- 3338 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yelkovanın Oldum, Durmadan Kovalıoyrum Sevdanı
Kırgın bir tebessüm iner dudaklarıma,en ;kokmaya başladığın vakit düşüncelerimde.. En çok o gün aksın isterim yaşlarımın, ziyanı zarara uğramasın diye sevdam.ama bilmelisin ki,beklemiyorum artık seni...silindin artık dönüş yolundan..artık alıştım; gelişini görmeden,gidişlerini seyretmeye...
Şimdi hangi akrebin yelkovanı oldun,durmadan kimi kovalıyorsun bilmiyorum...ya da bir
akrep buldun mu ardın sıra kovalayacak ,yoksa hala akrepimi oynuyorsun,yelkovanları
peşine takarak...
Halbuki ne kadar çok ağlardık bazı geceler,yelkovanın amansızca akrepin peşinden
koşuşuna...ve büyük bir öfke beslerdik, akrepin vurdum duymaz tavırlarına...söylesene
şimdi senin ne farkın var, akrebin vurdum duymaz tavırlarından...bir tufana atıp sevgimi,umarsızca peşinden koşturuyorsun beni...
Sonbahar bitti buralarda,artık kışın ilk günleri yaşanıyor sokaklarımda...evsizler için son demler de bitti...artık kışla mücadele etmek zorundalar...benim yokluğunla mücadele etmem gibi...soğuk kış sabahlarında benden önce kalkıp,sobanın küllerinde boğulacak, çayın taze demlenmiş kokusunu odalarıma yayacak, ve sonsuz şefkatli öpüşleriyle, beni uykumdan uyandıracak bir sen yok artık...
En son ne vakit uğradın sokağıma, en son ne vakit selam verdin, bu sokağın tozunda umutlar toplamış sakinlerine bilmiyorum...ama haberin olsun, köşede sakallarının kıvamında pamuk şeker satan amcamız öldü...ve şekersiz kaldı mahallenin çocukları, ve seni anımsatan en son şeyde kayboldu gözleriminin önünden...keşke bende gidebilseydim senin gibi, terkedebilseydim, tozunda umutlar toplamış mahalle sakinlerini...ama yapamadım işte, senin gibi cesaret edemedim, bir arka sokağa çıkmaya,oradanda başka sokaklara dalmayı beceremedim...hep utandım, hep çekindim çevremdeki insanlardan...sokağımızdaki çocukların,bir sen kaldın bize masallar atan diyen bakışlarından utandım...en çokta kendimden utandım...aynaya her baktığımda sırtımı dönüp gittiğim insanların,yüzleriyle yüzleşmekten utandım...senin hiçbir zaman böyle endişelerin olmamıştı, hep küçümsemiştin büyüdüğün mahalleyi,burada hep boğulduğunu,burada tozlu umutlardan korktuğunu,bu umutlarla ölmek istemediğini söylüyordun...’’her söyleyişinde,aslında beni öldürdüğünü,tozlu umutlarımı bitirdiğini’’bilmiyordun...
Hep durmadan, artık seni beklemediğimi söyleyip duruyorum...aslında bunun cesaretsizliğimden kaynaklandığını,bu sokağı terketmekten korktuğumdan söylediğimi biliyorum...çünkü her sabah gizlice gözümü kaydırıyorum,sokağımızın girişine...kimbilir ,belki özlemiştir sokağımızın tozlu umutlarını,kimbilir, belki çocuklara masallar anlatan ikinci kişi olmayı özlemiştir,kimbilir, belki sakalları kıvamında pamuk şekerci amcayı özlemiştir,öldüğünü bilmeden...kimbilir, belki de tozlu umutlarımı bana vermek için,gelmek istemişindir diye,hep gözüm kayıyor sokağımızın girişine...belki gelirsin diye...
Yelkovanın oldum,durmadan kovalıyorum hayalimde seni , sevdana yetişebilme umudu ile...
YORUMLAR
"Sonbahar bitti buralarda,artık kışın ilk günleri yaşanıyor sokaklarımda...evsizler için son demler de bitti...artık kışla mücadele etmek zorundalar...benim yokluğunla mücadele etmem gibi...soğuk kış sabahlarında benden önce kalkıp,sobanın küllerinde boğulacak, çayın taze demlenmiş kokusunu odalarıma yayacak, ve sonsuz şefkatli öpüşleriyle, beni uykumdan uyandıracak bir sen yok artık..."
HOŞ BİR ÖYKÜ.AMA AKICI DEĞİL..
MAHALLE VE NOSTALJİ KADAR "AŞK" DA UZUN YER ALMALIYDI BENCE...EKSİK KALMIŞ..
SEVGİLER..