- 663 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NAYLON ÇORAP
Yıl 1963.
Bayburt Ortaokulunun üçüncü sınıfına devam ediyorum.
Ahırımızda 30 koyun , bir o kadar kuzu ve geçen seneden kalan 25 toklu , dört inek
ve bir atımız vardı.
Koyun ve tokluların zaman zaman yünleri kırkılarak kışın uzun gecelerde eğirilir o iplik
lerden şişlerle kazaklar ve çoraplar örülürdü.
Bazı yünlerden yatak , yorgan yapılırdı.
O güzelim yün çorapları giydikten dört beş gün sonra ayak parmaklarımız çorabı delerdi.
Delinen çoraplar atılmaz , rahmetli babaanneme iş çıkardı.
O , delinen yeri şişlerle ve yün iplikle onarırdı.
Bir hafta daha giyerdik.
Okulumuza Erzincan’dan naklen bir arkadaşımız geldi.
Giyimi gayet şıktı.
Belli ki memur çocuğu idi.
Ayaklarında kösele ayakkabı ve bir başka çorap vardı.
Naylon çorapmış ve delinmeden bir yıl giyiliyormuş.
Vay be...
Yaza doğru o naylon çoraplardan piyasada satılmaya başlandı.
Yün çoraplardan bıkmıştık artık.
Tamamen naylon olan o çoraplardan ben de giymeye başladım
Ayaklarımızı çok terletiyordu , kışın yün çorap gibi sıcak tutmuyordu ama , öyle üç günde
delinmiyorlardı.
Yaşasın....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.