- 589 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜL HASADI BAŞLADI
ŞABAN AKTAŞ·17 MAYIS 2019 CUMA
Aralık ayında Göller ve Güller Bölgesinin( Isparta - Burdur merkezli ) turistik potansiyel değerleri üstüne bir makale yazmıştım, o yazımda üstünde durduğum konunun önemi seyahat acentalarınca yeterince dikkati çekmiş ve Isparta ve Burdur valiliklerince de önemsenerek bölgede başta gül ve lâvanta yetiştiren köy yollarının asfaltlanmış olması, konu üstüne hassasiyetle eğilindiğini görmek oldukça olumlu bir gelişmedir.
Profesyonel turist rehberi olarak 4- 5 Mayıs tarihlerinde yöreye bu yılki ilk turumu güney illerinden bir seyahat acentası ile gerçekleştirdim. Ayrıca başkaca bölgelerden Haziran ayı içerisinde bölgeye yoğun yerli turist akını olacağı bir gerçektir .
Isparta kent merkezinde tur otobüsümüz için bir gün önceden giderek kent merkezini gezerken otobüsün nerede park edebileceğini araştırdım. Isparta merkezinde Süleyman Demirel ve Müftüzade Gülcü İsmail Efendi heykelleri ve Mimar Sinan Camii var. Buradan otobüs ile yedi sekiz dakika mesafedeki Prof. Dr. Turan Yazgan Etnoğrafya ( Halı ve Kilim müzesi ) Müzesini de gezdim. Bu müzeden Isparta ve Davraz dağı ( 2435 m.) tümüyle panoramik gözlenebildiği gibi, müzenin on katı var ve en önce en son kata asansör ile onar kişilik gruplar halinde çıkılıyor, aşağı katlara kadar her katta geleneksel Isparta halı ve kilimleri, eşsiz değerli eşyaları görmek olası.. Çoğu hibe yolu ile 3.500 adet paha biçilmez halı bu müzede 3.200 metre karelik bir teşhir alanında diğer etnoğrafik malzemeler ile birlikte sergileniyor.
Tur organizatörü, rehber ve sürücü olarak karşılaşılaşabilecek sıkıntılar arasında araçlar için uygun bir park yeri bulabilmek her zaman başlı başına bir sorun. Bu sorunu Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, kendi binalarının önünde park etme izni vererek çözmekte ise de uzun vadede artacak olan otobüs sayısı nedeniyle park yeri bulmak büyük sorun haline gelecektir. Her ne kadar hükümet binasının önünde geniş bir alan var ise de görüştüğüm valilik özel kalem müdürü yetkilisi , ‘’ Önünü bir açarsak, arkası gelir, önünü alamayız !’’ dedi. Yani Hükümet Binası önünde park etme izni yok.
Acentacıların programlarını yaparken karşılaşacakları ikinci bir sorun ise, konaklama sektöründe kendini gösteriyor. Isparta benim askerlik görevimi 1985 yılı Mart celbinde dört aylık yedeksubay er olarak yaptığım yer. Burada 40. Piyade Alayının bulunması nedeni ile askerliğini Isparta’da yapanların ziyaretçilerinin gelmesi ve hafta sonlarında er ve erbaşların hafta sonu izinleri nedeni ile otellerde konaklayacak yer bulmakta büyük sıkıntılar yaşanıyor. Buna bir de yöreye giderek artan yerli ve yabancı turist potansiyelini de ekleyecek olursak otellerde acentalar için konaklayacak yer bulmak neredeyse imkansızlaşıyor. Hafta içi konaklama sorunu yok desek olur, sorun daha çok Cumartesi akşamlarında, fakat yerli turistler sadece hafta sonu geziye çıkabiliyorlar.
Isparta ve Burdur illerimiz turizm açısından Antalya gibi bir pilot bölge değil, fakat hem doğal güzellikleri hem de tarihi açısından sahip olduğu değerleriyle giderek artacak olan bir potansiyele sahip bir bölge.
