- 424 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Vazgeçme
Daire kapısında orta yaşlı öfkeli bir kadın… Apartman merdivenlerinde aşağıya doğru hızla inen ayak sesleri… Kadın korkuluklardan başını uzattı. İneni görmeye çalışırken “Bana bak, İmza günü senin neyine!” Demir sokak kapısı çarpıldı. Kadın hırsını alamamış eve girdi. Koridordan geçip ilk açık kapıdan salona saptı. “Utanmaz. Beni tınlamazsın ha!” Tülü çekip pencereyi açtı. “Fuardan sonra doğru babanın yanına… Başlarım gitarına da kursuna da… Saçını, başını yolarım!” Rahatlamış… Pencereyi kapayıp tekli koltuğa çöktü. “Bütün dertlerimiz bitti! Yetenek sınavımız eksikti.”
Fuar yeri ana baba günü… Stantların önünde uzayan uçsuz bucaksız kuyruklar… Yaşlıca sevimli bir adam kendisine hazırlanan masaya oturup merakla bekleyen okurlarına baktı. Dikilmekten yorulanların ellerinde kalın kalın kitaplar… Görevli bir kadın masanın önüne geçti. “’Son nefesine kadar vazgeçme’ isimli kitabıyla…” diye devam ederken adam okurlarıyla göz teması kuruyor sanki beklemelerinden duyduğu üzüntüsünü ifade ediyor, gönüllerini almaya çalışıyordu. Kadın sözünü bitirip kenara çekilirken adamın yüzü acıyla buruştu. Sol kolunu tuttu. Okurlar dehşete düştü. Büyüyen gözler… Fısıldaşmalar… Kadın kaygılı “İyi misiniz? Devam edebilecek misiniz?” Adam gülümsemesiyle acısını sakladı. Kadın bekleyenleri davet etti. Kuyruk hareketlendi. Masaya konan kitaplar… Dikkatle çekilen fotoğraflar… Ayak üstü sohbetler… Adam saç diplerinden burnuna süzülen soğuk teri siliyor, sıkıntısını hissettirmemeye çalışıyordu. Kuyruğun ucu göründü. Sohbetler bitmiş, imzalar mekanikleşmişti. Son kitap da masadan alınınca adam sandalyeden yavaşça kalktı. Düzensiz birkaç adım… Sendeledi. Tek bir nefes “Ahhh!” dizlerinin üstüne çöküp yere yığıldı. Çığlıklar… Koşturmalar… “Ambulansss!”
Gitar tellerinde gezinen parmaklar… Tınlayan sesler…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.