- 468 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİM İSTEMEZ İKİNCİ BİR ŞANSI OLSUN..
Biliyorum çok uzun zaman oldu yanlışı kendi bahanesi ile görüp, öfkenin ne kadar kolay bulaştığını anlatılmadığı Ve de bedenin kendinden koparıp attığı bir parçayı tekrar kendisini bulacağını da.
Çözümsüzlüğü üreten her insanın unutmaması gereken şeylerin neler olduğuna gelince evet doğrunun beyinle çıta yükselciği bir kurgusunun hazırda olması.
Aslına bakılırsa, kişisel haklar mevcut oluşu ile herkesin bir yaşam kuralının içinde olduğunu açıkça ortaya seriyor olması gücün yeterliğini ile çok sınandığını da.
Bu gerekliliği bir de benim kişiler üzerinden bulunan düşünce hissemin var olması adına soruyorum.
Sadece sessizliğe yoğunlaşan insanların başkalarında ise neyin alıp, değiştirdiğini merak etmek o değişliğini bir parçası olabileceğini düşünmesi gerek.
Gerçekle kendi arasına köprü kuracak akla sahip olduğu kadar küçümsediği beynin kendisine ait olmadığı kadar da rahatlık veren nedenlerini düşüncesine sabitleyip sorgulamanın içinde bulunma yetkisini de alırlar.
Yok, benim kimse ile bir işim olmaz onların sorumlulukları bana vereceği yükümlüğü taşıyamam diyenlerin başvurduğu şu atasözü gibi "bana dokunmayan yıllan bin yaşasın" daha birçok açıdan neden sayabilirim
Bazı insanlar ise hep zirvede olabilme hırsı ile kendisinin de ve için de çıkamayacağı sorunluluklar alır beklentimin benimle aynı şeyleri tarif ediğinde bir kadın olarak anne olarak bu konuya parmak basmak istiyorum.
Annelik vasfı ne kadar önemli bir vasıf değil mi? Bir çocuğun dünya ya gelmesi ile yarım bıraktığın çocukluğunun üzerinde tekrar yapıyor olman onunla her paylaşımında. Şu an ki büyümemin size getirdiği bütün iyi ve kötü seçenekleri o çocuğa anlatma yetkisi tamamı siz de.
Bir karnını doyurmak altını değiştirmek anneliğine yeterli bir neden değil.
Zaten bunu başka bir izahı da yok. Seni yeni baştan tanıma fırsatı veriyor. Bir evlada sahip olman
Bazı anneleri düşünüyorum. Bu vesile ile acaba korkusuz özgürce kavuşacakları bir yaşama sahip olsalar ne yaparlar… Mesela güzelliğini kullanıp, zimmetine sevgi geçiren bir kadını ele alalım.
Olmaz mı öyle bir şey? Şaşkınlığına bakılırsa
Yahu! Ben bu gece uyurken ne bileyim bir yerler de iç savaş falan mı çıktı? Sanki seferberlik ilan edilmiş herkes birbirini ve güzelliği hatırlatan şeylerin utanganlığa sığınıyor.
Kendinizde hariç bütün canlıları bir düşün ne olur; ne kayıp edersiniz. Karşınıza ilk çıkan sonuç aynen şu olur.
Doğanın yaradılışın üretkenliği sınırsızdır. Yeter ki! Senin buna enerjin yetsin sıfır bir noktada duran küle dönüşmüş bir ağacı ele alalım.
Okey! Şeklen değişti o ağaç ve ağaç olmaktan çıktı. eee! Sonra ne olacak o külden vaaz mı geçeceğiz?
Bu canlı cansız birbirine dönüşümlü olarak azalıp sonra çoğaldığını kabullenirsek; Az önce külle bütünleşen ağacı kurtarmış oluruz.
Velhasıl; Bilim ve eğitimde içimizde ki kahramanın elinden tutup bizim topluma kazandırmamız lazım. Neyime lazım kardeşim. O yaptı da başarılı olmayışı sıralansa da
Engel kavramını başka kişilere bağlayıp, bir kenara çekilmenin de karşısındayım. O başaramadı onun eksik bildiği bir şeyi belki ben tamamlarım.
Özel hayatta öyle kırk sene süren bir evliliklerin de yüzü gülemeyen insanlara çokça sık rastlıyoruz Ve kendilerine ikinci şansı verip, yollarına öyle devam etmelerini de.
Hep derim insanın ikinci şansı en yakınında olsun elini uzattığında hemen tutabilsin
Bu özel yaşam iş hayatı eğitim ve sanatta ne kadar önemli kendimden biliyorum sanatta çok şansın var olduğunu bunun içinde maddiyat halkasının zayıf olduğu çoğu insanın maneviyatta yönelip, ikinci şansı der…..........
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.