SINIRLI GÜÇLER 1( tamamen hayal ürünüdür)
Yorulduğunuzu hissettiniz mi ? yalnızlığı kemiklerinizin iliğinie kadar benimsediniz mi? Mercan benimsemişti… alışmıştı. Yorgundu ve yalnız. Aşk , dostuk veya muhabbet etmek bunlar onun için gereksiz şeylerdi. Onlar devletlerin adamlarıydı ve tek yapmaları gereken devlet koru derse korumak öldür derse öldürmekti. Başka şanları hiçbir zaman olmamıştı. Yada öyle sanmışlardı…
Devletin ona verdiği isim , kimlik , ev ve para… böyle şeyler Mercan ‘ı etkilemiyordu. Hatta bunun için teşekkür etme isteği yoktu çünkü onların yapmak istemediği bütün pislikleri yaptıkları için devlet onlara bakmak zorundaydı. Elleri kanlansın istemiyorsa para harcamak ve onlara bakmak zorundaydılar.
1.bölüm devletin gizli güçleri
Dolu ile kafe de oturmuş birazdan burada olacak kurbanlarını bekliyorlardı. İkisinin güzelliği herkesçe ilgi çekmişti ama buz gibi suratlarıyla çemberin içine gireni kış uykusuna yatırırız misali bakışları insanları onlardan uzak tutuyordu. Mercanın tek anlaştığı kişi Dolu olmuştu. Oysa Mercan Dolu’nun da birkaç güne başka bir ortak seçmek ister diye düşünmüştü. İlk defa bir konuda bu kadar yanılmıştı. Gerçekten arkadaş olarak görebileceği tek kişi Dolu olmuştu tabi Dolu onu arkadaş olarak görür mü ? pek sanmıyordu. Sonuçta kızı işten ve hayattan bıktıracak bir karakterdi Mercan .Mercan’ı düşüncelerinden sıyıran iki sarışın kızın garsonu ittirerek ve alay ederek kafaya girmesiydi. Mercan tabi ki topuku ayakkabı giymiş sarışın şeytanı isteyecekti ve Dolu bunu çoktan onaylarcasına gülümsemişti. Mercan kurbanını izlerken Dolu kendi kurbanının lavabo ya gidişini görünce masadan izin isteyerek kalkmıştı. Topuklu sarışın şeytanın sipariş vermesini beklemişti. Kurbanı ile azıcık oyun oynamaktan kimseye zarar gelmezdi. Kızın siparişi gelince bir çatal almasını bekledi Mercan. Katil ruhu ortaya çıkmıştı ve tek istediği kadının ağzında bir jilet olduğunu düşünmekti. Kız nefes aldıkça jiletin nefes borusuna yemek borusunda midesinde gezmesini istiyordu. Topuklu sarı şeytan Mercan ile göz göze gelince bir anda öksürmeye başlamıştı. Boğazını tutarak Mercan’a yardım istercesine bakıyordu. Ama Mercan’ın tek yaptığı kızı boş gözlerle bakarak izlemek olmuştu. Kızın ağzından şelale misali kanlar akıyordu ve çırpınıyordu. Kimsenin ona yardım etmemesi ayrı bir entrika olmuştu çünkü Dolu bu konuda herkesi etki altına almıştı. Sonunda kız son nefesini vermiş olmalı ki kafası sipariş verdiği tabağa sert bir şekilde düşmüştü. Mercan klasikleşmiş kocaman açık özlerini inceledi. Acaba bu kızlar ölmesi ne için istenmişti. Sonra umursamamaya karar verdi. Sonuçta bu onların işiydi. Nedenini sormazlar ve iş sonunda haklarını alırlardı. Dolu ne halde diye merak edip lavabo ya yönelmişti içerden gelen çığlık sesleri hoşuna gitmemiş değildi. Bu Dolu’nun içindeki siniri atma biçimiydi. Öldürmeden önce o kişinin yalvarışları acizliği Dolu’nun film izlerken mısır yemenin zevki gibi geliyordu. İçeri girdiğinde kız Mercan’a onu kurtarması için yalvarmaya başlamıştı. Mercan ise ayağıyla tiksinircesine onu Dolu’ya doğru itmişti. Dolu ise topuklu ayakkabı ile kızın boynunu serçe bastırmıştı. Topuklu ayakkabısın damarını kestiğini her yerin kan oluşundan anlamışlardı. Kızlar hiçbir şey olmamışçasına lavabo dan çıkmışlar ve hesabı ödeyerek yola koyulmuşlardı. Şimdi doruk onları arayıp yeni bir adres verecekler ve yeni bir yaşam kuracaklar ve devlet iş vermesini bekleyeceklerdi. Yavaş yavaş yürürken Dolu Mercan ‘a bir şey söylemek istiyordu ama her seferinde susuyordu.
‘‘ne söylemek istiyorsun Dolu?’’ hala düz bir şekilde yola bakarken ona bir şey söylemek istediğini nasıl anlamıştı mercan. Dolu bazen onun bu halinden korkmuyor değildi.
‘’bizim ölümümüz de böyle olur mu diye hiç düşündün mü?’’ merakına yenik düşmüştü Dolu. Cevap vermesi için bütün ilgisini Mercana yöneltmişti. Mercan’ın ise gülümseyerek ‘’ o kadar şanslı olacağımızı sanmıyorum Dolu’’ demesi Dolu’yu ansızın durup kaşlarını çatarak Mercan’a bakmasına sebep olmuştu.
‘’ bizim mezarımız olacağını sanmıyorsun değil mi Dolu. Yada ölünce arkamızdan ağlayacak insanların olmayacağının farkındasındır umarım. Bizler sadece işimizi yaparız ve işleri bittiklerinde mezara gömece kadar uğraşacaklarını sanmıyoru.’’
Mercan’ın negatif konuşması gerçekleri Dolu’nun suradına suradına vurmuştu.