- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yakamızı tutacak bir Musa yok!..
“Hani bir zamanlar Musa’ya kırk gecelik vaat verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz.” (Bakara 51)
31. Fikir’de, Bakara Suresi 51. ayetinde yer alan ‘Buzağı heykeli/icl’ üzerinde durmuştuk. Âyette dikkatimize sunulan bir başka husus ise, Cenabı Hakkın Tûr’da Hz. Musa’yı kırk gece ağırlamasıdır. Bu nedenle aynı âyet-i kerime üzerinde biraz daha durup düşünmek istiyoruz.
Çeşitli kaynaklarda, âyette geçen “kırk gecenin” Hz. Musa’nın Zilkade ayının başından Zilhiccenin onuna kadar Tûr Dağında oruç, ibadet ve tefekkürle kaldığı süre olarak ifade ediliyor. Bu sürenin sonunda Hz. Musa’ya, Allah Teâlâ, diğer ayetlerde anlatıldığı üzere, doğrudan hitapta bulunmuş ve kendisine ilahi emirlerin yazılı olduğu Tevrat’ı vermiştir.
Allah Teâlâ neden âyette rakam zikrediyor, sayılı bir günden bahsediyor? Bunun bir nedeni olmalıdır. Kırk gün birçok şeyin elde edilmesinde veya elden çıkmasında önemli, kritik bir süredir. Birey ve toplum, irşatsız, dini hizmetsiz bırakıldığında kırk gün sonra inancında azalma, itikadında bozulma, amelinde eksilme göze çarpar.
İnsanın kendi nefsine günde beş kez namaz kılmayı emretmesi, çoluk-çocuğuna bu yönde telkinde bulunması, kalbe hücum eden dünyevi sevgilerin engellenmesi için önemlidir. İnsanın duygu, düşünce, tutum ve davranışlarına değerler dizisi denmektedir; kırk gün kendi değerlerinden uzaklaştırılan ve yeni değerler dizisi ile tanıştırılan bir insanda yeni bir kimlik oluşmaya başlar.
İşte, asıl değişme de budur, diğerleri etkilenmedir. Paradigma değişti mi insan değişir. A iken B olur. Mesela; Hristiyanken Müslüman veya Müslümanken ateist olur. Hani denir ya; ‘atı atın yanına bağla ya huyundan ya suyundan etkilenir.’ Bir insan 40 gün düzenli olarak kahveye, meyhaneye, camiye, dershaneye vs. gitse, ünsiyet eder. 40 gün sebat etse, şer ya da hayr, netice alır. Ekinler, sebze ve meyveler, belli bir durumdan sonra, 40 günde potansiyellerine ulaşır, toplanacak, hasat edilecek seviyeye gelir.
Hz. Musa’nın 40 gün süren dağ inzivası kendini Allah Teâlâ ile konuşma mertebesine çıkarmıştır. Nefs tezkiyesinde de 40 gün önemli bir sayıdır; bir mürşidin kontrolünde kırk gün bir hücrede zikir, fikir ve ibadetle meşgul olan, az yiyen, az uyuyan müritte ruhi açılma başlar.
Sonuç: Çağımızda gerçek anlamda kendini Allah Teâlâ’ya 40 gün olsun adayabilen insan nadir bir varlık mesabesindedir artık. Ancak yüreğini 365 gün para kazanmaya, işe-güce, mal-mülk edinmeye, gayri meşru işlere, araştırma-geliştirme çalışmalarına, bilimsel ve sanatsal faaliyetlere, çeşitli uygulamalara, ideolojilere, devrimlere, üretmeye-tüketmeye, kahvehanelere, çarşı-pazara, eğlence yerlerine, birahanelere, plajlara vs. adayan insan sayısı ise mebzul miktardadır. Yürekte Allah Teâlâ yolunda yürümek isteği yoksa kalp hep dünya ile doluysa (buzağılar cirit atıyor ve böğürüyorsa), insan nefsine zulüm hâlinde yaşıyor, demektir. Belki yakamızı tutacak bir Musa yok, fakat Allah Teâlâ, hesap sormaya hepimize yeter.
M.Talât Uzunyaylalı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.