- 341 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Acı Kuvvet
Bundan seneler önce,daha rahmetli babaannem ve babam hayattalar. Soğuk bir kış günü,lapa lapa kar var Ankara’da,akşam sohbet ediyoruz;amca çocukları da var. Annem, kardeşim, babam ve ben. Bizim apartman aile apartmanı olduğu için, zırt pırt birbirimize girer çıkarız.Deyim yerindeyse, evler yolgeçen hanı gibi aramızda...
Daha o zamanlar babaannem yüzbeş yaşlarında, sağlıklı dinç, hayatında doktor nedir bilmez. Ara sıra amcaoğlu akordeon çalınca bizlen beraber ata barı bile oynar... Bizim içimizde bileği en kuvvetlimiz büyük amcaoğlu Adnan’dır. Geri kalan üçümüz bir adam etmeyiz.Onun yarı kuvvetine bile erişemeyiz...
Spor mağazalarında bileği kuvvetlendirmek için satılan halkalar vardır; vücut çalışanlar bilir. Adnan abim bir yerden almış eve getirdi. Hepimiz deniyoruz sırayla halkayı. Sıkıyoruz ve bırakmadan dakka tutuyoruz. Küçük amcaoğlu Murat iki dakika tuttu, ben iki yirmi filan tuttum, kardeşim üç dakika kadar dayanabildi, halkanın ele verdiği baskıya, en çok büyük amcaoğlu üçbuçuk dakka dayanabildi; bir ara babam denedi o da fena tutmadı o yaşında...
O sırada koltuğunda bizi seyretmekte olan babaannem; şivesiyle de konuşarak’Naydiyersuz ola, o nadurki’dedi. Babam ’Anne bu halkayı elimizde böylece sıkıca tutuyoruz hiç bırakmadan’diye cevap verdi. Babaannem’ Verin bakayım bir de ben deneyeyim’ dedi...
Ulan dedim içimden, amcaoğlu Murat iki dakka tuttu; babaannem birbuçuk dakka filan anca tutar.
Rahmetli halkayı bir sıktı, iki dakka, amcaoğlu devrildi, sonra üç dakka, benlen birader de devrildi, üçbuçuğu da geçti, biz ecel terleri döküyoruz, rezil olduk aleme, babamda gülmekten yerlere yatıyor. Dört dakika kırk saniye olunca babaannem babama dönerek, ’Cevdet daha tutayım mı bırakayım mı’diye sordu. Babam’Bırak anne, bırak rezil ettin zaten bizi’ dedi ve o an da, biz makaraları koyverdik. Babaannem ve babamı saygıyla anıyorum...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.