Hayatı Tersten Okuyoruz
Adamak için yazmak
Uyumak için yatmak
Define için kazmak
Sonuç elde var sıfır…
…/
Dünya böyle değil mi? Zayıflamak için spor yapmak, hareket etmek… Sözüm ona sağlıklı yaşamak için. Ne kadar aldatıcı değil mi? Bu işin başında, çok yeme kardeşim, israf etme de! Eğer böyle yapıyorsan kilolu olmazsın böylece sağlıklı yaşamak için spor yaptığına inanırım.
Ararız yayla havası, piknik tavası… Neymiş oksijen yönünden zenginmiş, bir tek yeşil orada varmış. Koşarız buralara! İşin başında çevreyi kirletmesen, sigara içmesen, gereksiz araç kullanmasan, kömür yakmasan, kimyasallara filtre koysan… Yaşadığın her yer yayla havası olmaz mı? Asumana uzayan binalar yapmasan, bahçeli ve bir ailenin yaşayacağı evler inşa etsen, bahçen piknik alanı olmaz mı? Neymiş hafta sonu gelsin haydi pikniğe gidelim mesaisi… Her yerde yanan mangallar, etrafa yayılan dumanlar ve atılan çöpler… Yaşadığımız alanın yayla havası olsun isterken, zorla bulduğumuz yaylaları kaybedecek oluruz… Biz kirliyiz, biz doğaya değer vermeyiz, biz maymun iştahlıyız… Bizden ne köy olur ne de kasaba!
Alsak yalan, satsak yalan, her işimizde kandırmaca talan… Hani duruluk, hani ayakkabılarımızı hızla eskiten çamurdan kurtaran kuruluk? Her şeye sahibiz ama doğamızı kaybetmişiz, ayağımızı bastığımız doğamızı da…
Hastaneler akciğer hastalıklarıyla, damar tıkanıklıklarıyla, kalp rahatsızlıklarıyla dolup taşıyor. Son ana geliyor ve şifa nerede diyoruz. Aman sağlık olsun da bir şey de istemiyorum diyoruz. Bu dilek ne kadar içten olsun istiyorum ve sonra da herkes hasta olsun ki, yaptığı kirlenmeye, doğaya eziyete son versin. Ama nerde? Yine başlar sil baştan, sıkıntı olduğunda müdahale sondan başa döndürür bizi. Biz tersten yaşamaya alışkınız.
…/
Kimse dedirtmez kendine ahmak
Birinin emrinde de olmaz yamak
Saray yerine arar durur olsun hamak
Sallayın hayal ile geçsin ister ömrü
…/
Masal okumak, yalanla büyümek, büyüler içinde hazıra konmak… İşte onlar da büyür ve tersten başlar hayata… Oyun öğretilir, oyunun gayesini öldürerek. Oyun şimdilerde öylesi eğlendiriyor ki sanalda… Anneler babalar masalı sanal dünya içine koydular, onu bile anlatmak için emek harcamıyorlar… Hani hoca misali parayı veren ipod ile oynar…
Çal misketi, bak da gör, oynamayız diyeni oynarken görürsün… Eğlenmektir oynamak… Bedenin sporudur farkında olmadan… Oynayın Türk milleti oynayın, neyi kutluyoruz demeden. Ölüm var düşünmeden… Oynayın! Bir gün toprak oynaya oynaya üstüne dökülecek. Ömrünüzün içini hayırla doldurmadığınız çukur sizinle dolacak…
Sizin bozduğunuz doğayı Allah yeniden yeşertecek… Onları devam ettirir diye yeni nesillere! Armut ağacın dibine düşer misali, gelen gideni aratıyor misali… Keşke değişebilsek. Doğanın değişine kulak versek, baksak, koklasak… Okusak!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Duyarlı yürek sesinizi ve gerçekçi çalışmanızı kutluyorum değerli hocam.
Selam ve dua ile.
saf şiir
Duyarsız insanlar çoğaldıkça çevrede bundan nasibini alıyor, diğer insanlarda nasibini alıyor. Şu tespiti hep yapıyorum, katılır mısınız bilmem? ''Hızlandıkça aslında batıyor insanoğlu'' Otuz sene önce aya gitti insanlık, Marsa insansız hava aracı indirdi ve inceliyor, belki yirmi otuz yıl içinde gelişen teknoloji ile insan gönderecek ve orada koloniler kuracak, ancak komşusunun kapısını çalmaktan aciz, bir tas sıcak çorba bile ikram edemeyen zavallı insanlar durumuna geldik. Böyle değildik tabi ki kırk yıl önce... Esiri olduk velhasılı makinelerin... Elektrikler kesildi mi dünyamız kararıyor, İnternet gidiyor, mahvoluyoruz adeta, mahvolmaz mı insan fecabooka giremiyor, saçma sapan bir şeyler paylaşamıyor. Oysa fırsat işte yakın ışıldakları, mumları alın eşinizi çocuklarınızı karşınıza sohbet edin. ''Vur patlasın çal oynasın.'' tarzı düşünceler bize ters olsa da kimileri de seviyor. Oysa ki Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. ''Benim bildiklerimi bilseniz az güler çok ağlardınız.'' diyor. Özetle güzel bir yazı güne yakışan kutlarım...