Kapı önüne bırakılan bir çift ayakkabı... Aceleyle içine sokulan ayaklar… Delikanlı eşikten koridora doğru “Anne, sendikada arkadaşlarla buluşacağız.” Kapıyı çekerken kadın koridorda belirdi. Telaşla delikanlıyı yakaladı. “Kuzum, arkalarda dur olur mu? Polise de sataşmayın!” Delikanlı hiddetli “Hep işçi mi duracak! 1 Mayıs, 1 Mayıs!” Kadın alttan alır “Oğluşum, işsizlik artmış. Ekmeğinden olursun.” Delikanlı kafası ha karıştı ha karışacak yakasını kurtarıp merdivenlerde kayboldu. Kadın içi rahat koridorda yürürken arkasından seslenildi. “Hanım, çay ne oldu çay!” Kadın salona döndü. Üçlü koltukta gazeteye gömülmüş bir adam… Eşikte dikildi. Adam gazetenin üzerine başını çıkardı. “Bön bön bakacağına bir bardak koyuver.” Kadın sitem dolu “Bugün de sen koysan, ne olur!” Tehditkâr sallanan gazete… “Bilmem, boşanmalar artmış yazıyor.” Çatılan kaşlar… Büzüşen dudaklar… Kötü kötü bakan gözler… Kadın hışımla eğilip terliğini çıkarttı. Doğrulurken adam çoktan gazeteyi kendine siper etmişti. Uçan terlik… “Sen, devrim nedir bilir misin, Devrimmm!”