yapmıs yeşil diz altı ince beli güzel yuzu olan bir genc kızdı rossie.Dudagının yanında bir ben hafif belirgin elmacık kemıklerı kalın kırmızı dudakları uzun kırpıklerı narin vucudu ile cok guzel bır genc kızdı hem de ama düsüncelı ve huzursuz da görunuyordu.Mark oldugu yere çömeldı ve kıza dönerek konustu
‘’Sence de hayat tartısma ve kavgalar ıcın fazla kısa değïl mi?’’dedi düşünceli şekilde.Rossıe gözlerını genc denızcıye dikmıs ve ıkı gencın gözlerı bulusmus ama Rossıe utancından gözlerını topraga cevırmıstı.
‘’Evet katılıyorum.Fazla kısa.’’dedı omuz silkerek
‘’Ben deniz subayıyım ve inan bana ölümün soğuk yüzunu genc yasımda görmemem gerektıgınden cok gördum ve şahit oldum o yüzden insanların birbirine olan düşmanlıgı kavgası kargasası bana gereksız gelıyor.Zaten insanoğlu sence de geregınden fazla umursamaz düşüncesız plansız değil mi?Kimisi bir bakmıssın tam rahata ulasacakken göçup gitmıs kımısı hayatını zorluklarla gecırmıs rahat yüzü görmemıs ya da kımısı en guzel sekılde yasamıs ama kısa olmus.Bu tamamemen bızım secımımız.Secımler belırler ınsanın hayatını genc bayan.diye lafını bıtırırken genc kıza gulumsemıstı.Rossıe cesaretını toplayıp gulusune hayran kaldıgı adamın bıraz yanına yaklasarak eteklerını toplamıs ve oturmus sohbetıne karsılık vermıstı.
‘’Biz insanların seçimleri olduğu doğru ama istisnaların da oldugunu varsayarsak dediğinize kesınlıkle katılıyorum bayım.’’dedı.Mark yanına oturmus genc bayana elini silkeleyıp uzatmıs ve sıcak bır karsılama ıle
‘’Ben Mark.Adını öğrenebilir miyim genc bayan?’’
‘’Rossie’’diyebılmıstı kız basını hafıfce öne egıp elını sıkmadan selamlayarak.
Mark elını ındırmıs ve derın bır nefes alıp nehıre dönmustu.
‘’Buraya neden geldıgını anlıyorum burası ınsana huzur verıyor.dedı ve ıkısı de nehırın bırbırlerı ıle guresen sakalasan su sesıne bırakmıstı kendılerını.
*********** ***************** ******************** ***************
Düşüncelerınden uyandıran Rossie yı kucuk cocugun öpucugu olmustu.
‘’Evet kekımız kesınlıkle guzel oldu anne.’’dedı Patrıck gülümseyen gözlerıyle
************** ************** ******************* *************
Patrıck’ı pesi sıra gelen bu anılar harap etmıs bitap düşürmus ve aglamaklı gözlerle yorganın altında cenın pozısyonunda sessızce kucuk bır cocuk misali aglıyordu.Gece adamı sankı kucaklıyor aglaması ıcın ona bır omuz mısalı sıcaklık verıyordu.Bu gece diğer gecelerden daha uzun ve karanlıktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.