- 618 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZAMANIMIZ DA TANRI KİMLERİN YANIN DA?
ZAMANIMIZDA TANRI KİMLERİN YANINDA.
1500 yıla yakın bir geçmişi olan İslam dünyası son birkaç yüzyıldır ölümsüzlük dünyasına geçecek hemen hemen hiçbir şey üretmedi. Yıllar ve yıllar dua adı altında gırtlak şovu yaptık. Bağırıp çağırmalar gerçekten dua olsaydı İslam dünyası bu halde olur muydu?
Bu gün İslam’ı üç yılda gecekondu semtinde otuz cami inşa eden ama bir tek okuma salonu inşa etmeyen veya edemeyen yığınlar temsil ediyor. Bedava bulanlar kıymetini bilmeseler de Cumhuriyet bu yüz yılda İslam dünyasına verilmiş nimetlerin en büyüğüdür.
Hiç kimse insanların inançlarına ve inandığı dine karşı değildir. Ama dinin yozlaştırılıp aşırılığa kaçan yersiz ve sebepsiz tamamen dine aykırı gidişata ve uygulamalara itirazı vardır. İnsanları din malzeme edilerek sözde ibadet hane denilen çalışmayı ve üretmeyi dışlayan miskinlik ve uyuşukluk yuvasına dönüştürülmesine karşıdır. Dinin çıkar ve maddiyat malzemesi olarak kullanılmasına karşıdır. Din tacirliğine soyunan ve din ticareti yapan zihniyet bozuntuluğuna ve sapkınlığına karşıdır. Din pazarlayarak bu köşe dönenler siyasette oy toplama uğruna her renge boyananlara karşıdır. İşte bu çirkinliklere bağnazlılara karşı uzak duran aklını çalıştırmayanların yanında tanrıyı göremezsiniz.
Zalimlerin çok olduğu insanların ezilip zulmedildiği yere tanrı tabi ki uğramaz. Niye uğrasın ki. Onun emirleri uyulması gerekenleri tam ve layıkıyla hayata sokulmamış veya saptırımlı ahlak düzeyi insanlık vasfının dışına taşmışsa orada tanrınızı görmeniz herhalde biraz zorlaşacaktır.
Bu gün semavi dinlerin hepsi yozlaştırılmış rayından çıkarılmış tehlikeli bir şekilde menzili belli olmayan yöne gitmektedir. Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar İnandıkları İslam dinini yolundan saptırıp yozlaştırmışlar inanan insanları ise bağnazlaştırmışlardır. İbadet uygulamalarını bile makineleştirmişlerdir. Camilerimizde uygulanan ibadete kısaca değinmek bu durumu gözler önüne serecektir. Birer sanat galerisine dönüştürülen camilerimiz de namaz ve ibadet manzaraları.
Camiye veya mescide namaz için gelenler iki gurup gibi gözüküyor. Biz burada bir guruptan söz edeceğiz. Her camiye gelen cami müdavimi gerçek bir mümin edasıyla namazını eda etmiyor. Bu farklılıklar ve yanlışlıklar namaz esnasında açıkça görülüyor. Cehalet ve bilgisizlik gafleti olsa gerek namaz edasına pekte uygun kılınmıyor.
İmam efendi de dâhil bir acelecilik, rehavet ve uyuşukluk var cemaatte. Gece nöbetinden çıkmış vardiya işçisi gibi esnemeler kıyam, rüku ve secdelerinin namaz adabına uygunsuzluğu bunu belli ediyor. Sanki cemaat acil yatıp kalkıp hemen gidecek gibi İmamlar başka işlerinin başına dönecekmiş gibi bir telaş içinde namaz ikame ediliyor. Kısa ve öz cemaati usandırmayan söylenenlerin yalın ve anlaşılır olması hiçbir kuruma kuruluşa siyasi oluşuma payanda olmadan yapılması gerekirken bunlara uyulmuyor. Vaaz eden vaizin gereksiz uzatmaları cemaatte uyuklamalara esnemeler sebep oluyor. Adet yerini bulsun havasında bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu görüntüler de mistik havayı bozuyor.
Böyle bir yerde düşünür Robert’in istediği tanrı Allah aşkına ne gezer. Robert Ingerjell Bey haklı olarak hiçbir tanrı bu güne kadar ezilenlerin yanına koşmadı diyor. Şimdi biz sorularımızı sıralayalım. Aklımızın erdiğince böyle bir durumda o yere tanrı nasıl koşsun. Hatayı tanrıyı kendimizden nasıl uzaklaştırdığımızı da bilelim.
Robert’in deyişiyle tanrı aklını kullananların doğru yaşamlarından sapmayanların yanında olur. Kamu malını gasp edenlerin, yetimin ve garibanın, fakirin ve ihtiyacı olanların haklarına hukuklarına tecavüz edenlerin yanında tanrı ne gezer.
Din kisvesi bahanesi ile kadınların özgürlüklerini kısanların, insanlık onuruna yakışmayan baskıcı ve zulmedenlerin, hırsızın, hainin, ırz ve namus şerefsizliğini meslek edinenlerin yanında tanrıyı görmek olası mı?
Bu âlemde var olan tüm varlıklara işkenceyi olağanmış gibi gören, taşıyamayacağı güç ve takati üstünde yük saran, sopa ve türlü işkence yöntemleri ile hatta hayvani hislerini tatmin için cinsel tecavüze kadar varan davranışları hüner ve marifet sayan ahlaksızların yanlarında tanrının bir işi olabilir mi?
Kadına kıza, büyük küçük demeden sarkıntılık eden, tecavüze yeltenen, basit bir meta gibi küçük yaşlarda ve fikri alınmadan alınıp satılan, saçından sakalından dahi utanmaz tiplerin ağızlarının sularını salyalarını akıtarak zina gibi tanrının koyduğu yasakları umursamayan soysuzların olduğu yerde tanrının işi ne olabilir?
Devletin yasalarına uymayan, devlete ödenmesi gereken kamu hizmetinin yürümesi için elzem olan sadakasını yani vergisini kaçıran tam ödemeyen çalan gizleyen ihanet şebekesinin yanında ne gezer tanrı.
Ülkeyi soyanların, yönetimlerin de rüşvet alanların, halka hizmeti çıkar ve rant kapısı gibi görenlerin dini amacına malzeme yapanların bütün bunları görüp susanların seslerini çıkarmayanların yanına tanrı neden uğrasın.
Zulme uğrayan ve zulmedenlerden bir taraf gerçek yaşam yolunda insanlık erdem ve haysiyetini seçer tanrıdan yardım diler O’nun koruması altına girerse mutlaka Allah imdadını duyacak ve kulunun çağrısına koşacaktır. Asla bunu akıldan çıkarmamalı insan. Allah’ını bilmeyeni tanrı neden bilsin ki.
Durmuş Karabağlıda
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.