Gül ve lâvanta baharına girerken otelcilik alanında böyle bir ’ arz ve talep’ sorunu ile karşı karşıya olduğumuzun bilincinde olarak oda sayısı çokça olan yeni konaklama yatırımlarına gereksinim kaçınılmaz. Bazı iki ya da üç yıldız oteller kendi bünyelerinde akşam yemeği sunamıyorlar, bu nedenle o otellerde oda kahvaltı bazında kalmak gerekiyor. Dört ve beş yıldız standardına geçildiği anda tur maliyet kalkülasyonları acentaların bütçelerini zorluyor, çünkü yerli turist genelde hem ucuz olsun hem kalite olsun istiyor, bu ikisi arasında bir denge kurmak ve müşteri memnuniyeti sağlamak hayli zor. O nedenle buraya gelen turist bunların bilincinde olarak gelmelidir. Ancak tur konaklama yerleri sadece Isparta kent merkezi değil, Eğirdir ve Burdur olarak da dikkate çekilebilir. Hatta Pamukkale kombinasyonlu Denizli ve Pamukkale otelleri de bu bağlamda değerlendirlilebilir. Bu meyanda bazı Isparta’daki Öğretmenevi ve Eğirdirdeki iki adet Turizm Uygulama oteli gibi tesislerin de konaklama ve restoran faaliyetleri için hazır kaynak olarak değerlendirilebileceği gözününe alınmalıdır.
Her ne olursa olsun bir gece konaklama sonunda gezilen yerlerde o nefis kokulu Isparta güllerini dalında koklamak ve Göller Bölgesini Güller Bölgesi olarak belleğimize yazmak doyumsuz bir keyif ve mutluluk. Gülün kokusunu unutanlar, Isparta’da Güneykentte, Karakent’te İlyas köyünde gül bahçelerini; lâvanta mevsiminde veteriner hekim Öztürk Sarıca ‘nın Akçaköy lâvanta Deresini ve Lisinia da Yaban Hayatını Rehabilite Projesinini, gül bahçelerini bunun yanı sıra lâvanta yağı, kremi ile aromatik bitkilerden sağlığa yararlı yağ krem, sabun, lavanta, kekik yağı ardıç yağı, kantaron yağı, papatya yağı, Hindistan cevizi yağı v.b. pek çok aromatik bitkiden elde edilen üretim merkezi Lisinia’yı , Kuyucak Lavanta bahçelerini mutlaka gezmeliler. Her gidişimde ziyaret ettiğim ve tüm ziyaret edenlerin dikkatini çekerek takdire şayan bir poroje olan Lisinya göller bölgesinin en doğru atılmış adımlarından birisidir. Bu yıl Tayvan’da bir tanıtım fuarında yer alarak bölgeyi ve ülkemiz tanıtan sayın Öztürk Sarıca ülkemiz adına son derece büyük bir iş başarmış çalışkan ve dürüst bir kardeşimizdir.
Güller ve Göller Bölgesi Isparta ve Burdur’a yaplacak ziyaretlerde Isparta Organize sanayi bölgesindek Roseland Gülyağı Fabrikası ile Isparta Güneykent’teki Gülbirlik Gülyağı fabrikaları da seyahat acentalarının programına mutlaka eklenebilecek kültürel ve ekonomik değeri yüksek potansiyel bir zenginliktir. Her türlü gül ürününü doğrudan bu fabrikaların satış merkezinden en uygun fiyatla almak olasıdır. ayrıca yörede meraklısınıa gül ve lavanta fidesi de temin etmek mümkündür.
Bu yıl her nedense gül hasadı Mayıs başında ancak başladı, her yıl Nisan ayında açan güller bu yıl havaların soğuk gitmesi nedeni ile geçen hafta açtı. Burdur Gölünün kuzeyinden geçen hat üstünde rakım Güneykent’e göre düşük olduğu için, Güneykent’te güller açmamışken Senir, Ardıçlı, İlyas ve Karakent köylerinde güller açmıştı. Yaklaşık üç-dört ton gül yaprağından bir kilo gül yağı elde edilmekte ve kilosu yaklaşık 90.000. TL den satılmakta bu güzel kokulu gülyağı her türlü kozmetik ürününün bünyesinde hemen hemen karıştırılan son derece değerli bir parfümdür.
Kuyucak köyü ile Karakent Lisinia Lavanta ve Akçaköy Lavanta Deresi daha çok lavanta bahçeleri ile anılan yerler arasında. Ben yöreyi geçen yıllardan tanıdığım için müşterilerime açmış gülleri koklatmayı başardım. Çok farklı gezi rotaları var, Salda Gölü’nün beyaz adalarını da içine alan iki günlük bir programda nerede yemek yenileceğini, nerede uygun konaklama yapmak gerektiğini bir bilene danışmakta yarar var ve ben bu sorulara bir enformasyon merkezi gibi yanıt vermeye hazırım.
Antik Pisidya ve Frigya ile birlikte sayısız antik kent ve eserleriyle( Kremna, Sagalassos, Kybira, Adada, Antiocheia) çok muhteşem görülmeye değer kültürel yerleri sinesinde barındıran Göller Bölgesi aynı zamanda Hacılar Höyüğü Neolitik dönem buluntuları ve bunların sergilendiği Burdur Müzesi doyurucu bir tarih ve doğa gezi atmosferini ikisi bir arada bizlere sunmaktadır.
Ağalasun Yeşibaşköy’de Onur alabalık çiftliği, Salda Gölünde Sultanpınarı ve Sahil Mola tessisleri leziz yemekler yiyebileceğiniz yerler arasında.
Yazıma burada 1998 ve 2018 yıllarında yazdığım iki şiirimle son verirken tüm doğa ve tarih tutkunu insanlarımıza güzel mutlu seyahatler diliyorum.
Üreten insanlarıma saygılarımla...
Şaban AKTAŞ
Halen aktif eylemli Profesyonel Turist rehberi
Eski Maki Tur Turizm ve Seyahat Acentası
Kurucu ve Genel Müdürü
E-Mail: [email protected]
Tel: 0542 614 4425
18.05.2019 - 00.10
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
Lisinia Gül Bahçeleri - 12.05.2019
SALDA’DA BİR YAZ GÜNÜ
Salda’da bir yaz günüydü
en derin ve en mavi gölümüzün
güneşli mavisine düştü yüzün
sevda rüzgârıyla efil efil
ibrişim saçlarında savruldu gönlüm...
Usul usul öpüşürken sularla kumsal
seni düşündüm;
anılar öykü değil sanki masal
sular nazlı bir gelin
öyle güzel, öyle elim, öyle selin
seni çok, çok özledim,
gel gelelim, baştan beri bu aşk
imkânsızdı güzelim
sen beni değil, ben seni engelledim!
Ay bakışlım, su akışlım, güneş yakışlım
oysa hasretin dayanılmazmış
söyle şimdi kalbim
kimden özür dilesin;
sevecekmiş
zamanla daha çok sevecekmiş seni
çıldıracakmış senin için; nereden bilesin?
Bir yaz günüydü
en derin ve en temiz gölümüzün
güneşli mavisine düştü yüzün
düştün gülüm
.
.
.
düştü gülüm
.
.
.
düştü yüzün!
Şaban AKTAŞ
26.08. 1999
SALDA GÖLÜ-BURDUR
Yayınlanmıştır/ANSAN SANAT-OCAK / 2001
LİSİNYA; Öztürk Sarıca
Çayın demi kömür ocağında
İncirin balı Ağustos sıcağında
Sevginin tadı yâr kucağında;
Her şeyin aroması
Reçinesi, nektarı sıcakta çıkıyor,
Eriyip akıyor gülün
Kekiğin, lâvantanın yağı
Ardıç, katran, Hindistancevizi
Papatyası, Sarı kantaronu
Derdimizin şifa kaynağı
Süzülüyor imbikten
Cildimizin kremi, merh/emi
Yüzde yüz doğal yerli üretim
Kokunun en hası
Lavanta kolonyası
Al işte bunu;
Güzellik için kür
Saçlarına sabunu
Doğal bitki yağlarını tenine
Ağrıyan yerine sür!
O da kim; bir veteriner hekim
Hey gidi Öztürk Sarıca;
Yıllardır tanırız O’nu
Derde derman arıyor
Çalışıyor arıca
Dağlara adını çiçek çiçek
Alınının teriyle yazan isim ya
Kurdun kuşun yarasını sarıyor;
Gözünü sevdiğim Lisinya
Güneşten suya düşen ışık
Bağ dibinde izi var ;
Az mı çalıştı bugüne kadar
O bize, biz de O’na alıştık...
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
Lâvanta Deresi / Akçaköy
BURDUR - TR
Şaban Aktaş (Şaban Aktaş (Homerotik))
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.